Sare Davutoğlu ilk röportajını verdi
Röportaj vermeyi sevmeyen Sare Davutoğlu bir çok konu hakkında ilk kez konuştu.
Google Haberlere Abone ol
Sare Davutoğlu iletişime çok açık biri olmasına rağmen ne eşinin
Dışişleri Bakanlığı döneminde ne de Başbakan olduktan sonra medyaya
röportaj vermedi. Kendisinin de konuşma yaptığı Katar
Uluslararası İşkadınları Forumu için Doha’ya uçarken uçakta
Star'dan Fadime Özkan'ın sorularını cevapladı. İşte
hekimliğinden anneliğine ve siyasetin
hayatlarında neleri değiştirdiğine dair tüm bilinmeyenleri ile Sare
Davutoğlu...- Röportaj vermeyi sevmiyorsunuz, neden?Biraz
karakterle ilgili bir şey. Sonuçta asıl olan Ahmet Bey. -
Eskisi gibi hasta kabul edebiliyor musunuz?İstanbul’a her
geldiğimde arkadaşlarımı veya ailemi ziyaret etmek yerine
hastalarımı kabul ediyorum. İstanbul’a son geldiğimde iki doğum
yaptırdım. Çok uzun zamandır takip ettiğim hastalarım var. 5’inci
doğumunu yaptırdığım hastalarım var, bu çok mahrem bir ilişki.
Mesleğim benim için hayatımda sabit bir şey. Ve çok mutlu
oluyorum işimi yaparken. İşimi sağlığım el verdiği sürece devam
ettirmek istiyorum. - Bu tempoda hasta sayınızda bir azalma
oldu mu?Oluyordur. Fark ettiğim 1-2 hasta oldu, haklı olarak
gelmeyen.- Eşiniz başbakan olduktan sonra hasta sayısında artış
oldu mu?Başbakanlıktan sonra Başbakana ulaşıp bir talep iletmek
üzere gelenler oldu. Bunları çabuk fark ettim. Bu insanlara ‘bakın
buraya hastalarım için geliyorum ve lütfen onların hakkına saygı
gösterelim’ diyorum. Bu yüzden artık her hastaya önceden gelme
nedenini soruyoruz. Bir hastam da “Ahmet Bey’in babaannesinin duası
meşhur olduktan sonra çocuğumu siz doğurttuğunuz için artık ben de
ona öyle dua ediyorum”dedi mesela.- Doğurttuğunuz kız çocuklarına
Sare ismi veriliyor mu?Çook. Ama eskiden beri var. TÜRKİYE’DE
TOPLUM KOMPARTMANLAR HALİNDE YAŞIYOR- Kemal Kılıçdaroğlu’nun eşine
annesinin vefatı dolayısıyla taziye ziyaretine nasıl kaar
verdiniz?Aslında vefattan Tunceli’deyken haberdar olduk ve hemen
arattık. Tunceli’de yakın olsaydı hemen ziyaret edecektik ama o an
mümkün olmadı. Ankara’ya dönünce ben Selvi Hanım’ı aradım, buyurun
gelin dedi ve çok güzel karşıladı. Aslında biz Türkiye’de
kompartımanlar halinde yaşıyoruz. Ve bu, beni gerçekten çok
rahatsız ediyor. Yan yanayız ama çok karışmıyoruz. Ama inanın ki
belki herkesin katkısı vardır ama bu bizim tercihimiz değildi. Hep
belli yerlerden uzak tutulduk. Son 12 yıl gözden geçirilirse belli
şeyler yapıldı bunun yumuşatılması için, el uzatıldı ama yine de
sonuçta olgun olması gerekenler iktidarda olandır. Bunları tamamen
Selvi Hanım’a yaptığım ziyaretten bağımsız söylüyorum. Keşke ön
yargılarımızı bırakıp sadece insan olarak ilişki kurabilsek, inanın
o zaman birçok şeyi çok kolay aşacağız. Ama çok travmatik bir
hafızaya sahibiz. Bu bir süreç, inşallah bunu aşacağımıza
inanıyorum.GÖRÜNÜR OLMAK RAHATSIZ EDİYOR- Başbakan eşi olmak sizin
hayatınızda ne değiştirdi?Çok fazla görünür, bilinir oldum, bundan
biraz rahatsızım. Dışişleri bakanlığı döneminde de bilinirliğim
vardı. Mesela hiç bu kadar çok fotoğraf çektirmek isteyen
olmamıştı. Zaten son günlerde böyle bir fotoğrafa düşkünlük var.
