YARSAV Başkanı Arslan: Ülkemizde telefon hukukuna geçilmiştir

Yargıçlar ve Savcılar Birliği (YARSAV) Başkanı Murat Arslan, Kuvvetler Ayrılığı, Yargı Bağımsızlığı ve Yargı Yüksek Kurulları Sempozyumu’nda yaptığı konuşmada Türkiye’de, Sovyetler Birliği’nde komünist hükümetin uyguladığı yargı sisteminin kurulmaya çalı.

Google Haberlere Abone ol
YARSAV Başkanı Arslan: Ülkemizde telefon hukukuna geçilmiştir

Yargıçlar ve Savcılar Birliği (YARSAV) Başkanı Murat Arslan, Kuvvetler Ayrılığı, Yargı Bağımsızlığı ve Yargı Yüksek Kurulları Sempozyumu’nda yaptığı konuşmada Türkiye’de, Sovyetler Birliği’nde komünist hükümetin uyguladığı yargı sisteminin kurulmaya çalışıldığını söyledi. Arslan, “Şu anda herkesin gözü önünde eski Sovyetler Birliği’nde yargıçlar üzerinde baskıyı ifade etmek için kullanılan telefon hukukuna geçilmiştir. Orada yargıçlar önemli siyasal davalarda uygulamaları gereken hukuk kurallarına göre değil de siyasal iktidarın, yani komünist partinin yöneticilerinin emir ve talimatlarına göre karar veriyorlardı.” dedi.

YARSAV tarafından düzenlenen Kuvvetler Ayrılığı, Yargı Bağımsızlığı ve Yargı Yüksek Kurulları Sempozyumu, Grand Tarabya Hotel’de başladı. Sempozyuma, Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğu, YARSAV üyeleri ve Avrupa’dan yüksek düzeyde hukukçular katıldı. Sempozyumun açılış konuşmasını yapan YARSAV Başkanı Murat Arslan, Türkiye’de hükümetin kurmaya çalıştığı yargı sisteminin kaygı verici olduğuna dikkat çekti. Arslan, hükümetin bu yöndeki faaliyetlerini eski Sovyetler Birliği’ndeki uygulamaya benzetti. Arslan, “Yargıyı sıradan bir kamu hizmeti olarak görüp, genetiğini belirleyen bağımsızlık ve tarafsızlık özelliklerinden tecrit ederek siyasal iktidarın emrindeki bürokratik hiyerarşide alelade bir yere yerleştirme çabası var.” ifadelerini kullandı.

Arslan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Ülkemizde bugünlerde bu aşamadaki uygulamalara tanıklık etmekteyiz. Hukuka aykırılığı Danıştay’ca açıkça saptanan adli kolluk ile ilgili düzenleme, bu defa yasalaştırılmak suretiyle cumhuriyet savcıları, vali ve emniyet müdürlerinin altında, kararları onların denetimine tabi, hiyerarşik anlamda ast konumuna getirilmektedir. Yargısal sürecin ilk aşamasının yürütmenin kontrol ve denetimine bağlanması tarihsel tecrübemiz içinde artık unutmamız gerek tutuk adalet sisteminin yeni bir formla hortlatılmasıdır. Şu anda herkesin gözü önünde eski Sovyetler Birliği’nde yargıçlar üzerinde baskıyı ifade etmek için kullanılan telefon hukukuna geçilmiştir. Orada yargıçlar önemli siyasal davalarda uygulamaları gereken hukuk kurallarına göre değil de siyasal iktidarın, yani komünist partinin yöneticilerinin emir ve talimatlarına göre karar veriyorlardı. Yargıçların mesleklerini devam ettirebilmeleri, hukuka uygun ve adil yargılamalarına göre değil komünist partiden gelen emir ve talimatlara göreydi. Sonuçta Sovyet vatandaşlar için mahkemeler hak aramak için başvurulan bir kapı olmaktan ziyade siyasi iktidarın kararlarının hukuki bir kılıfa sokulup kendilerine tebliğ edildiği resmi dairelerdi. Bugün ülkemizde geçerli kılınmaya çalışılan sistemde otoriter ve totaliter şiarı olan telefon hukuku ile iş gören bir yargı sistemdir.”

‘FIRSATTAN İSTİFAEDE İLE KENDİLERİ PARALEL YAPI KURMAYA ÇALIŞIYORLAR’

Murat Arslan, paralel yapı söylemlerini de eleştirdi. Hükümetin kendi yolsuzlularını kapatmak için böyle bir şey uydurduğunu anlatan Arslan, “Muhaliflerini darbeci yaftasıyla hapislere tıkan ve sindiren siyasal anlayış şimdi de kendi yolsuzluklarını ortaya çıkaran ve yargılamaya tevessül edenleri de paralel devlet diye gayrı meşru ilan etmekte, beğenmediği yargı tasarruflarına paralel yargının işi diye uymaktan kaçınma ve fırsattan istifade ile yeni bir paralel yapı kurma uyanıklığı sergilemektedir.” şeklinde konuştu.

Yargı bağımsızlığının önemine de dikkat çeken Arslan, şunları söyledi: “Devlete karşı güven duygusunun zedelenmemesi için, bağımsız, tarafsız ve adil, en önemlisi ilke ve kurallara göre işleyen bir yargı sisteminin varlığı tartışılmaz bir gerekliliktir. Toplum adına karar veren yargının vatandaşa daha iyi hizmet verebilmesi için vatandaşın adalet talebini merkeze alan ve aynı zamanda kendisine tahsis edilen kaynakları da etkin olarak kullanan bir anlayış içinde hareket etmesi yargının da dikkate alması gereken meşru bir modern zaman talimatıdır.”
CİHAN

Yorumlar