SES 'Sağlık Durumu Gözlem Raporu' yayınladı: Ölen maden işçisi 301 değil, 350

Sağlık Emekçileri Sendikası (SES) Manisa Şubesi, Manisa'nın Soma ilçesindeki maden faciasıyla ilgili "Sağlık Durumu Gözlem Raporu" yayınladı. Raporda, şehit olan maden işçisi sayısının 301 değil 350 olduğu, dokuz işçinin sigortasız...

Google Haberlere Abone ol
SES 'Sağlık Durumu Gözlem Raporu' yayınladı: Ölen maden işçisi 301 değil, 350

Sağlık Emekçileri Sendikası (SES) Manisa Şubesi, Manisa'nın Soma ilçesindeki maden faciasıyla ilgili "Sağlık Durumu Gözlem Raporu" yayınladı. Raporda, şehit olan maden işçisi sayısının 301 değil 350 olduğu, dokuz işçinin sigortasız çalıştırıldığı, taşeron altı şirketin faaliyet gösterdiği ve işçilerin madenlere tekrar inmesi için baskı yapıldığı iddia edildi.

KESK'e bağlı SES Manisa Şubesi, kendi bünyesinde oluşturduğu beş kişilik heyetin hazırladığı raporu kamuoyuna açıkladı. Şube üyeleri, SGK il binası önünde toplanarak, "Soma U-NUT-MA!" yazılı pankartın arkasında raporu okudu. "Soma işçisi yalnız değildir" sloganı eşliğinde basın açıklaması yapan SES Manisa Şube Sekreteri Zeynel Abidin Kaplan, maden faciasının Türkiye'nin gerçek yüzünü ortaya çıkardığını söyledi. Kaplan, "Yaşananlardan anladığımız, yıllarca kamu tarafından işletilen madenin, rödovans denen bir sistemle iktidara yakın bir şirkete verildiği, çıkarılan tüm kömüre alım garantisi verilerek adeta kaza ve ölümlere davetiye çıkarıldığıdır. Yer altında bu vahşi üretim şekli ve kâr hırsı nedeniyle en az 350 insanımız, feci şekilde yaşamlarını yitirdi. Bizler bu yaşananları kesinlikle bir kaza olarak algılamıyoruz.” dedi. Soma'daki maden işçileri, aileleri ve çevre sakinleriyle görüşmeler yapıldığını, çalışma neticesinde felaketin gerçek yüzünü yansıtan 10 maddelik bir rapor hazırlandığını kaydetti.

'EN AZ 350 İŞÇİ YAŞAMINI YİTİRDİ'

Şube Sekreteri Kaplan, maden faciasında hükümetin açıkladığı gibi 301 değil, 350 kişinin yaşamını yitirdiğinin ortaya çıktığını belirterek şunları söyledi: "Madende en az 350 işçi yaşamını yitirdi. Bu sayının, sahada yapılacak ayrıntılı bir çalışmayla ispatlanabileceğini gördük. Raporda ayrıca en az dokuz işçinin sigortasız şekilde çalıştırıldığı ve bu işçilerin birinin, işe başladığı günlerde henüz 18 yaşını doldurmadığı, bu durumun mevcut İş Kanunu'nda suç olduğu bilinmesine rağmen işverence önemsenmediği, durum tespiti açısından gerekli denetimlerin layıkıyla yapılmadığını tespit ettik. İşçilerden en az 31'inin, 'Çok tehlikeli işlerde çalışanların yetiştirme meslek eğitimi' almadıklarını ve bu işçilerin işe giriş tarihleri 14 Mayıs 2014 olmasına rağmen madende çalıştıklarını ve 13 Mayıs günü yaşanan felakette en az 14'ünün öldüğünü öğrendik. Madende taşeron sistemi yok denmesine karşın en az altı taşeron şirketin varlığının tarafımızca tespit edildiğini, taşeron sistemini yanında 'dayıbaşı' diye adlandırılan ilkel çalışma sisteminin uygulandığını gördük. İlçede esnafa dönük dışarıdan gelen kişi ve kurumlara ilişkin kışkırtıcı propaganda yapıldığı ve bu propagandanın yoğunluklu olarak iktidar partisi mensuplarınca organize edildiğini gördük. Hastane bahçesinde kendilerini AKP Gençlik Kolları'ndan diye tanıtan 50-60 kişilik bir grubun, dışarıdan gelenlere ilişkin provokatif ve saldırgan tavrına şahit olduk. Facianın üçüncü ve dördüncü gününde ilçe sokaklarında polis tarafından yoğun şekilde kimlik kontrolü yapıldığı, ilçeye ulaşmaya çalışan kişilerin, 'Neden bu ilçeye geliyorsunuz? Niyetiniz ne?' vb. sorularla engellendikleri ortaya çıktı. İlçede görev yapan Çağdaş Hukukçular Derneği üyesi avukatlar dahil birçok kişiye, hukuksuz müdahalelerde bulunulduğunu gördük. Soma'da valilik tarafından bütün eylemlerin yine hukuksuz bir şekilde yasaklandığına şahit olduk. Aradan geçen bir ayda sorunların çözümü için hiçbir adım atılmadığı halde işçilerin madene inmesi için birçok baskının devam ettiği görüldü.”

ÇÖZÜM ÖNERİLERİ

Zeynel Abidin Kaplan, raporda tespitlerle birlikte çözüm önerilerinin de yer aldığını dile getirdi. Çalışma yaşamına ilişkin mevzuatın uygulanıp uygulanmadığına dönük tespitler yapılması için bağımsız bir heyet oluşturulması gerektiğini ifade ederek, "İşçi ailelerinin ve maden felaketini yaşayan bölgenin rehabilitasyonu için ciddi terapi programlarının planlanması yapılmalıdır. Arama kurtarma çalışmasında görev alan madencilerin, UMKE ve 112 ekibinde görev alanların ve tüm bu felaket boyunca görev yapan sağlık emekçilerinin travma açısından takip edilmesi, 'Bakım verenlerin bakımı' ihtiyacından hareketle bilimsel olarak ele alınması, ihtiyaç duyan sağlık emekçilerine tıbbi yardım yapılması gerekir. Bu tür durumlarda görevlendirilecek kişilerin 'gönüllü görevlendirilmeli' ilkesiyle bölgeye gönderilmesine dikkat edilmesi, önümüzdeki süreçte gerek sağlık gerek sosyal hizmetler açısından uzun süre bölgede görev yapılacağı dikkate alınarak gönüllü havuzunun şimdiden oluşturulması ve gerekli eğitimlerin ivedilikle başlatılması gerekmektedir." şeklinde konuştu.

Kaplan, açıklamasının ardından başındaki baretin içine hazırlanan raporu koyarak, SGK Manisa İl Müdürlüğü'nün önüne bıraktı. CİHAN

Yorumlar