Mustafa Şentop: Paralel yapıya karşı bir soruşturma yürütülüyor
AK Parti Genel Başkan Yardımcı Mustafa Şentop, paralel yapıya karşı bir soruşturmanın yürütüldüğünü söyledi.
AK Parti Genel Başkan Yardımcı Mustafa Şentop, paralel yapıya
karşı bir soruşturmanın yürütüldüğünü söyledi. Soruşturmanın
kamuoyuna açıklanacak aşamaya gelmesi durumunda bunun
açıklanacağını vurgulayan Şentop, operasyonun bir cemaate karşı
değil örgütlü yapıya karşı olacağını belirtti.
Seçim çalışmaları kapsamında Edirne’de bulunan Şentop, Margi
Otel’de basın mensuplarıyla bir araya geldi. Bir gazetecinin
Başbakanın ifade ettiği 'paralel yapı' ile ilgili soruşturma
yürütülüp yürütülmediğine ilişkin sorusu üzerine Şentop, "Muhakkak,
tabii ki" cevabını verdi.
Hükümetin çalışmalarını engellemenin, anayasal düzeni bozmaya
çalışmanın bir suç olduğunu ifade eden Şentop, bununla ilgili
çalışmanın savcılık ve adli kolluk tarafından yürütüldüğünü
kaydetti.
Soruşturmanın kamuoyuna açıklanacak aşamaya gelmesi durumunda bunun
açıklanacağını vurgulayan Şentop, operasyonun bir cemaate karşı
değil, örgütlü yapıya karşı olacağını belirtti. Kamuoyunda bir
cemaate karşı bir operasyonun olacağının lanse edildiğini anlatan
Şentop, "Açıkça söyleyeyim, sanki bir cemaate karşı operasyon
olacak... Hayır, bir örgüte karşı operasyon var. Bir örgütlü yapıya
karşı operasyon var. Bu vesayetçi, hükümetin faaliyetlerini
engellemeyi hedefleyen ve yargı sargı içerisinde siyasi sonuç almak
için uğraşan bir örgütlü yapıya karşı var. Yoksa okuluyla,
derneğiyle, toplantısıyla felan uğraşan sıradan vatandaşımıza
yönelik hiçbir şey olmaz her bu konuda bir güven içerisinde
olmalı." dedi.
"YARGI VESAYETİ ZEMİN DEĞİŞTİRDİ"
27 Mayıs 1960’tan itibaren bir vesayetçi sistemin olduğunu anlatan
Mustafa Şentop, şunları söyledi: "Bu vesayetçi sistem ana
hatlarıyla yargı üzerinde örgütlenmiş. Bürokratik bir yapılanmaya
sahip olan yargı özellikle de yüksek mahkemeler üzerinden vesayetçi
sistem oluşturulmuş Türkiye’de. 28 Şubat darbesi, müdahalesi
tamamen bir yargı müdahalesidir. Yargı üzerinden yapılmıştır.
Partilerin kapatılması, Danıştay’ın kararları öyledir. Yani bir
sanal hukuk düzeni oluşturulmuştur 28 Şubatla birlikte. Mahkeme
kararıyla ikinci bir hukuk düzeni oluşturulmuş. Bu durum 12 Eylül
2010 tarihine kadar devam etti.”
Kendilerini destekleyen çevrelerle birlikte en son bir Anayasa
değişikliği ile yargı üzerinde sürdürülen vesayeti ortadan
kaldırmak için bir adım attıklarını ifade eden Şentop, “Fakat 12
Eylül 2010 tarihinden sonra baktık ki, aynı vesayet anlayışının bu
sefer zemin değiştirerek meşruiyet zeminini değiştirerek
sürdürülmeye çalışıldığını gördük. Yani şunun için söylüyorum 28
Şubat’ta yargı üzerinden bir darbe yapılmış fakat bunu yapanların
milletle bir münasebeti yok. Bir kere seçme, meçme anlamında yok da
zihniyet olarak toplumda bir meşruiyet zemini yok. 12 Eylül
2010’dan sonra ise toplumda meşruiyet zemini sağlamak suretiyle
vesayeti sürdürmeye çalışanlar oldu. Nedir? Yine aynı şekilde
vesayetçi bir örgüt yapısı. Bu örgüt yapısı bu sefer Türkiye’de
milletten teveccüh gören bir cemaat üzerinden kendine bir sosyal
meşruiyet sağlamaya çalıştı." diye konuştu.
