Tuğrul Türkeş: Bu mudur bizim layık olduğumuz yönetim tarzı?

MHP Genel Başkan Yardımcısı Tuğrul Türkeş, "İki aydır bir şeylerle meşgulüz. Nedir o.

Google Haberlere Abone ol
Tuğrul Türkeş: Bu mudur bizim layık olduğumuz yönetim tarzı?

MHP Genel Başkan Yardımcısı Tuğrul Türkeş, "İki aydır bir şeylerle meşgulüz. Nedir o. Bakanların çocukları yedi mi, yemedi mi? Yahu bırak ver mahkemeye. Mahkemede hakim çözer. Bizi neden meşgul ediyorsun. Rüşvet devletin memuruna verilir. Hakim ve savcıya götür teslim et yargılansın. Yargılamanın sonunda da yapmadıysa beraat eder. Yaptıysa onun da cezasını çeker. İki aydır Türkiye bununla meşgul. Ya bu mudur bizim layık olduğumuz yönetim tarzı? Bunu mu istedik Allah aşkına? Bİr hadis-i şerif var. Kavimler, layık oldukları şekilde yönetilirler diye. Vallahi bu bizim layığımız değil" dedi.

MHP Aksaray İl teşkilatının aday ve proje tanıtım toplantısına katılan Türkeş, tek başına iktidara gelmiş bir siyasi partinin iki aydır rüşvet konularına ilişkin açıklamalarından sıkıldığını söyledi. 17 Aralık'ta Türkiye'de bir sürecin başladığına dikkat çeken Türkeş, "iki ay içerisinde emniyet teşkilatı hallaç pamuğu gibi kenarlara atıldı. Nedir şuçları? Suçlunun peşinden gittiler. Polis yetki kanununun tanımı, odur ya. Devlet onun için onlara para veriyor. Git hırsızı kulağından tut diye polise para veriyor. Bunları neden yerinden ediyorsun? Efendim başka birileri varmış da haberim yokmuş. Hakimi savcıyı hallaç pamuğu gibi attın. Ne yaptı bunlar? Suç işleyenleri tespit etti. Yasal dinlemeler yaptılar ve yasal dinlemelerin ardından bu suç işleyenleri, polise dediler ki gidin şu suç işleyenleri çağırın da bir ifade versin. Şimdi bunu dedi diye, neden hakim ve savcıyı hallaç pamuğu gibi oradan oraya atıyorsun? Memleketin doğusu batısı yok. İstanbul'dan aldın Bolu'ya verince iş yapamaz mı sanıyorsun? Polis teşkilatında bir ayda bir makamda 3 müdür değiştirdikleri var. Bu insanlar, bu ülkenin insanları değil mi? Bu vatanın evladı değil mi? Yazık değil mi bunlara? Meydan meydan geziyorsun ne anlatıyorsun? Biz Türkiye'ye çok güzel şeyler kazandırdık. Bu senin yakınlarının hırsızlık yapmasını hoş göstermez efendi mümkün değil. Ülkeye iyi şeyler yapmak ayrı bir şeydir. Suiistimal ayrı bir şeydir. İyi bir şey yaptıysan herkes seni över ama suiistimal yaptıysa yargıya gider cezasını çeker" diye konuştu.

"İki aydır gündeme ilişkin deli saçmalıklarından sıkıldığını" kaydeden Türkeş, konuşmasını söyle sürdürdü:

"3 tane çocuk, 2 tane akraba ve kayınço bunlar mahkemeye gideydi. Doğru dürüst bir yargı sisteminde yargılansaydılar. Şu başbakanın da bir projesi ya da emekliliğini anlatsaydı, daha iyi olmaz mıydı. Şimdi neden emeklilik diyoruz. Basit bir hesabı var. 2011 seçimleri kampanyasında sayın başbakan dedi ki, ilk dönemim acemilikti dedi. Kendisine bir şey beceremedim dedi. İlk dönem acemilikti ne demek? Ben bir şey yapamadım demektir. İkinci dönem kalfalık dedi. Yine tam da bir şeyler yapamadık filan gibi. 2011 yılında şimdi ustalık dönemim dedi. Geçen gün bizim bir arkadaş dedi ki. Başkanım bu iş, çıraklığı, acemiliği, kalfalığı ve ustalığı oldu. Bundan sonrası ne oluyor dedi. Sonra kendisi emeklilik oluyor dedi. Sayın başbakanın beyanlarına göre bu böyledir. Önce çırak olur, kalfa olursun. Sonra usta olursun ve en son olarak emekli olursun. Demek ki emeklilik dönemi yaklaşıyor. Şimdi ustalık dönemiyle ilgili olarak diyor ki,' ben kandırıldım' diyor. Böyle usta olur mu? Ben yapmadım onlar yaptı. Kim o? Paralel devlet. Bu eskiden hukukta, faikı gayri muayyen derler. Yani suçu işleyen belirsiz dedi. Şimdi diyor ki ben yapmadım onlar yaptı. Aslanım, ustalık döneminde, bu milletin yüzde 50 oyunu almış ve de her yerde kükreyip Türkiye’nin her hakkını her safhada, her platformda koruduğunu iddia eden bir başbakansın. Bu mazeretler bizim için geçerli değildir."

