TROD: Türkiye’de kanserle ilgili veriler doğru tutulmuyor

Türk Radyasyon Onkolojisi Derneği (TROD) Başkanı Prof. Dr. Sedat Koca Türkiye’de kanserle ilgili verilerin gerçeği yansıtmadığını söyledi.

Google Haberlere Abone ol
TROD: Türkiye’de kanserle ilgili veriler doğru tutulmuyor

Türk Radyasyon Onkolojisi Derneği (TROD) Başkanı Prof. Dr. Sedat Koca Türkiye’de kanserle ilgili verilerin gerçeği yansıtmadığını söyledi. Türkiye’nin sağlık politikasının önceliklerinin farklı olduğunu belirten Koca, “Bir doktora sen şu ilacı neden çok yazıyorsun, şirketle anlaştın mı? Diye doktora hesap soran Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK), ölen vatandaşların hangi hastalıktan veya hangi kanser türünden öldüğüne dair istatistikleri tutmaya gerek duymuyor. SGK, Sağlık Bakanlığı’yla iç içe çalışan bir kurum ama hükümetin önceliği bunlar değil. Hükümetin böyle bir önceliği yok. Hükümet için birinci öncelik grip olan hastanın evine ilaç alarak dönebilmesi.” şeklinde konuştu.

Antalya’da 11. Ulusal Radyasyon Onkolojisi Kongresi’nde konuşan Koca,Türkiye’de kanser hastalığının arttığı yönündeki iddiaların gerçeği yansıtmadığının altını çizdi. Koca, bunun sebebini ise sağlıksız kanser hastalığı verilerine bağlayarak, “Türkiye’deki kanser sıklığı verileri doğru değil. Bizim bilgi sistemimiz kötü bir sitemde çalıştığımızın bir göstergesi. Veriler bölgesel olarak toplandığı için doğru sonuçlar vermiyor. Verilerin toplanmasında Tunus ve Tanzanya gibi ülkelerle aynı seviyedeyiz.” ifadelerini kullandı. Türkiye’de ortalama yaşam süresinin arttığını belirten Koca, yaşam süresinin artmasıyla yaşlı insan sayısı da arttı. Tabi kanser yaşlılık hastalığı. Böyle olunca da kanserden ölen insan çokmuş gibi görünüyor. Ama bu doğal bir sonuç.” dedi.

KANSERLE MÜCADELEDE EN ETKİLİ TEDAVİ, PROTON

Kongrede teknolojik gelişimlerin de ele alındığına değinen Koca, kanserde proton tedavisinin Türkiye’de de uygulanması için çalışma yapılması gerektiğine işaret etti. Türk Radyasyon Onkolojisi Derneği Başkan Yardımcısı Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Radyasyon Onkolojisi Anabilim Dalı öğretim üyesi Prof. Dr. Serdar Özkök de kanserde proton tedavisiyle ilgili açıklamalarda bulundu. Proton tedavisinin maliyetinin yüksek olduğuna değinen Özkök, bu teknolojinin kullanılmasının bir ekip işi olduğunu söyledi.

Özkök, proton tedavisinin çocuklarda kullanılmasının faydaları olduğunu anlatarak, bu sayede çocuklarda ilerde ikinci kanser riskinin azaldığını aktardı. Ayrıca tedavinin direkt olarak kanserli hücreye uygulandığı için diğer hücrelerin zarar görme riskinin olmadığını açıkladı. Bu tedaviyi gören çocukların gelişiminde herhangi bir problemin ortaya çıkma riskinin bulunmadığını söyledi. Özkük de bu tedavinin kesinlikle Türkiye’ye getirilmesi gerektiğine vurgu yaptı.

Prof. Dr. Esra Kaytan Sağlam ise radyasyon onkolojisi teknolojisinin bazı risklerinin olduğunu ancak proton tedavisiyle bu risklerin en aza indiğine değindi. Radyasyonu kullanırken doğru hedef alınması gerektiğini anlatan Sağlam, beyin, akciğer ve prostat kanserlerinde artık cerrahi tedavilerin yerini radyoloji tedavisinin almaya başladığını söyledi. Bu tedavi yöntemiyle hastanın daha az zarar gördüğünü sözlerine ekledi.

"RADYASYON ONKOLOJİSİ UZMAN PROBLEMİ VAR"

Prof. Dr. Zeynep Özsaran, ise radyoloji teknolojisinin ilerleyen yıllarda daha çok kullanılacağını ancak, uzman eksikliği nedeniyle problemler ortaya çıkacağı uyarısında bulundu. Özsaran, “Yüksek Öğretim Kurumu üniversitelere çok az radyasyon onkolojisi asistanı kadrosu sağlamıştır. Türkiye’de aktif çalışan 500 radyasyon onkolojisi uzmanından en az 100 tanesinin önümüzdeki 10-15 yıl içinde emekli olması beklenmektedir. Gelecekte uzman sayısı açısından sıkıntı yaşamamak için YÖK ve Sağlık Bakanlığı’nın Türk Radyasyon Onkolojisi Derneği ile birlikte çalışarak önümüzdeki 10 yıl için hem radyoterapi altyapısını hem de insan gücünü planlaması gerekmektedir.” şeklinde konuştu.

Prof. Dr. Yavuz Anacak ise radyasyon kazalarına ilişkin bilgiler verdi. Nükleer kaza ya da radyasyon kazası, Uluslararası Atom Enerjisi Kurumu’nca (IAEA) “İnsanlara, çevreye ya da tesise dair ciddi sonuçlar doğuran olay” olarak tanımlandığını söyledi. Anacak, “Radyasyon kazalarının tesisler açısından dağılımı incelendiğinde kazaların yaklaşık %10’u hastanelerde oluşmaktadır.” dedi. Ancak, Türkiye’de uzun yıllardır kayda değer bir radyasyon kazası olmadığını açıkladı.

Kongrede farklı kurslarda çok sayıda hekim kendi alanlarıyla ilgili eğitimler aldı. Katılımcı sayısının 800’ü aştığı kongrede “Akciğer kanseri, gastrointestinal sistem kanserleri, yumuşak doku sarkomları, jinekolojik kanserler, pediatrik ve hematolojik kanserler” alanında, birçok konuda son gelişmelerin detaylı olarak ele alınacak. 65 oturumda, yurtiçi ve yurtdışından alanında deneyimli 150 uzman bilgi ve deneyimlerini paylaştı. 446 poster, 41 sözel bildiri olmak üzere toplamda 481 bildiri deneyimli hocaların değerlendirmelerine sunuldu. Kongre 27 Nisan’da sonra erecek.

CİHAN

Yorumlar