'Mevlana'nın fikirlerinin temelinde aşk ve gerçek kulluk var'
Araştırmacı Erdoğan Çiğdem, Mevlânâ’nın fikirlerinin temelinde ‘ilâhî aşk’ ve ‘gerçek kulluk’ olgusunun bulunduğunu söyledi.
Araştırmacı Erdoğan Çiğdem, Mevlânâ’nın fikirlerinin temelinde
‘ilâhî aşk’ ve ‘gerçek kulluk’ olgusunun bulunduğunu söyledi.
“Mevlânâ’da her şeyin özü sevgidir.” diyen Çiğdem, çekirdekten
meyveye duruşun serüveni olduğunu belirtti.
Uluslararası Antalya Üniversitesi (UAÜ) Sanat, Edebiyat ve Tarih
Kulübü’nün üniversitenin konferans salonunda düzenlediği Mevlânâ
'nın 740. Vuslat yıldönümü nedeniyle düzenlenen programa katılan
Çiğdem, Mevlânâ’yı ve ney’in hikayesini anlattı. Ney dinletisi ve
semazen gösterisinin ardından konuşma yapan Çğdem, Mevlânâ’daki
insan sevgisinin temelinde aşkın çok önemli yeri olduğunu
vurguladı. Mevlana’nın aşkın mahiyetini ve insan hayatındaki yerini
dikkatli bir şekilde açıkladığını ifade eden Çiğdem, “Ona göre,
insanın sonsuz olanla irtibat kurabilmesi ancak aşk ile olur.”
dedi.
“Mevlânâ’ya göre aşk olmasaydı, yaratma da olmazdı.” diyen Çiğdem
şöyle devam etti: “Hayatın bir safhadan ötekine yükseltilmesine ve
cansızdan canlının çıkarılmasına hep aşk vesile oldu. Aşk,
yaratılışın, büyümenin ve gelişmenin ana prensibi. Mevlânâ, insanı
ruh ve beden bütünlüğü açısından ele alırken, onun asıl yönünün
mânevî cephesi olduğunu söyler. Mevlânâ’yı Peygamber Efendimiz’den
(sas) ayrı düşünmek ve koparmak mümkün değil. Onun düşüncesindeki
insanlık tasavvuf geleneğinden beslenir.”
Mevlana’nın eserlerinde geçen neyin hikayesini de anlatan Çiğdem,
şunları söyledi: “Ney, insan-ı kamili temsil eder. Sazlıktaki bir
kamışın ney haline gelene kadar geçirdiği devrelerin, insanın
olgunlaşmasını, yani ‘nefsi tezkiye ve kalbi tasfiye’ basamaklarını
ifade eder. Ney başlangıçta kamış olarak bulunduğu sazlıktan
ayrılmış ve bu ayrılık, onun nasıl acı acı feryadına sebep olmuşsa;
ruhlar aleminden gelip balçıktan yaratılmış bedene, yani ten
kafesine giren kâmil insan da da o rûhânî âleme hasret başlamıştır.
Bu hasreti; riyazat, murakabe, tefekkür, ilahi aşk ve çilelerle
yoğrulan insan olgunlaşır, seviye bulur. Nihayet kamil hâle gelir.”
CİHAN
Yorumlar