"Burası anayasası olan bir hukuk devletidir. Bazen günlük hengâmenin içinde bu ölçülerin kaçtığını biliyorum. Ama burası anayasal bir hukuk devletidir. Bu millet sana yüzde 50 oy ile seni ve ilan ettiğin önde görünen kadronu iktidara getirdi. Bu milletin gözünden kaçırarak bu milletin rızası ilafına sen o iktidarı birileriyle paylaştıysan niye paylaştığını anlatmak zorundasın. Şimdi bugün birilerini suçlamadan birilerini itham etmeden önce sen bu millet tek başına AKP olarak hem de görünen adamlarınla ağlamadan sorumlu devlet bakanın bozuk ağızlı genel başkan yardımcın. Hepsiyle beraber al ve milleti yönet diye helal oylarını sana verdiler. Sen niye bu ustalık döneminde ya da acemiliğinde ne zaman yaptıysan şimdi kendin söylüyorsun ben yapmadım onlar yaptı onlar paralel yapı. Allah Allah. Niye imkân verdin bunlara. Niye paylaştın. Neyi paylaştın. Ne karşılığında paylaştın. Karşılığında ne aldın. Nakit miydi ayakkabı kutusunda mıydı. Çocukların vakfına mı gitti. Neydi bu paylaştığın. Bunu anlatman lazım millete. Bu millete bunun hesabının verilmesi lazım. Bunun hoş görülecek kabul görülecek bir tarafı yok. Evinde yedi tane kasa çıkmış çocuğun evdeki bir buçuk milyon liraya üç beş kuruş diyen çocuk. Öbürünün vakfına yüz milyon dolar gelmiş. O kadar çok geliyor ki her halde nerden geldiğini bilmiyorlar. Üstünden bir buçuk ay geçti açıklayamadılar. Yüz milyon dolar niye geldi diye. Yapmadık da diyemiyorlar. O kısmı çok enteresan. Yani yapmadık diyemiyorlar. Diyor ki aldık ama diyor cami yaptıracaktık. Bak bak bak. Aldık ama imam hatip yaptıracaktık. Çocuk okutacaktık. Üniversite yaptıracaktık. Arkadaş bu aldığınız haram haram haram. Haram parayla cami yapılmaz. Kubbesi başınıza geçer. Haram parayla çocuk okutulmaz. Haram parayla imam hatip yapılmaz. Haram parayla hiç bir şey yapılmaz. Kendine kendi meşrebine kendi tarzına yakıştırıyorsan bir tek kendi çocuğunun gırtlağından geçirirsin onun hesabını da sen diğer dünyada verirsin. O bizi ilgilendirmez ama haram parayı aldığın yanlışı yaptığın yanlışı ben bundan cami yaptıracaktım. İmam hatip yaptıracaktım üniversite yaptıracaktım. Çocuk okutacaktım burada çocuk yok buradaki insanları kandıramazsın."

"İşte bu şartlarda 30 Mart'ta belediye seçimlerine gidiyoruz. Yani bir yerel yönetim seçimi var. Belediyeden belediye meclis üyeleri seçilecek ama diğer taraftan da bir içinde bulunduğumuz şartları görmemiz lazım. Şimdi bu 30 Martta bunların hesabı mutlaka AKP den sorulmalı. Hesap sormak derken dediğim gibi bu soruların cevabını bir kere bu millet almadı. Bu millet bunu hak ediyor mu? Herkese nasip olmaz. Üç dönem üst üstte size oy verdiler. Size itimad ettiler. Yani sizin toplumda göründüğünüz şekliyken ailenizle birlikte sizleri mütedeyyin ahlaklı insanlar olarak kabul edip bu millet size oy verdi. Tek başınıza yönetin dedi. Şimdi ben yapmadı o yaptığı bizde kabul etmeyiz bu milletin de kabul etmesi mümkün değil. Türkiye cumhuriyeti devleti başbakanısınız. Aksini ispatlamadığınız sürece bir cemaat aleyhine bir grup aleyhine bir topluluk aleyhine elinizde delil yoksa bunlara hakaret etme hakkını nasıl buluyorsunuz. Senin partinde yolsuzluğa karışan için masumiyet karinesi varsa ispat edemediğin veya suçu üstünden atmak için hedef gösterdiğin insanlarla ilgili delil ortaya çıkartıp koymadığın sürece o masumiyet karinesi onların tümü içinde hem de o hırsızlardan çok daha fazla hakkıdır. Bunu da görmek bunu da anlamak bunu da bilmek gerekir."

"30 Mart yerel yönetim seçimlerine işte bu şartlarda giriyoruz. Bir taraftan kendi bölgenizde size hizmet edecek belediyeleri seçeceksiniz. Belediye meclis üyelerini seçeceksiniz. Ama diğer taraftan da bu siyasi iktidara bir çok şahane hesap sorma vesilesidir. Çok şahane bir hesap sorma zamanıdır. Yani aklını başına aldırtabilirseniz belki süreyi tamamlayana kadar biraz daha insaflı biraz daha vicdanlı ve bu millete hizmetine belki biraz hizmet etmek için gayret ederler. Yani o bakımdan da bu 30 Mart seçimlerini biz fevkalade önemsiyoruz." CİHAN

Yorumlar