MÜ İletişim Fakültesi Dekanlığı: İddialar asılsız
Marmara Üniversitesi (MÜ) İletişim Fakültesi Dekanlığı, fakülte hakkında medyada yer alan mobbing ve baskı iddialarının asılsız olduğunu açıkladı.
Marmara Üniversitesi (MÜ) İletişim Fakültesi Dekanlığı, fakülte
hakkında medyada yer alan mobbing ve baskı iddialarının asılsız
olduğunu açıkladı.
Fakülteden yapılan yazılı açıklamada, “Fakültemiz ve
yöneticileriyle ilgili kamuoyunda olumsuz bir imaj oluşturmayı ve
böylece kamuoyunu yanıltmayı amaçlayan bu dezenformasyonda olmayan
olaylar olmuş gibi gösterilmekte, bazı olaylar çarpıtılmakta ve
hukuk dışı davranışları savunabilmek için bazı sivil toplum
örgütleri bu süreçte kullanılmaya çalışılmaktadır. Söz konusu
dezenformasyonda; fakültemizde akademik özgürlüğün bulunmadığı,
öğretim üye ve elemanlarının fikirlerini özgürce dile
getiremedikleri, akademik ilerleme ve gelişmenin önünün kesildiği,
öğretim üyelerinin akademik ve mesleki gelişmeleri için uygun
koşulların bulunmadığı, fakültede baskı, sindirme ve mobbingin
hâkim olduğu iddia edilmekte, böylece Dekanlık ve yöneticilerle ile
ilgili olumsuz imaja yol açabilecek ifadelere yer verilmektedir.
Hâlbuki bahse konu olayda, adı geçen araştırma görevlileri, mevzuat
tarafından öngörülmüş olan görev ve sorumluluklarını yerine
getirmemişler, çalıştıkları kurumun işleyişini aksatmışlar, temel
haklardan biri olan eğitim öğretim hakkını tehlikeye atmışlardır.
Fakültedeki işleyişten ve eğitim öğretim faaliyetlerinin sorunsuz
gerçekleştirilmesinden birinci derecede yetkili ve sorumlu olan
Dekanlık, bunun üzerine görevlerini yapmayan araştırma
görevlilerine mazeretleri olup olmadığını sormuş, araştırma
görevlileri ise bağlı oldukları 'Eğitim-Sen’in aldığı bir karar
gereği greve katıldıklarını' ifade etmişlerdir. Araştırma
görevlileri; gelişmiş demokratik ülkelerin hiçbirinde mümkün
olmayan bir disiplinsizlik örneği sergileyerek bağlı oldukları
kurumdaki asli görevlerini terk etmişler, göreve gelmeyeceklerini
yönetime sözlü veya yazılı olarak bildirmeyerek sınavların sorunsuz
gerçekleştirilmesi için Dekanlığın alternatif önlemler
geliştirmesini engellemişler, yanlış ve kasti bir yorumla,
Fakültenin huzur ve emniyetini tehdit eden hukuksuz davranışlarını,
'Sendikal haklarımı kullanıyorum' diyerek meşrulaştırmaya
çalışmışlar, 'Sendikal hak' kavramını istismar etmişler, Sendika ve
bazı sivil toplum kuruluşlarını da kendi yanlışlarına ortak etmeye
çalışmışlardır. Fakültemizde son üç yıl içinde; hiçbir öğretim
elemanı, dile getirdiği fikir veya görüşlerinden dolayı ceza
almamış, eleştiriye dahi muhatap olmamıştır. Öğretim elemanlarımız,
istedikleri her yerde, her türlü toplantıya (eylem, gösteri,
protesto, direniş vs.) özgürce katılmışlardır. Öğretim
elemanlarımız bugüne kadar; düşünce, kanaat, söz ve tutumlarını en
ufak bir kısıtlamaya tabi olmadan her türlü platformda dile
getirmişlerdir ve bu güne kadar kısıtlandıklarına dair tek bir
örnek mevcut olmamıştır. Bütün öğretim elemanlarımızın akademik
gelişimleri için, fakültenin bütün imkânları, hiçbir ayrım
gözetilmeden kullanılmıştır. Bahse konu olayda, mevzuata aykırı
hareket edip kendilerine verilen görevi yapmayan ve eğitim ve
öğretim faaliyetlerini aksatan araştırma görevlilerinden bazıları
da maaşları ve masrafları üniversitemizce ödenerek yurt içi ve yurt
dışı eğitim ve araştırma etkinliklerine, istekleri doğrultusunda
gönderilmişlerdir.” denildi.
CİHAN
Yorumlar