TBB Başkanı Feyzioğlu: Cumhurbaşkanlığı teklifi gelmedi

Türkiye Barolar Birliği (TBB) Başkanı Prof. Dr. Metin Feyzioğlu, Adana'da katıldığı bir programda 'Cumhurbaşkanlığı adaylığı' ile ilgili sorular üzerine, böyle bir teklifin gelmediğini söyledi. TBB Başkanı Feyzioğlu, Adana Eczacı Odası'nın,...

Google Haberlere Abone ol
TBB Başkanı Feyzioğlu: Cumhurbaşkanlığı teklifi gelmedi

Türkiye Barolar Birliği (TBB) Başkanı Prof. Dr. Metin Feyzioğlu, Adana'da katıldığı bir programda 'Cumhurbaşkanlığı adaylığı' ile ilgili sorular üzerine, böyle bir teklifin gelmediğini söyledi.

TBB Başkanı Feyzioğlu, Adana Eczacı Odası'nın, 'Bilimsel Eczacılığın 175'inci yılı kutlama etkinlikleri' kapsamında düzenlediği 'Türkiye'de Hukuk ve Demokrasi' konulu konferansa katıldı. Programın açılışında arka sıralardaki davetlilerin arasında bir süre oturan Feyzioğlu, sunumuna Soma’daki maden faciasında hayatını kaybeden işçilerin anısına bir dakikalık saygı duruşunda bulunulduktan sonra başladı.

Danıştay’ın 146. kuruluş yıl dönümündeki sözlerine tepki gösteren Başbakan Tayip Erdoğan’ın salonu terk etmesiyle son günlerin en çok konuşulan isimlerinden TBB Başkanı Metin Feyzioğlu, Adana’daki toplantıda ‘birliktelik’ çağrısı yaptı. Feyzioğlu, “Elbette ayrı siyasi partilere oy vermiş olabiliriz. Dünya görüşlerimiz farklı olabilir; olmalıdır da… Ama bu bizim aynı milletin fertleri olduğumuzu lütfen kimseyi unutturmasın. Çünkü tasada birliği başaramasak, biz ne zaman bir olacağız? Bazen diyorum ki; bir gökyüzüne bakalım. Şöyle bir gökyüzü durağında derin bir nefes alalım, daha sağlıklı düşünebiliriz. Birbirimizi kucaklamayı, anlamayı başarabiliriz. Ben burada milletten bahsediyorum. Millet olmayı yüzdelerle ifade edenlerden mi olacaksınız? Millet olmayı yüzde 20’nin, 30’un, 60’ın tekeline mi bırakacaksınız. Millet yüzde 100’dür. ” diye konuştu.

"SOKAK HAKARET DUYMAK İSTEMİYOR"

“Ben bilirim” anlayışına karşı çıktığını belirten Feyzioğlu, “Hepimizin birbirimizden öğreneceği çok şey var.” hatırlatmasında bulunup , “Biz biliriz, biat kültürü… Lütfen geçelim bunları. Ne yaparsak yapalım, yok böyle bir şey. Bizim öğrenmeye, anlamaya ihtiyacımız var. Sahaya inmek lazım. Dilimizi, üslubumuzu değiştireceğiz. Hakaret, söveme işe yarasaydı; inanın yarardı. Yaramadığının ispatını öğrenmek istiyorsanız, somut örneği var. Sokak hakaret duymak istemiyor. Siyasetçilerin ağzından sövemeler duymak istemiyor.” açıklamasını yaptı.

BÖYLE BİR TEKLİF ALMADIM

Sunumunun önemli bir kısmını soru-cevap şeklinde sürdüren Feyzioğlu, ‘cumhurbaşkanlığı adaylığı’ sorularını geçiştirdi. TBB Başkanı, konuya ilişkin soruya “Böyle bir teklif gelmedi. Yok böyle bir teklif, spekülasyona da gerek yok.” şeklinde kısa bir cevap verdi.

REJİMİN ADI LİBERAL OLMAYAN DEMOKRASİ

Hükümetleri birilerinin ‘gayri meşru ilan etmesinin’ Türkiye’yi 1960’dan itibaren darbelere götürdüğünü vurgulayan Metin Feyzioğlu, şöyle devam etti: “Yani, ‘meşruiyetini yitirdi, darbe yap…’ Her bir darbede canımıza okunmuş. 1960 askeri darbesi sonunda Yassıada’da Yüksek Adalet Divanı travmatik ve rezil bir mahkemedir. ‘Bizi buraya getiren irade böyle istiyor’ diyebilecek bir yapıdır. Böyle bir yapıdan yararlı hiçbir şey çıkmaz. 1971’de yine askeri darbe, ara rejimdir. Ne sağladı. 1980 darbesi yanlıştır. Bütün siyasi partilerin kökü kazınmıştır. Sivil toplumun üzerinden silindir gibi geçmiştir. Hükümet (AK Parti) tabi ki meşrudur, tartışma yok. Ancak bu siyasi iktidar demokrat mıdır? Bunda da hiçbir şüphe yok: Değildir. Her konuşana, her söz söyleyene ‘sana ne’ diye bağırılan, dünyada gazetecileri zindana atma şampiyonu, üniversiteleri tek tip öğrenci yetişsin diye programlanmış, rektörler âdete tek elden çıkmış…Elbette Türkiye şu anda özgürlükleri ve demokrasiye doğru yol almamaktadır. Bu rejimin adı illiberal demokrasi; liberal olmayan demokrasi. Sert söylemlerini tabanlarını düşman gösterdiği tabana karşı harekete geçirmeye gayret eden sistemlere liberal olmayan demokrasi denir.”

