"Soruşturmayı yürüten polislerin görevden alınması anayasal suçtur"

Güven Hukuk Tahkim ve Arabuluculuk Derneği (TAHKİMDER), İstanbul’da başlayan ve üç bakanın oğlunun da içinde yer aldığı soruşturmayı yürüten polislerin görevden alınmasının anayasal bir suç olduğuna dikkat çekti.

Google Haberlere Abone ol
"Soruşturmayı yürüten polislerin görevden alınması anayasal suçtur"

Güven Hukuk Tahkim ve Arabuluculuk Derneği (TAHKİMDER), İstanbul’da başlayan ve üç bakanın oğlunun da içinde yer aldığı soruşturmayı yürüten polislerin görevden alınmasının anayasal bir suç olduğuna dikkat çekti.

TAHKİMDER adına açıklama yapan Başkan Av. Zekeriya Albayrak, yargının görevini yerine getirmesinde görev alan polis müdürlerinin görevlerinden alınmasını eleştirdi. Samsun’da TAHKİMDER merkezinde dernek üyeleri ile birlikte basın açıklaması yapan Av. Albayrak, “Yargı bağımsızlığı sadece hâkim ve savcıların görevlerini yaparken hiç kimseden talimat almamaları ve tam bağımsız olarak görevlerini ifa etmeleri anlamına gelmeyip, aynı zamanda yargının görevini yerine getirmesinde doğrudan görev alan kolluk güçlerinin de yargısal faaliyetlere ilişkin olarak yürütme gücünün etkisi altında bırakılmamaları anlamına da gelmektedir.” dedi.

“Yargısal faaliyetlerde doğrudan görev alan kolluk güçlerinin bu faaliyetleri nedeniyle yürütmenin tasarrufu altında kalmaları, doğrudan yargı bağımsızlığına müdahale anlamına gelmektedir ki bu durum anayasal bir suçtur.” diyen Av. Zekeriya Albayrak, “Türkiye Cumhuriyeti, Anayasa'nın 2. maddesine göre demokratik laik ve sosyal bir hukuk devletidir. Anayasamıza göre, devlet içinde yasama, yürütme ve yargı güçlerinin birbirinden bağımsız olarak faaliyette bulunmaları zorunluluğu herkesin malumudur. Yargı bağımsızlığı demokratik hukuk devletinin ön koşulu ve güvencesidir. Esasen bu ilkeler, milletimizin anayasal bir hakkı olduğu gibi, geleceği adına en temel garantisidir.” dedi.

Aksi durumun devlet içindeki nüfuz sahibi olan kitlelerin, devlet ve milleti kendi menfaatleri doğrultusunda yönlendirmelerini netice verebileceği uyarısında bulunan Av. Albayrak, devlet kurumlarını idare edenlerin, yönetime ilişkin hak ve yükümlülüklerini Anayasa'dan aldıklarını, Anayasa'nın temel prensiplerine aykırı olacak her türlü kanun ve uygulamaların devlet ve milletin anayasal temel hak ve hürriyetlerine muhalefet anlamına geleceğinin altını çizdi.

“TEMEL GARANTİ YARGI BAĞIMSIZLIĞIDIR”

Bir milletin geleceği adına en temel garantisinin yargı bağımsızlığı olduğuna dikkat çeken Av. Albayrak, “Yargı bağımsızlığı sadece hâkim ve savcıların görevlerini yaparken hiç kimseden talimat almamaları ve tam bağımsız olarak görevlerini ifa etmeleri anlamına gelmeyip, aynı zamanda yargının görevini yerine getirmesinde doğrudan görev alan kolluk güçlerinin de yargısal faaliyetlere ilişkin olarak yürütme gücünün etkisi altında bırakılmamaları anlamına da gelmektedir. Yargısal faaliyetlerde doğrudan görev alan kolluk güçlerinin bu faaliyetleri nedeniyle yürütmenin tasarrufu altında kalmaları, doğrudan yargı bağımsızlığına müdahale anlamına gelmektedir ki bu durum anayasal bir suçtur.” şeklinde konuştu.

“YARGI KARARLARINA İTİRAZ MÜESSESİ AÇIKTIR”

“Ülkemizde yargı kararlarının tamamına karşı her aşamada itiraz müesseseleri eksiksiz işlemektedir. Birilerine göre uygun bulunmayan yargı kararlarına ve uygulanmalarına karşı yapılabilecek tek müdahale, yine yargı içindeki itiraz yollarına başvurmaktan ibarettir.” diyen Albayrak, şu açıklamayı yaptı: “Nüfuzlu olarak bilinen kişiler hakkında başlatılan savcılık soruşturması karşısında, soruşturulan kişiler hakkında yeterli delillerin var olup olmadığı anlaşılmaksızın, sadece kişilerin sıfatları dikkate alınarak yargısal faaliyetlere müdahale sayılabilecek söylem ve eylemlerde bulunulması ve kolluk güçlerinde görevli olanların görevlerinden alınmaları, doğrudan Anayasa'nın yasaklamış olduğu yargıya müdahale sayılacaktır. Son günlerde yaşanan gelişmeler, yukarıda arz edilen anayasal ve evrensel hukuk ilkeleri ışığında tarafımızdan endişe ile izlenmektedir. Burada bütün siyasetçilere ve kamu kurum ve yöneticilerine düşen görev; meseleyi şahsileştirmeden ve hususi olarak kendilerine karşı takınılan bir tavır gibi görmeden Anayasa'ya uygun olarak yargıyı ve kolluk güçlerini kendi mecrası içinde bırakmak, yargının talep ettiği her konuda yardımcı olmak ve yargının kararlarına karşı saygılı olmaktan ibarettir.” CİHAN

Yorumlar