Yargıtay, işyerinde 10 numara yağ bulunan sanığa verilen beraati bozdu

Ölümlü kazalara ve çevre kirliliğine sebebiyet veren ‘10 numara yağ’ kullanımı devletin aldığı önlemlere rağmen engellenemiyor. İşyerindeki aramalarda ele geçirilen madeni yağın akaryakıt olmadığı iddiasıyla yargılanan ve yerel...

Google Haberlere Abone ol
Yargıtay, işyerinde 10 numara yağ bulunan sanığa verilen beraati bozdu

Ölümlü kazalara ve çevre kirliliğine sebebiyet veren ‘10 numara yağ’ kullanımı devletin aldığı önlemlere rağmen engellenemiyor. İşyerindeki aramalarda ele geçirilen madeni yağın akaryakıt olmadığı iddiasıyla yargılanan ve yerel mahkemece beraatine karar verilen sanığa Yargıtay’dan kötü haber geldi. Yargıtay kararında, "Sanığa atılı suçun sübut bulduğu (ispatlandığı) gözetilmeden mahkumiyeti yerine yazılı şekilde beraatına karar verilmesi yasaya aykırıdır." denildi.

Ankara’nın Gölbaşı ilçesinde güvenlik güçleri 2011 yılında bir işyerine kaçak akaryakıt bulunduğu iddiasıyla operasyon düzenledi. Baskında işyerinde bulunan madeni yağlardan numune alındı. TÜBİTAK raporunda, numunelerin akaryakıt olmadığı ortaya çıkınca işyeri sahibi hakkında Gölbaşı Asliye Ceza Mahkemesi’nde ‘Petrol kaçakçılığı’ suçundan dava açıldı. Mahkeme, sanığın beraatine karar verdi. Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu (EPDK) kararı temyiz etti. Dava dosyasını yeniden ele alan Yargıtay 7. Ceza Dairesi, yerel mahkemenin kararını bozdu.

Bozma kararında, "Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu’ndan izin alınmadan; akaryakıt haricinde kalan solvent, madeni yağ, baz yağ, asfalt ve benzeri petrol ürünlerinden akaryakıt üretilmesi veya bunları doğrudan akaryakıt yerine ikmal edilerek üretilmesi, satışa arz edilmesi, satılması, bulundurulması, bu özelliğini bilerek ticari amaçla satın alınması, taşınması veya saklanması fiillerinin de kaçakçılık suçunu oluşturacağı yasalarda mevcuttur. Somut olayda; sanığın işyerinde yapılan aramada ele geçirilen madeni yağlardan alınan numunenin 20 Mayıs 2012 tarihli TÜBİTAK raporuna göre anılan yasal düzenleme kapsamında olduğu ve teknik düzenlemelere uygun akaryakıt olmadığının tespit edilmesi karşısında, sanığa atılı suçun sübut bulduğu gözetilmeden mahkumiyeti yerine yazılı şekilde beraatına karar verilmesi yasaya aykırıdır. Katılan EPDK vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden yerel mahkemenin kararı bozulmuştur." ifadeleri yer aldı.

OTOBÜSE KONULAN SAHTE AKARYAKITTA BERAAT KARARI BOZULDU

2009 yılında Adana’da düzenlenen operasyonda gözaltına alınan sanıklara verilen beraat kararı da Yargıtay’dan döndü. Güvenlik güçlerince düzenlenen operasyonda, yolcu otobüsü ve muavin ile bir şirket çalışanı otobüsün deposuna kurulan özel düzenekle menşei belli olmayan akaryakıt koydukları sırada yakalandı.

Üç sanık hakkında, Adana 1. Asliye Ceza Mahkemesi’nde ‘Ulusal marker kaçakçılığı’ suçundan dava açıldı. Mahkeme, sanıkların beraatine hükmedince EPDK avukatları kararı temyiz etti. Yargıtay 7. Ceza Dairesi, yerel mahkemenin kararını bozdu. Kararda; EPDK’dan izin alınmadan; akaryakıt haricinde kalan solvent, madeni yağ, baz yağ, asfalt ve benzeri petrol ürünlerinden akaryakıt üretilmesi veya bunları doğrudan akaryakıt yerine ikmal edilerek üretilmesi, satışa arz edilmesi, satılması, bulundurulması, bu özelliğini bilerek ticari amaçla satın alınması, taşınması veya saklanması fiillerinin de kaçakçılık suçunu oluşturacağına dikkat çekildi.

Yargıtay bozma kararında şu ifadelere yer verildi: "Somut olayda; ticari nitelikte olan yolcu otobüsü şoförü ve muavini olan sanıklar ticari aracın deposuna, şirket çalışanı sanık ile birlikte işyerinde kurulan düzenekle menşei belli olmayan akaryakıt koydukları ortadadır. TÜBİTAK raporuna göre mineral yağ, bitkisel yağ ve organik çözücü (motorin, white spirit) karışımından oluşan, menşei belli olmayan yakıt ikmali yaptıkları esnada yakalanmaları karşısında, eylemin 5015 sayılı yasada düzenlenen petrol kaçakçılığı suçunu oluşturduğu gözetilerek, her bir sanığın olaydaki fonksiyonu değerlendirilerek hukuki durumlarının ayrı ayrı tespiti ile sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, oluş ve dosya içeriğine uygun düşmeyen gerekçeyle yazılı şekilde hüküm kurulması yasaya aykırıdır. Katılan vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün bozulmasına oy birliği ile karar verildi." CİHAN

Yorumlar