Hastanede, yolda... Başbakanlıktan sonra çok fazla oldu bu. -
Bunun hayatınızı daraltan bir şey olduğunu mu
düşünüyorsunuz?Olumsuz bir anlamda daraltma değil de, vakit
anlamında çok ciddi bir daralma oluyor. Ben bu kadar
beklemiyordum.KADINA ŞİDDETİ ELBİRLİĞİ İLE ÖNLERİZ- Kadına yönelik
şiddet Türkiye’de çok can yakan bir sorun...Gerçekten hepimizin
daha çok üzerinde durması, çalışması ve el ele vererek
çözmesi gereken bir konu. Hem gelişen bir ülke hem de geleneğinde
kadına büyük önem veren bir millet olarak bu bize yakışmıyor.
Bizim bu konuyu bütün ayakları ile ele almamız lazım.
Annelerin eğitimi, erkek çocukların eğitimi, medyada konunun ele
alınışı... Şiddet haberlerinin medyada çok sansasyonel yer
almasının da olumsuz sonuçları var. Normal insanlar değil ama
şiddete eğilimi olan erkekler buradan farklı şeyler
öğrenebiliyorlar, sanki şeytanın aklına düşürmek gibi...- Feminist
dernekler şiddete karşı yasalar hazırlanırken hükümetle iş
birliğine gitti ama daha sonra AK Parti’yi bu konuda eleştirmeye
başladılar. Sizce neden böyle oldu? Bu dönemde kız
çocuklarının okutulması dâhil birçok şey yapıldı ve ben buna bütün
kalbimle inanıyorum. Kamuoyu algısı ile yapılanlar arasında uçurum
var. Yapılanların her zaman yeteri kadar anlatılamadığını
düşünüyorum. Pek çok çalıştayda feminist arkadaşlarla bir
arada bulundum. Ülkemizde feminist arkadaşlar “ya hep ya hiççi” bu
mantıkla olaya bakıyorlar ve bu da olayı çok zorlaştırıyor. Hiç
uzlaşmacı olmayan bir tavır söz konusu... Samimi şekilde içimizden
geldiği gibi davranabilsek birçok sorun inanın ki Türkiye’de kolay
halledilebilir. Bugün belki Türkiye’de bu samimi ortamı el birliği
ile oluşturmamız gerekiyor. YURTDIŞI PROJELERİ-
Yeryüzü Doktorları ile uluslararası alanda projelere katıldınız,
bundan sonra nasıl projeler yürütmek istersiniz?Vakitsizlikten
istediğim kadar çalışamıyorum. Ahmet Bey çok yoğun çalışan birisi
olduğu için çocukların yanında kalmam gerekiyor. Ama yurt dışında
sağlıkla ilgili projelere katkı sunmayı çok istiyorum. Yurt içinde
bunu büyük ölçüde yapıyorum. Mesela Afrika’da YYD’nin sürdürdüğü
fistül projesi var. YYD bu coğrafyada çok sayıda ameliyat yaptı ve
Nijer’de YYD olarak bir hastane yapıyoruz ama bunu duyurmak,
düzenli finanse etmek gerekiyor bizim de bu yönde faaliyetlerimiz
var. Kız çocuklarının sünnet edilmesi ve okutulması da çok önemli
konular arasında.Ahmet Bey beni hiç rencide etmedi - Eşinizi
nasıl tarif edersiniz?Çok çalışkan, çok muhabbetli, çok adaletli
bir insandır ve çok zariftir. 31 yılın içindeyiz, tartışmalar olur,
anlaşamadığın konular olur ama daha bu güne kadar beni rencide
edecek hiçbir şey yapmamıştır, Allah razı olsun. Ahmet Bey, tek
erkek çocuk, 6 kız kardeşi var hep derdi ki, “Aman Sare, biz
kristali çatlatmayalım.” Çocuklarına çok düşkündür. Onlarla çok
arkadaşlık yapar ama başbakanlıktan sonra bunlar hakikaten çok zor
oluyor. Başörtüsü sorunu hala aşılmadı- Son günlerde
sanatçılarla ilgili tartışmalar hakkında ne
düşünüyorsunuz? Bana çok çarpıcı gelen bir durum yaşadım dış
işleri bakanlığı döneminde. VIP otobüsüne biniyoruz uçağa gitmek
için, selam veriyorum çoğunluk selamımı almıyor. VIP’de çoğunlukla
erkekler oluyor. Sonra ya korumadan haber alıyorlar, ya
birbirlerinden öğreniyorlar ondan sonra inerken selam veriyorlar.