"ÖRGÜTLE CEMAATİ BİRBİRKİNDEN AYIRIYORUZ"
AKP’nin Seçimlerden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Şentop,
başından beri bu örgüt ve vesayetçi yapı ile cemaati birbirinden
ayırdıklarını belirtti. Şentop, "Ama bu örgüt yapısı tamamen
vesayetçi bir yapı. Yargı eliyle Türkiye’de siyasi netice almaya
çalışan bir yapı. Bakın, savcılar ve hakimler pusu kurmaz. Bir
kenarda bir hazırlık yapıp da tam vakti gelse seçim öncesinde bir
operasyon yapayım diye hareket etmez. Ortada peki bir yargı işlemi
mi var? Yargı süreci mi var? Yani bir savcı gelse sokakta giderken
size omuz atsa bir yargı süreci mi vardır? Veya hakim arabanıza
çarpsa aranızda bir ihtilaf olsa bir yargı süreci mi var? Yok. Bir
işi hakimin yapmış olması, bir işi savcının yapmış olması o sürece
yargı süreci adını vermemiz için yeterli değil. Yapılanların da
hukuka uygun olması gerekir." açıklamasını yaptı.
"17 ve 25 ARALIK OPERASYONLARINDA BİR YARGI SÜRECİ YOK"
17 ve 25 Aralık operasyonlarında ortada bir yargı süreci olmadığını
vurgulayan Şentop, "Savcıların ve hakimlerin yaptığı bazı işler
var. 25 Aralık operasyonu ile bize bahsedeyim. Bir savcı bazı
şahısların gözaltına alınmasını istiyor. Arama yapılmasını ve
yakalanmasını istiyor onlarla ilgili. Gözaltı kararlarını önceden
hazırlamış gerçi neyse. Bunu yapacak bir şahsın hürriyetini
bağlayacaksın. Bu şahıslarla ilgili iddiaları araştırmanız,
incelemeniz ve değerlendirmeniz gerekmez mi? Gerekir. Peki bu savcı
bu kararları verirken bir tane kağıt parçasına bakmamış. 11 çuval
evrak var. Bu çuvalların ağzı mühürlü. Bir tanesini açmamış,
bakmamış. Hadi savcı bakmadı diyelim. Bu kararı veren arama,
yakalama kararı veren hakim bakmış mı? O da bakmamış. Açmamış. Peki
yine 25 Aralıkta mal varlıkları üzerine tebdir kararı verdi başka
bir hakim verdi. Şimdi burada kanunda diyor ki, suçtan elde edilen
mal varlığı üzerine tedbir konulur. Adamın babasından kalan malları
üzerine tedbir konuluyor. Tüm mal varlığına tedbir konmuş. Bir tane
kâğıda bakmış mı? Bakmamış. Bu 11 çuvalı ne savcı açmış, ne
yakalama kararı veren hakim açıklamış ne tedbir kararı veren hakim
açmamış. Neki nasıl veriyorlar bu kararı? Önlerine bir liste
geliyor. Şunlar tutuklanacak. İmzalıyor. Tedbir konulacak
imzalıyor. Tedbir koyun diye veriyor. Niye talimat başka yerden
geliyor. Sonra başsavcının görevlendirmiş olduğu sonraki savcılar
bunları bir tutanakla tespit ettiler. Bunların açılmadığını
görüntülü olarak kayıt altına aldılar. Şimdi onunla ilgili bir
soruşturma HSYK’da yapılıyor. Yani şunu ifade etmek istiyorum.
Savcılar savcılık, hakimler de hakimlik yapmadılar burada. Çünkü
savcı hakim evrakı inceleyecek. Öyle karar verecek. Yanlış da karar
verebilir. Ama incelemiş olması lazım. İnceleme yok ortada. Karar
verirken bir evraka bakmamışlar. Mesele, isimler belli.
Yapılacaklar belli. Bunları sadece imzalayan hakim ve savcılar var.
Burada bir örgütten bahsetmeye başlıyoruz." ifadesini kullandı.
CİHAN
Yorumlar