Tuğrul Türkeş'ten Başbakan taklidi
MHP Genel Başkan Yardımcısı Tuğrul Türkeş, yaklaşan yerel seçimler ve Türkiye’deki yolsuzluk operasyonlarıyla ilgili değerlendirdi.
MHP Genel Başkan Yardımcısı Tuğrul Türkeş, yaklaşan yerel
seçimler ve Türkiye’deki yolsuzluk operasyonlarıyla ilgili
değerlendirdi. Ortaya çıkan ses kayıtlarına inandığını belirten
Türkeş, Başbakan Erdoğan'ın taklidini yaparak, “Başbakan olan şahıs
benim partime karşı suikast yapıldığında -bizim kaset olayları 2011
seçim arifesinde- 'bu özel hayat dendiğinde' höykürüyordu. 'Neyi
özel genel genel' diye bağırıyordu. Şimdi aynı adam çıkmış ‘benim
kriptolu telefonumu dinledi’. Devletin sana güvenlik için verdiği
telefonu da oğlunla para transferinde kullanma sen de.” şeklinde
konuştu.
Tuğrul Türkeş, Enver Aysever’in hazırladığı ‘Aykırı Sorular’ isimli
programa katıldı. Gündeme ve seçimlere yönelik açıklamalar yapan
Türkeş, yolsuzluk operasyonları sonrasında ortaya çıkan ses
kayıtlarına inandığını, bunların sonunda esas olanın yargılanma
olduğunu ve bunun örneklerinin yurt dışında bulunduğunu ifade
etti.
Türkeş şöyle dedi: “Ben bir siyasi partinin genel başkan
yardımcısıyım. Benim karşımda bir siyasi parti var; Adalet ve
Kalkınma Partisi. Bunun başı, genel başkanı Başbakan olan şahıs
benim partime karşı suikast yapıldığında -bizim kaset olayları 2011
seçim arifesinde- 'bu özel hayat' dendiğinde höykürüyordu. ‘Neyi
özel? genel genel’ diye bağırıyordu. Şimdi aynı adam çıkmış benim
kriptolu telefonumu dinledi… Devletin sana güvenlik için verdiği
telefonu da oğlunla para transferinde kullanma sen de. Bundan
eminim. Devlet Bey’le (Bahçeli) ilgili çok komik bir şey yaptılar.
Bu kadar olur, işte iki cümle olur. Onun ciddi olmadığını herkes
anladı. Ama şimdi kısık sesle Tayyip Erdoğan’ın konuşmasını
bulacaksın, bolca bulacaksın montaj yapacaksın. Herkes Tayyip Bey
ve ailesini dinine bağlı ve yoğun yaşayan bir adam olarak tanıyor.
3 aydır ‘ben yapmadım onlar yaptı’ demek yerine Tayyip Erdoğan
neden çıkıp da ‘vallahi de billahi de benim evimde böyle paralar
yoktur. Ben böyle bir haram işe de bulaşmadım’ diye de niye bir
açıklama yapmadı? Benim hiçbir talebim yok. Tek talebim onun
yargılanması. Bunun emsalleri yurt dışında var.” ifadelerini
kullandı.
17 Aralık’tan sonra polislerin ve yargı mensuplarının tayinlerine
de değinen Türkeş, “Bir soruşturma başladı, polisleri oradan oraya
savurdun. Ama bir polisle ilgili ceza davası açamadı. Demek ki bu
polisler suçlu değil. Düne kadar göğe çıkarttığın savcıları oradan
oraya savurdun. Ülkenin Doğusu Batısı yok ki ha Bolu’da çalışmış ha
İstanbul’da iş yapmış. Bunlarla da ilgili yasal bir işlemin yok.
Bunların arkasında vehmettiğin Gülen cemaatiyle ilgili ağzına
geleni en ağır sözleri… Biz siyasete dahlini hissettiğimiz yerlerde
uyardık. Tayyip Bey’e inanıp hepsi bir gurup oldu falan diye bir
şey yok. Gülen cemaatinden daha ben bir kişiyle karşılaşıp
konuşmamışım. Tayyip Erdoğan her şeyi söyler.” dedi.
'SARKOZY KADAR BAŞBAKAN’DAN FERASET BEKLİYORUZ'
Fransa’da Sarkozy örneğini veren Türkeş, “Sarkozy, 2012’de seçimi
kaybetti, Hollande kazandı. Arkasından Sarkozy’nin Libya ilişkileri
ve bunun ses kayıtları çıktı. Bu ses kayıtları ile ilgili de yasal
işlem başladı. Hollande, sosyalist parti yeni iktidar olmuş,
bakanların eli ayağı birbirine girdi. Türkiye ile çok benzer bir
olay, hepsi 'aman ha biz sizi dinlemedik' diyorlar. 'Bizle alakalı
bir konu değil' diyor. İşin ilginç tarafı ne biliyor musunuz? Şu
saate kadar Sarkozy, bir kere bile çıkıp da 'bunun kararını sandık
verecek' demedi. Sarkozy’nin sadece avukatları bu konuda açıklaması
yapılması gerekiyorsa yapıyor, bu iş siyasi değil hukuki bir
meseledir diyor ve hukukun sonuçlanmasını Sarkozy bekliyor.
Sarkozy, kadar Türkiye Cumhuriyetinin Başbakanından da feraset
bekliyoruz.” ifadelerini kullandı.
Babasının siyasi kariyeri sırasında kendisinin de ticaretle
uğraştığını ancak babasının isteği ile ticareti bıraktığını anlatan
Türkeş, “Ben o zaman hem üniversite talebesiyim, hem ticaret
yapıyorum. Rahmetli Türkeş (babası) beni çağırdı. Medikal işi
yapıyordum. Bana dedi ki sen bu işi bırak. Yaptığım iş de bugünün
rakamları ile 1000 liralık, 2 bin liralık işler. Astronomik
rakamlar değil. Niye bırakacağım? dedim, ben dedi koalisyona
girdim. Ben de gencim ya hoşuma da gidiyor, ticaret yapacağım
falan. Yok dedi, seni ben yetiştirdim, suiistimal yapmayacağını
biliyorum ama Sağlık Bakanlığı bende malı buraya satacaksın, Gümrük
Bakanlığı bende mal gümrükten geçecek. Ticaret Bakanlığı da bende…
‘Ben kendi yanımdaki arkadaşlarıma anlatamam senin dürüst iş
yaptığını. Ben senden çok rica ediyorum, hisselerini ortaklarına
devret bizim basınla ilişkilerimizde bize yardım et, burada
memuriyet yap’ dedi. Ben içim kan ağlaya ağlaya firma hisselerini,
yalandan değil yani emir üzerine devretmişim." şeklinde
konuştu.
CİHAN
Yorumlar