Rasim Cinisli: Türk okulları milletimizin mücevheridir
Eski Milli Türk Talebe Birliği (MTTB) Başkanı ve Demokrat Parti eski Milletvekili Rasim Cinisli, Fethullah Gülen Hocaefendi’nin siyasetle ilgisinin olduğuna inanmadığını söyledi.
Eski Milli Türk Talebe Birliği (MTTB) Başkanı ve Demokrat Parti
eski Milletvekili Rasim Cinisli, Fethullah Gülen Hocaefendi’nin
siyasetle ilgisinin olduğuna inanmadığını söyledi. Cinisli, “DYP
İstanbul İl Başkanı olduğum dönemde diğer cemaatlerden temsilen bir
kişiyi yönetime aldım. Fakat, Hocaefendi teklifimi ‘Bizim siyasetle
işimiz olmaz’ diyerek geri çevirdi.” dedi.
Erzurum’un köklü ailelerinden birine mensup olan Rasim Cinisli,
Cihan Tv Network’teki Tatil Sabahı programa katıldı. Gündeme
ilişkin değerlendirmelerde bulunan Cinisli, son günlerdeki
konuşmaların seçim atmosferinin dışına çıktığını söyledi. Cinisli,
“Bu nereden kaynaklanıyor? Ne oldu, bir dış müdahalemi var? Devleti
tehdit eden veya bir 27 Mayıs gibi cunta hareket mi var? Ya da 12
Eylül gibi bir ihtilal teşebbüsü mü var? Hatta 9 Mart gibi gizli
bir hareket mi var? Devlet krizi diye ortaya atılan nedir? Bunu bir
seçim ortamının meseleleri olarak görmek kolay değil. Bunun
altındaki ciddi olan problem nedir?” ifadelerini kullandı.
Son zamanlarda bir ‘paralel devlet’ vurgusu yapıldığına dikkat
çeken Cinisli, “Eskiden iktidarı denetlemek için gölge kabine
kurulurdu. Bu demokrasinin çok tabii ahvalidir, halidir. İktidarı
denetlemek lazımdır. Ama paralel devlet söylemini bu güne kadar
çözebilmiş değilim.” şeklinde konuştu.
Siyasetin sorumluluk isteyen bir meslek olduğuna vurgu yapan
Cinisli, şöyle devam etti: “’Ben dedim oldu’ diyemezsiniz. Çünkü
siyaset zarafet ister, nezaket ister. Siyasette 3 şey önemlidir;
zaman, mekân, kelam. Kelimeyi, cümleyi, sözü, söylerken dikkatli
olmak lazımdır. Bu gün söylediğiniz söz yarın siz takip
edecektir.”
‘DEMOKRASİ SEÇİM SANDIĞINDAN İBARET DEĞİLDİR’
Demokrasinin seçim sandığından ibaret olmadığını belirten Cinisli,
“Demokrasi diye bir lafı çocuklumuzdan beri duyar, söyleriz. Ama
‘Bu demokrasi nedir, nasıl bir şeydir, kim kullanır, boyutları ve
dengeleri nedir? Diye soran yok. Demokrasinin seçim sandığından
ibaret değildir. Bütün yükü sandığa verirsek, kendi üzerimizde
kusur kalmaz. Siyasette ve demokrasilerde özellikle, sorumlulukla
yetki at başıdır. Yetki ile salahiyetle sorumluluğu aynı ölçüde
kullanmak lazımdır. Yetkisini sonuna kadar kullanan bir devletli,
sorumluluğunu da yaşamalıdır. Ama bizimkiler öyle yapmıyorlar.
Yetkisini istediği gibi kullanıyor. Ama sorumluluk gelince
‘sandıkta’ diyor. Yalnızca demokrasilerde muhalefet vardır. İktidar
doğrumu, yanlış mı yapıyor,kKamuoyu kabul ediyor mu etmiyor mu diye
iktidarı denetler. Demokrasi açıklık rejimidir. Bizde öteden beri
demokrasilerin üzerine şal atılmıştır.” dedi.
Hizmet Haraketi aleyhindeki hakaretler, fişlemeler ve okullarda
sorgu odalarının kurulması gibi olumsuz gelişmelere değinen
Cinisli, şunları söyledi: “Osman Gazi devletini kurarken Edebali
Hazretleri diyor ki; ‘Ey oğul, bundan sonra bey sensin. Bundan
sonra öfke bize, uysallık sana, güceniklik bize, gönül almak sana,
suçlamak bize, katlanmak sana, geçimsizlik, çatışmalar,
uyumsuzluklar bize, adalet sana, kusur bize bağışlamak sana, insanı
yaşat ki devlet yaşasın’ diyor. 700 sene önce söylenmiş bir nasihat
bu. Bunu bilen insan demokrasiyi de güzel kullanır, devleti de
güzel idare eder. Milleti de adalet üzere yönetir. Kimsenin de
şikâyetine muhatap olmaz. Mesele bunları idrak edebilmek. Mesele
bunları nefsinde özümsemektir.”