Yani ben dış işleri bakanının eşi olduğum için selam veriyorlar.
Ama ben hep selam verdim, iyi akşamlar dedim. Biz toplum olarak
bunu bile kaybetmişiz, aslında benim selamımın alınması nedir? Bir
mesajdır, bir medeni ilişki, çünkü o anda bir mekânı paylaşıyoruz.
Ama bunu bile birbirimize çok görüyoruz. Çok üzerinde düşünemedim
ama bir faktör de başörtüsü olabilir. Biz bunları yaşadık çünkü.
- Türkiye toplumu başörtüsü meselesini aşmadı mı sizce?İnanın
bana aşmadı. Bu bir süreç, biraz daha toplum olgunlaşacak, tabii
yasal düzenlemeler normalleşme sürecini hızlandırıyor. Tabii bu
bizim 80’den beri yaşadığımız şey. Kısa boyumun başörtüsüne
avantajı!- Ne yaşadınız siz 80’den bu yana?Lise sona Eskişehir
Anadolu Lisesi’ne başörtülü olarak gittim. Kapıda açıyordum. Kapıda
başınızı açmak çok zor geliyor çünkü bir şeye zorlanıyorsunuz.
Üniversite’ye 1980’de başladım ve tümüyle başörtülü okudum. Çapa’da
bütün kampüste sadece altı kişi başörtülüydü ve bizim sınıfta ben
tek başımaydım. Üçüncü sınıfta yasaklar başladı. Derse girmemeye
başladım. Yasak hafiflediğinde ses çıkarmayan hocaların derslerine
giriyordum, sorun çıkaran hocaların ders notlarını alıyordum. Ama
bir müddet sonra pratik dersleri başladı. Orada da kısa boylu
olmanın avantajını yaşadım, şöyle ki, benimle beraber pratik yapan
grupta tesadüf uzun boylu erkek arkadaşlar vardı. Bir hoca
geldiğinde “Sare!” diye seslenip halka yaparlardı ve beni
saklarlardı. Başbakan çok iyi bir güreşçidir- Spor yapma
olanağı buluyor musunuz?Dönem dönem yaptım spor. Kilolu
olmamamı genetiğe borçluyum ve ayrıca çok hareketli bir hayatım
var. - Sayın Başbakan spor yapıyor
mu?Çok güzel güreş yapar, futbol oynar ama şu son dönemlerde hiç
spor
yapamıyor. Şimdi arada bir oğlumuz Mehmet’le güreşiyor. -
Eşiniz çok yoğun çalışıyor, onun için endişeleniyor musunuz?Sağlığı
için çok ciddi endişeliyim. Her şeyi fark ediyorum, doktor olmanın
zararları.... Çok az uyuyor, çok çalışıyor ama il seyahatlerinde
insanlardan çok pozitif enerji alıyor.
Yorumlar