Şair-Yazar Yılmaz Odabaşı’nın 12 Eylül davası zamanaşımına takıldı

12 Eylül 2010'da yapılan Anayasa referandumu sonrası darbe döneminde cezaevleri ve emniyet müdürlüklerinde işkenceye maruz kalanlar, sorumluların yargı önünde hesap vermesi için mahkeme kapılarını aşındırıyor.

Google Haberlere Abone ol
Şair-Yazar Yılmaz Odabaşı’nın 12 Eylül davası zamanaşımına takıldı

12 Eylül 2010'da yapılan Anayasa referandumu sonrası darbe döneminde cezaevleri ve emniyet müdürlüklerinde işkenceye maruz kalanlar, sorumluların yargı önünde hesap vermesi için mahkeme kapılarını aşındırıyor. Hukuk fakültesi öğrencisiyken 1980 darbesiyle tutuklanan şair-yazar Yılmaz Odabaşı'nın Bursa Emniyet Müdürlüğü'nde darbe döneminde kendisine işkence ettiğini öne sürdüğü 7 polis hakkında yargılanmaları istemiyle müracaat ettiği Bursa Cumhuriyet Savcılığı, 10 yıllık zaman aşımı sebebiyle 'kamu adına kovuşturmaya gerek yok' kararı verdi.

Şair-yazar Yılmaz Odabaşı (52) ilk öğrenimini Diyarbakır, Ankara, Kayseri ve Gaziantep’te, orta öğrenimini Diyarbakır Atatürk Ortaokulu ve Diyarbakır Lisesi’nde tamamladıktan sonra İzmir Hukuk Fakültesi’ni kazandı. 1970’lerin sonunda dönemin öğrenci eylemlerinde aktif rol alan Odabaşı, üniversite öğrenimini, 1980 12 Eylül askeri darbesiyle tutuklanınca yarım bıraktı. Bir derneğe üyeliği nedeniyle örgüt kurmak iddiasıyla yargılanan ve Diyarbakır Askeri Cezaevi’nde bir yıl hapis yatan Odabaşı, 9 yıl süren yargılamada önce 8 yıl mahkumiyet, daha sonra kararın Yargıtay’da bozulmasıyla beraat etti.

Odabaşı, 12 Eylül 2010 referandumu sonrası darbecilerin yargılanmasının önü açılınca Bursa Emniyet Müdürlüğü 1. Şube Müdürlüğü’nde 1984 yılında 45 gün süreyle gözaltına tutulduğu dönemde kendisine darbe döneminde işkence edip, kitaplarını ve daktilosuna el koyduğunu iddia ettiği 7 polis hakkında Bursa Cumhuriyet Başsavcılığı’na müracaat etti. Müracaatı değerlendiren Cumhuriyet Savcısı, Halit Tunç, darbe döneminde yürürlükte bulunan 765 Sayılı Türk Ceza Kanunu’nda işkence suçu için öngörülen hapis cezasının 8 yıl olmasına karşın, zaman aşımı süresinin 10 yıl olduğuna hükmederek, kamu adına kovuşturmaya gerek olmadığına karar verdi.

Savcının ‘kovuşturmaya gerek yok’ kararını değerlendiren şair-yazar Yılmaz Odabaşı şunları kaydetti: “Referandum sonrası 15. maddenin kaldırılmasıyla 12 Eylül'de yaşadıklarımız adına davacı olmuştuk. Benimle ilgili biri Diyarbakır, diğeri Bursa olmak üzere 12 Eylül suçları kapsamında süren davalardan ilki için, Bursa'da maruz kaldığım işkencelerle ilgili Bursa Cumhuriyet Başsavcılığı'nın kovuşturmaya yer olmadığı kararı elime ulaştı. Kararda işkence suçu için 12 yıl hapis öngörüldüğü, fakat zaman aşımı nedeniyle kovuşturmaya yer olmadığı kararı şahsıma tebliğ edildi. Bu kararı verilmesi, 12 Eylül'le ilgili açılan bütün davaların akıbetinin ne olacağı hakkında da net bir fikir veriyor. 15. maddenin kaldırılmasından sonra 12 Eylül'ün yargılanmasının yolu açılacak diyen AKP'nin bu konuda da samimi olmadığı böylelikle kesinlik kazanmıştır. Bireysel başvurularımızdan oluşsa da, bir toplumsal davayla ilgili AKP'nin bizlerle adeta alay eden tavrını son derece samimiyetsiz buluyor, bu hükümetin 12 Eylül'ün yargılayacağı vaadine inananların, hem kendimize hem kamuoyuna özür borçlu olduğumuzu düşünüyorum."

Öte yandan 12 Eylül 1980 askeri darbesinde, 11 yıl kaldığı cezaevlerinde işkence gördüğü iddiasıyla yargıya müracaat eden Sait Özdemir davasında da mahkeme zaman aşımı sebebiyle davayı düşürmüştü. Bursa 2. Ağır Ceza Mahkemesi, tutuksuz 5 sanık hakkında açılan 'işkence yapmak' davasının, o dönem yürürlükte olan 765 Sayılı Türk Ceza Kanunu'nda 'işkence suçu'nun olmadığı, 'efrada karşı sui muamele suçu'nun kanunda yer aldığını, bu suçun da 5 yıl zaman aşımı süresi olduğu gerekçesiyle davanın düşürülmesine karar vermişti. Kararı değerlendiren Sait Özdemir, "Anayasa Mahkemesi (AYM) olmazsa Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne (AİHM) kadar gidip hakkımı arayacağım" demişti. CİHAN

Yorumlar