"SİYASET İLE SİVİL TOPLUM ARASINDAKİ BAĞ KOPTU"

Türkiye’de kurumların çökmüş olmasının birinci nedenini askeri darbelere bağlayan Feyzioğlu, darbelerin sivil toplumun kökleşmesini engellediğini kaydetti. Çocukların, “Aman derneğe üye olma, siyasi partiye girme…Oku adam ol” gibi telkinlerle büyütüldüğüne dikkat çeken TBB Başkanı Feyzioğlu, şunları söyledi: “Böylece ülkede ‘ben, siyaseti profesyonel olarak yaparım, abi’ diyenlere kaldı. Sivil toplum ile siyaset arasındaki bağ feci şekilde koptu. ‘Sen parti üyesi olamasın’ denilince iş ‘ben bunu profesyonelce yaparım’ diyenlere kaldı. Sonra da Avrupa Birliği (AB) sürecinde sivil toplum yavaş yavaş toparlanmaya başladı. Özgürlüklerimizi tekrar mücadele ederek kazandık. Fakat siyaset kapısını tamamen sivil topluma kapamış durumda. ‘Sorun budur, çözüm budur, çözecekler de bu kadrodur’ diye ortaya çıkmayan siyasi partiler, iktidara bir türlü alternatif olamazlar. Demokratik kurumların içindeki insanlar iktidarı ‘giderek değişmez’, muhalefeti de ‘alternatif olamıyor’ şeklinde algılamaya başlarlarsa, insan evlatları ister istemez; yargı mensubu, polis, öğretmen veya mülki amir olsun; yavaş yavaş kuralları iktidar lehine eğip bükmeye ve iktidardan korkmaya başlarlar. Muhalefet partileri - hangi toplumda olursa olsun - iktidar alternatifi olmakta gecikince, iktidarlar baskıya meyleder. Basını kontrol eden, doyuran gücünü de oto sansür, vergi denetimi, idari cezayla, ihale vererek yada vermeyerek çıkartırsa rejim iyice koyulaşır. Muhalefet partilerinin alternatif güç oldukları algısını oluşturmaları gerekir. Bu yapılmazsa çöküş başlar.”

CHP’Lİ LOĞOĞLU’NA CEVAP

Soru üzerine, Danıştay’daki konuşmasını eleştiren CHP’li Faruk Loğoğlu’nun görüşlerini, “Düşünce özgürlüğüdür.” biçiminde değerlendiren Metin Feyzioğlu, ifadelerinin devamında şunları kaydetti: “Tek söyleyeceğim şey şu: (O şuradan kaynaklanıyor; çok uzattı falan sözleri var ya..) Ben uzatmadım, sayın Danıştay başkanı uzattı. Onu bir kere tespit edelim. Çünkü kendisine 30 dakika verilmiş. 25 dakika konuştu. Konuşmasını tekrarlardan arındırıp söylüyorum: Çok güzel bir binamız var, her şey çok güzel. Biraz daha fazla bizimle istişare ederseniz, istişare görevimizi yerine getirmiş oluruz. İş yükümüz çok fazla. Bu sebeple dosyaların azaltılması lazım. Yetkilerimizi sınırlarsanız mutlu oluruz. Yürütmeyi durdurma, itiraz vs. bunları bizden alın, bitti. Bir dakika sürmedi. Kalan 24 dakika kanaatimce tekrar. Dolayısı ile sayın başkanın kullanmakta imtina ettiği dakikaları da kullanmak zorunda kaldım. Velev ki uzattık. Türkiye’nin en önemli sorunlarını dinlemek için Afyon toplantısına 15 dakika geç gidilemez mi? Dolayısı ile bu sorunları orada konuşmak zorundayım. Sayın Loğoğlu’nun düşünce hürriyetine çok saygı gösteriyoruz. Herkes istediğini söyleyebilir. Ama Sayın Loğoğlu biraz daha fazla çalışsaydı, bizim söyleyecek o kadar az işimiz olurdu. Biraz daha çalışmak lazım.”

Etkinliği; Adana Barosu Başkanı Mengücek Gazi Çıtırık, Gaziantep Baro Başkanı Ali Elibol, Adana Eczacı Odası Başkanı Ersun Özkan’nın yanı sıra çok sayıda sivil toplum kuruluşu temsilcisi, avukat, eczacı ve öğrenci izledi. CİHAN

Yorumlar