‘TÜRK OKULLARI, MİLLETİMİZİN ELİNDEKİ MÜCEVHERDİR’
Yurt dışındaki Türk okullarına da değinen Cinisli, “Okulları ben
bizzat gördüm. Bugün Türkiye’nin, Türk devletinin ve Türk
milletinin elinde mücevherdir. Eğer kaybedilirse son derece zarara
uğrayacağımız bir iştir. 160 devlette okul var. Bu okullarda Türk
bayrağı asılıyor. Bir toplantıda arkadaşım tenkit etmek için bir
şey söyledi bana. Dedi ki; ‘bu okulların suyu nerden geliyor?’ ‘Ben
o suyun nerden geldiğin biliyorum ama bende sana bir soru sorayım’
dedim. ‘Bu okullar kimin ununu öğütüyor. Kime ekmek yapıyor bunu
düşündün mü?’ 160 devlette sizin merkezle irtibatınızı sağlıyor.”
diye konuştu.
Türk okulları ile ilgili başından geçen bir hikâyeyi de aktaran
Cinisli, sözlerini şöyle sürdürdü: ‘Ben, Allah rahmet eylesin Ahmet
Kabaklı Hoca ve bir grup arkadaş ile Macaristan’a uğradık. Yolda
giderken bir grup gençleri gördük. Gençler bizi davet ettiler
okula, okulda yemek ikram ettiler. Oradaki heyette Macaristan’da
bir banka ile ilgileniyorlardı. Gündüz Türk Ataşesi’ne gittik,
banka hakkında bilgi istedik. Memur ‘bilmiyorum’ dedi. Türk
Ataşesi, ticaret ataşesi o bilgiden mahrumdu. Aksam yemekte bu konu
açılınca arkadaşlardan birisi, birine telefon etti. O genç geldi o
bankayla ilgili kuruluşunu, tarihini, sermayesinin kimlere ait
olduğunu, ortaklarının kimler olduğunu, borucunu, alacağını, bütün
detayı ile ifa etti. Şimdi bu bilgi bir istihbarat, yabancı bir
ülkede alınan bu bilgiler, Türkiye için bulunamaz bir
kıymettedir.”
‘GÜLEN, BANA “PARTİCİLİKLE İŞİMİZ OLMAZ” DEDİ’
Okullar meselesinin bir kültür seferberliği olduğunu işaret eden
Cinisli, bugüne kadar buna emsal bir hizmetin olmadığını
söyleyerek, “Ben bir tarihte 94 yılında Doğru Yol Partisi’nin
İstanbul il başkanı oldum. İl başkanı olduğum zamanda bütün
derneklerle sivil toplum kuruluşlarıyla, cemaatlerle irtibatlı
olmak lazım. Süleymancı cemaatine gittim, Allah mekanını cennet
etsin, Kemal Kaçar abimiz çok alaka gösterdi. Bir adam istedim
onları temsilen, verdi. Birçoklarıyla konuştum. Herkes bana
tavsiyelerde bulundu. Bir ziyaretim de Fetullah Gülen Hocaefendi’ye
idi. Bizim eski dostluğumuz vardı. Siyasetten hiç konuşmadık.
Erzurum’dan, eşten, dosttan bahsettik. Sözün sonunda dedim ki ‘Ben
böyle bir il başkanlığı görevi aldım. Sizden de bir arkadaş il
idare kuruluma almak istiyorum, bana böyle bir arkadaş verir
misiniz?’ Bugün dünyadayım yarın ahretteyim, bir vebal
karşısındayım, doğruyu doğru söylemek lazım. Dedi ki ‘Rasim bey
bizim particilikle işimiz olmaz. Biz particilik yapmayız, siyaset
yapmayız. Ama sana dua ederiz’ dedi.” ifadelerini kullandı.
“Fethullah Gülen Hocaefendi’nin particilik yapacağına ben inanmam.”
diyen Rasim Cinisli, sözlerini şöyle tamamladı: “Siyaset adamı öyle
şeyler söylemeli ki, yarın mahcup olmamalı. Maşeri vicdan bunları
teraziye koyup tartar. Kamuoyu bunları vicdanın da tartar. Ben
yalnız su kadarını söyleyeyim her kez için bu geçerlidir, eskilerin
bir güzel sözü var ‘Öfke gelir göz kararır, öfke gider yüz
kızarır.’”
CİHAN
Yorumlar