Suriyeliler Valiliğin teklifini kabul etmedi
Muş Valiliği, ülkelerindeki savaştan kaçarak kentteki terk edilmiş evlerde yaşam mücadelesi veren Suriyeli aileler için kolları sıvadı.
Muş Valiliği, ülkelerindeki savaştan kaçarak kentteki terk
edilmiş evlerde yaşam mücadelesi veren Suriyeli aileler için
kolları sıvadı. Suriyeli aileler ise kaldıkları harabe evlerden
çıkmamak için direndi.
Muş Vali Yardımcısı Fatih Demir başkanlığında İl Afet ve Acil Durum
Müdürlüğü (AFAD) daha önce kentte tespit edilen Suriyeli aileler
için bir binanın odalarını döşedi. Vali Yardımcısı Fatih Demir, Göç
İdaresi Muş Müdürü Adbuselam Er ve AFAD yetkililerinden oluşan
ekip, Suriyeli aileleri harabe evlerden çıkarmaya çalıştı. Suriyeli
aileler için donatılan kaloriferli binaya gelmeye bir türlü ikna
edemeyen Vali Yardımcısı Demir ve beraberindeki ekip, aileler ikna
edilene kadar mücadele edeceklerini söyledi.
Vali Yardımcısı Demir, gazetecilere yaptığı açıklamada, Suriye'de
yaşanan iç savaştan kaçarak Muş'a gelen aileleri tespit ettiklerini
belirterek, onlar için belirlenen bir binada gerekli yatak, halı ve
ısınma problemlerini giderdiklerini söyledi. Demir, ailelerin
kaldıkları harabe evleri terk etmek istemediklerini ifade ederek
şunları söyledi: “Sayın Valimizin de talimatı ile biz onlara güzel
bir yer hazırladık. Yataklarımız bazalı, halı flekslerimiz yeni.
Banyosu ve tuvaleti var. Akşam yemeği olacak, kahvaltısı olacak ve
öğle yemeği olacak. Normal insanların yaşayabileceği bir yerde biz
bunlara Şanlıurfa’da konteynır ayarladık. Şanlıurfa’da görüştük
AFAD başkanlığı ile Şanlıurfa’da yer ayarladık fakat bunlar
Şanlıurfa’ya gitmeyeceklerini belirttiler. Biz de dedik ki madem
gitmiyorsunuz biz size burada yardımcı olalım diye. Ama derme çatma
dediğimiz çadır tarzı yerlerde kalmanız mümkün değil. Hem hukukken
hem vicdanen hem de insanen mümkün değil.”
Zor şartlar altında yaşam mücadelesi veren ailelerin, kışın soğukta
kalmasına müsaade etmeyeceklerini vurgulayan Demir, “İlimize gelen
Suriyelilerin sayısı yaklaşık 90 kişiyi buluyor. Devlet ve millet
olarak onlara sahip çıkacağız. Bu insanlara sabah kahvaltılarını,
öğlen ve akşam yemeklerini vereceğimizi söylüyoruz. Biz bunları
yeni yaptığımız yere bir şekilde almamız gerekiyor. Yani ikna
edeceğiz, belki bunlar biraz hani endişe ediyor olabilir. Çünkü
arkadaşlar gerek Kürtçe konuştular gerek Arapça konuştular. Sonra
teyzeler, ablalar ile konuşturduk. Dedik ki bunları ikna edin diye.
Ama belki akşam olmasından, belki havanın kararmasından gündüz gözü
olmadığından nereye gidiyoruz diye düşünmüş olabilirler. Muhtemelen
geleceğiz demiş olabilirler. Belki biraz zorlama yapmaktansa ikna
yolu ile yine bunları almamız lazım. Mecbur almak zorundayız. Bu
öncelikle insani bir görev, vicdani bir görev ve herkesin görevi
bu. Yani Muşlu insanlarımız da duyarlılık gösteriyorlar, onlara da
teşekkür ediyoruz. Ama elimizden geleni biz yine yapacağız. Bizim
görevimiz insanlara faydalı olmak. Daha iyi ve sıcak bir ortamda,
bütün dertleri ile ilgileneceğiz. Doktor kontrolünden geçirip
tedavilerini yapacağız. Derme çatma yerlerde kalanları toplayıp,
hazırladığımız binaya yerleştirerek onlara hizmet vermeye
çalışacağız.” CİHAN
Yorumlar