Simon: AB-Türkiye yakınlaşması riske atılmamalı

Avrupa Parlamentosu seçimlerinde yeniden aday olan Sosyal Demokrat Partili (SPD) Peter Simon, AB ile Türkiye’nin son yıllarda elde ettiği yakınlaşmanın riske atılamayacağını söyledi.

AP milletvekili olan ve 25 Mayıs’taki seçimler için tekrar adaylığını koyan Alman siyasetçi Peter Simon (SPD), Türkiye’nin AB üyeliği konusunda karşılıklı betonlaşmış iddiaların olduğunu ve bu suçlamaların bir getirisinin olmayacağını ifade etti.

Türkiye’nin AB’ye üye olmasını hep savunduğunu anlatan sosyal demokrat siyasetçi, “Türkiye, AB katılım müzakerelerinin başarıyla sonuçlanması durumunda bir gün Avrupa ailesinin bir parçası olacaktır. Bu tür yavan sözlerden ziyade katılım müzakerelerini ciddi ve diyalog çerçevesinde başarıyla yürütülüp sonuçlandırılması öncelikli hedefimiz olmalı.” dedi.

Türkiye’de son zamanlarda vuku bulan gelişmeleri büyük bir endişe ile takip ettiğini dile getiren Simon, “AB ile Türkiye’nin son yıllarda elde ettiği yakınlaşmayı riske atamayız. Müzakereleri birlikte tekrar daha başarılı bir şekilde ilerletmenin yolunu aramalıyız.” dedi.

AŞIRI SAĞ PARTİLERİN DÜZENBAZLIKLARINI ANLATMAK DA BİZE İŞ DÜŞÜYOR

Artan aşırı sağ tehdidi konusunda da açıklamalarda bulunan Simon şunları söyledi: “AB’de hala süren ve bazı ülkeleri rehin alan ekonomik ve mali kriz sonucunda ortaya çıkan karmaşık sorulara, aşırı sağcı partilerin daha basit cevapları olduğu görünüyor. Burada AB ortak sorunların çözümünde bir yol olarak değil de, sorunların nedeni olarak insanlara tanıtılıyor.”

Simon, bu partilerin düzenbaz olduklarını ve bir alternatif olamayacaklarını anlatmak için AB siyasilerine çok iş düştüğünü dile getirdi.

Simon, AP seçimlerine katılımdaki düşüş ve reformlarla ilgili görüşlerini de paylaştı. Üye ülkelerin son dönemdeki istikrar ve başarıyı kendi başarıları gibi gördüğü için AP seçimlerine katılımın düştüğünü savunan siyasetçi, halkın seçimlere katılımını arttırmayı mümkün kılacak değişikliklere ihtiyaç olduğunu kaydetti.

Simon, küresel dünyanın kurallarının geçerli olduğu günümüzde, geçmişte olduğu gibi devletlerin ulusal çıkarlarını gözeten siyasete girişmelerinin yanlış olacağını savundu.

AP’de aktif siyasi hayatını tamamlamış siyasetçilerin olduğu klişesinin doğru olmadığına da dikkat çeken Simon şöyle konuştu: “Avrupa Komisyonu eski komiserlerinin yanı sıra ulusal bakan veya başbakanların AB Parlamentosu’nda çalışmak istemesi veya çalışıyor olması, AP’deki çalışmaların her yönden çekici olduğunu ortaya koyduğunu söyledi. Kendisinin de siyasete başladığı ilk yerin AP olduğunu anlatan Simon, bu işi tutkuyla yaptığını ifade etti.

AB BİR BAŞARI MODELİDİR

AB’nin mevcut durumu ve genişleme politikasını da değerlendiren Simon, “AB’yi yeniden keşfetmemize gerek yok. Ancak AB’ye yeni bir yön vermemiz gerektiği kanaatindeyim.” dedi.

Öncelikli olarak sorunları çözme adına birlik içinde doğru seviye ve muhatapların belirlenmesi gerektiğine inanan AB siyasetçisi şöyle konuştu: “AP reformları her zaman Avrupa Komisyonu, Bakanlar Konseyi ve kurumlar arasındaki ince etkileşimi gözeterek ele alınmalıdır. AB düzeyinde böyle kapsamlı reformlar için özel tasarımlar ve ilgili tarafların ortak katılımlarıyla hazırlanmalıdır. AB bir başarı modelidir. AB’ye yapılan eleştirinin moda olduğu bu günlerde, öncelikle açık durum tespiti yapmak lazım: Yolumuz hedefimizdi. Bunu gelecekte aynı şekilde uygulamaya koymalıyız.”

AB’nin güçlendirilmesi konusunda da değinen Simon, “Avrupa’daki ekonomik ve mali kriz bize zorluklara birlikte göğüs germemiz için ekonomik ve parasal birliğin daha da derinleşmesinin kaçınılmaz olduğunu gösterdi. Bunun yanı sıra örnek olarak gösterdiğiniz dış politikamızın da güçlendirilmesine ihtiyacımız var.” dedi. CİHAN