Prof.Dr. Sarı: Haseki Hastanesi'ni yaptıran Abdülhamit'tir
Osmanlı İmparatorluğu'nun çöküş döneminde 33 yıl boyunca ülkeyi büyük başarı ile yöneten Padişah Sultan II.
Osmanlı İmparatorluğu'nun çöküş döneminde 33 yıl boyunca ülkeyi
büyük başarı ile yöneten Padişah Sultan II. Abdülhamit bir
sempozyumla anıldı. Yıldız Teknik Üniversitesi (YTÜ) ile İstanbul
Medeniyet Üniversitesi ortak girişimiyle düzenlenen sempozyumda,
Abdülhamit'in yönettiği ülkenin durumu ve devrinin özellikleri
konuşuldu. Prof. Dr. Hüsrev Hatemi, Abdülhamit'i anlatırken,
padişahın 'yaptım oldu' anlayışıyla ülkeyi yönetmediğini ve
kendisinden çok ülkesini düşündüğünü söyledi. Tıp Tarihçisi Prof.
Dr. Nil Sarı'nın bugün bile pek bilinmeyen Haseki Hastanesi'ne
yönelik tespitleri dikkat çekti. Sarı, hastaneyi Abdülhamit'in ilk
kadın hastanelerinden biri olarak yaptırdığını ancak pek az kişinin
bunu bildiğini hatırlattı.
Yıldız Teknik Üniversitesi'nde düzenlenen sempozyuma iki
üniversiteden gelen akademisyenlerin yanı sıra öğrenciler de
katıldı. YTÜ Rektörü Prof.Dr. İsmail Yüksek, Abdülhamit'in dönemine
göre bir model olduğunu belirtti. Yüksek, "Abdülhamit Han'ın ne
kadar büyük bir lider olduğunu anlamak için son günlerdeki
gelişmeler ve Ortadoğu'daki, 20. yüzyıldaki gelişmelerden görmemiz
mümkün." dedi.
İstanbul Medeniyet Üniversitesi Rektörü Prof.Dr. Hamit Okur da
Abdülhamit şahsında ecdadın ne kadar tanındığı ve bu algının
gelecek kuşaklara ne kadar aktarıldığı konusunda düşünmek
gerektiğini ifade etti. Okur, "24 milyon kilometrekarelik bir
toprağı yıllar boyunca adaletle, başarı ile ve imar ederek, her
türlü sağlık sorunlarını çözerek idare etmek büyük başarı. Böyle
bir ecdadın nesli olarak bizler de aynı yoldan yürüyerek o güç ve
ilhamla bize bıraktığı değerlerle aynı tarihi yeniden yaşatmamız
gerekiyor." ifadesini kullandı.
Sempozyumda konuşan isimlerden biri de Hüsrev Hatemi'ydi.
Hatemi'nin üzerinde durduğu konulardan biri Abdülhamit'in devlet
yönetimi anlayışıyla ilgiliydi. Abdülhamit'in kendinden çok
ülkesini düşündüğünü dikkat çeken ve bunu bir örnekle açıklayan
Hatemi, Sultan Abdülaziz'in zamanında gerçekleşen bir olayda
Abdülhamit'in, küçük yaşta tanıştığı bir yüzbaşının ismini aklında
tutup, devlete yararlı olur güveni ile yıllar sonra paşa seviyesine
kadar yükselttiğini anlattı. Hatemi'inin anlattığı yüzbaşı, daha
sonra paşa olan Yedi Sekiz Hasan Paşa ismini almıştı.
Sempozyumun en dikkat çeken açıklamalarından birini de tıp tarihi
alanında önemli araştırmaları olan Prof. Dr. Nil Sarı yaptı. Sarı,
Osmanlı Devleti'nin son döneminde padişah olan Abdülhamit'in
özellikle sağlık alanında büyük yatırımlar yaptığını, özel
hastanelerden vakıf hastanelerine, kadınlara özel sağlık
kuruluşlarına kadar geniş bir yelpaze ve coğrafyada eserler ortaya
koyduğunu hatırlattı. Dönemin sınırları içinde çok sayıda merkeze
cezaevi hastanesi, asker hastanesi, kadın hastanesi yaptıran
Abdülhamit'in eserlerinin kimi zaman yabancı ülke topraklarında
kaldığı için bu ülkeler tarafından, kimi zaman da bilinçsizlik
nedeniyle tahrip olup ortadan kalktığını belirten Sarı, dikkat
çeken bir örneği de İstanbul'dan verdi.
Bugünkü Haseki Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nin Hürrem Sultan
tarafından yaptırıldığı inancına karşın, bu görüşün yanlış olduğunu
belirten Sarı, "Bu hastanenin, Hürrem Sultan'ın kurduğu
darüşşifanın yakınında olmaktan başka hiç bir ilişkisi yoktur.
Hastaneye eski isminin yani Hamidiye Hastanesi olarak verilmesi
doğru olmuştur. İlk kadın hastanemizdir, çok modern cerrahi
ameliyatlar burada yapılmıştır. Ne yazık ki Türkiye'nin bu ilk
pavyon mimari tarzındaki eserleri de yıkılarak yok edilmiştir."
dedi.
Bu eserin yeniden eski haline döndürülmesinin aslında mümkün
olduğunu belirten Sarı, ancak teknik olarak yapılabilecekler
yanında geri getirilemeyecek süslemeler ve diğer ayrıntılar
olduğunu da sözlerine ekledi.
CİHAN
Yorumlar