Ünal Tanık: Amaç, Risale-i Nur gruplarını ayrıştırmak
Kültür Bakanlığı'nın Risale-i Nur'ların basımını durdurmasını kamuoyu gündemine getiren internet sitesi Rota Haber'in Genel Yayın Yönetmeni Ünal Tanık, 3 haftadır bandrol verilmediği için basımın fiilen yasaklandığını söyledi.
Kültür Bakanlığı'nın Risale-i Nur'ların basımını durdurmasını
kamuoyu gündemine getiren internet sitesi Rota Haber'in Genel Yayın
Yönetmeni Ünal Tanık, 3 haftadır bandrol verilmediği için basımın
fiilen yasaklandığını söyledi. Tanık, "Amaç, Risale-i Nur
gruplarını ayrıştırmak." dedi.
Risale-i Nur’ların basımının sadece Bediüzzaman Said Nursi’nin
kardeşi Abdülmecid Ünlükul’a verilmediğini hatırlatan Ünal Tanık,
kimlerin bunları basabileceğini Üstad’ın sağlığında açıkladığını
dile getiriyor. Bununla ilgili belgeleri ortaya koyduklarını
vurgulayan Tanık, “Fethullah Gülen cemaatinin Risale-i Nur’ları
basımına engel olunmaya çalışılacak. Sonrasında da daha farklı
şeyler yapılacak. Çünkü bu hükümetin Risale-i Nur’larla ve Nur
cemaatiyle ilk günden bu yana hiçbir alakası yok.” yorumunu
yaptı.
İşârâtü’l-İcaz’ın sadece 250 adet basıldığı şeklinde haber
yaptığını söyleyen Tanık, bu rakamları Diyanet İşleri
Başkanlığı’ndan aldıklarını anlattı. Tanık, “Hükümet bunu miting
meydanlarında dillendirerek, ‘İşte biz Risale-i Nur’ları basıyoruz’
diyerek öteki Risale-i Nur gruplarını bir araya toplamaya,
yanlarında tutmaya çalıştı.” diye konuştu. “Bugüne kadar Said
Nursi’nin hep aleyhinde yazıp konuşanlar, seçimler öncesinde
Üstad’ın hayranı kesildiler.” diyen Tanık, bunun seçimlere kadar bu
grupları yanlarında tutmak anlamına geldiğini ifade etti.
'RİSALE-İ NUR'LAR FİİLEN YASAKLANMIŞ DURUMDA'
Risale-i Nur basımının durdurulmasında amacın gruplar arasındaki
ayrışmayı derinleştirmek olduğuna vurgu yapan Tanık, Risale-i
Nur’ların basımının hükümete angaje olmuş, yanında durduğunu
ispatlamış gruplara verildiğini belirtti. Kültür Bakanlığı’nın
kitap basımını durdurmak için izlediği yolun bandrol vermemek
olduğunu kaydeden Tanık, “Kültür Bakanlığı 3 haftadan bu yana
bandrol vermiyor. Hiçbir gruba vermiyor. Sadece Osmanlıca basılan
Risale-i Nur’lara veriliyor. Bunu yapmaktaki amaç; Risale-i Nur
grupları içerisindeki ayrışmayı derinleştirmektir. Yani hükümetin
yanında duran Risale-i Nur cemaati-hükümetin yanında durmayan öteki
gruplar.” dedi.
'ÖTEKİ CEMAATLERE DE SIRA GELECEK'
Öteki cemaatlerin bu saldırının sadece Hizmet Hareketi’yle sınırlı
kalacağını zannettiklerini hatırlatan Ünal Tanık, bunun büyük bir
yanılgı olacağını dile getirerek, “Sıra hepsine gelecek. Bugün önce
büyük olandan başladılar. Yapamadıklarını ve yapabildiklerini hep
birlikte göreceğiz.” ifadelerini kullandı.
Bu arada Kültür Bakanlığı, Risale-i Nur’ların basımı ile ilgili
yayınevlerine sınırlama getirildiği yönündeki haberleri doğruladı.
Bakanlık açıklamasında Risale-i Nur Külliyatı’nın izinsiz basıldığı
yönünde kendilerine yoğun şikâyetler iletildiğini ve bunun üzerine
inceleme başlatıldığını belirtti.
BEDİÜZZAMAN'IN ALEYHİNDE YAZIP KONUŞANLAR, HAYRAN KESİLDİ
Bazı yazar ve siyasilerin seçimlerden önce Bediüzzaman'ın adını
ağızlarına almadıklarını dile getiren Tanık şöyle konuştu: “Bugüne
kadar Risale-i Nur cemaatinin Bediüzzaman Said Nursi'nin hep
aleyhinde yazıp konuşanlar, seçimler öncesinde Bediüzzaman Said
Nursi'nin hayranı kesildiler. Düne kadar adlarını ağızlarına
almayan insanlar ‘Nurcu' kesildiler. Bu neydi? Bunun bir anlamı
vardı, netti. 'Seçime kadar bunlar bizim yanımızda olsunlar.' ”
Risale-i Nur'ların sadeleştirilmesinin gerekliliğini savunan Tanık,
“Osmanlıca bilen bir insan olarak söylüyorum, Risale-i Nur'un dili
günümüz insanın anlayabileceği dilin ötesinde bir dil. Bir İranlı
1000 yıl önce yazılmış bir eseri hiçbir zorluk çekmeden açıp
okuyabiliyor. Ama biz daha 70 yıl önce yazılmış olan Risale-
Nur'ları anlamıyoruz. Anlaşılmaz hale getirilmişiz. Bu bizim
insanımızın suçu değil. Bir politika uygulanmış ve bu hale
getirilmiş. Risale-i Nur'ları İngilizce'ye, Rusça'ya, Arapça'ya ve
Japonca'ya çevrilmesine karşı değilsek, Risale-i Nur'ları günümüz
insanına ulaşacak ve onların anlayacağı bir dile çevrilmesi de
yanlış değildir. Ama burada yapılması gereken üzerinde
sadeleştirilmiştir yazısının bulunmasıdır.” ifadelerini
kullandı.
CİHAN
Yorumlar