Mahkeme: ‘Ampulsün Tayyip’ sözü hakaret değil, ‘siyasi hicivdir’

Mahkeme, basın açıklaması sırasında, eylemciler tarafından söylenen ‘Ampulsün sen Tayyip” şeklindeki sloganı ‘siyasi hiciv’ olarak kabul etti. ‘Ampul’ sözünün tahkir kastığı taşımadığı, ‘siyasi hiciv’, ‘eleştiri’...

Google Haberlere Abone ol
Mahkeme: ‘Ampulsün Tayyip’ sözü hakaret değil, ‘siyasi hicivdir’

Mahkeme, basın açıklaması sırasında, eylemciler tarafından söylenen ‘Ampulsün sen Tayyip” şeklindeki sloganı ‘siyasi hiciv’ olarak kabul etti. ‘Ampul’ sözünün tahkir kastığı taşımadığı, ‘siyasi hiciv’, ‘eleştiri’ olarak kabil edilmesi gerektiğine karar veren mahkeme, demokratik bir toplumda, sanığın sarf ettiği ‘Ampulsün sen Tayyip’ sözü ile cezalandırılmasının ölçülü olamayacağını bu nedenle sanıkların beraatine karar verdi.

2008 yılının Mart ayında Bursa’nın merkez Osmangazi İlçesinde bir grup tarafından düzenlenen basın açıklamasında atılan ‘Ampulsün sen Tayyip’ şeklindeki slogan nedeniyle soruşturma başlatıldı. Bursa Cumhuriyet Başsavcılığının hazırladığı iddianame ile ‘Ampulsün sen Tayyip’ şeklinde sloganı attıkları gerekçesiyle eyleme katılan Hasan Özaydın, Betül Öztürk, Mehmet Emre Battal ve Berna Özaslan hakkında, ‘Görevli memura görevinden dolayı hakaret suçundan’ kamu davası açıldı. Bursa 4. Sulh Ceza Mahkemesi’nde görülen davada sanıklar 11 ay 20’şer gün hapis cezasına çarptırıldı. Ancak sanıkların avukatları yerel mahkemenin verdiği bu kararı temyiz için Yargıtay’a taşıdı. Dosyayı inceleyen Yargıtay, yerel mahkemenin verdiği kararı bozdu. Yargıtay, gerekçesinde, sanıkların hukuki durumunun belirlenmesi gerektiği gözetilmeden, eksik inceleme ve 'basın açıklamasına aktif olarak katıldıkları, sloganları atan grup içinde yer aldıkları' biçimindeki yetersiz gerekçe ve sanıklar hakkında 'katılanın zararlarının karşılanmadığı' biçimindeki kanuni olmayan gerekçeyle, hükmün açıklanmasının geri bırakılması hükümlerinin uygulanmamasını” gösterdi.

Yargıtay’ın yerel mahkemenin hükmünü bozması sonrası sanıklar yeniden Bursa 4. Sulh Ceza Mahkemesi’nde yargılandı. Sanıklar haklarındaki iddiaları kabul etmedi.

“AMPUL SÖZÜ TAHKİR, HAKARET KASTI TAŞIMAZ, SİYASİ HİCİV VE ELEŞTİRİ OLARAK KABUL EDİLMELİ"

Dosyayı yeniden inceleyen mahkeme, 4 sanığında aralarında bulunduğu grubun söz konusu olayla ilgili tutanak ve CD çözümünde belirtilen dövizleri taşıdığı, sanıklardan Berna Özaslan’ın basın açıklaması sırasında ‘Ampulsün sen Tayyip’ şeklinde slogan attığını, diğer sanıklarında alkışlarla destek verdikleri ve sonrasında olaysız dağıldıklarını vurguladı. Başbakan Erdoğan’ın genel başkanı olduğu siyasi partinin logosu olması dikkate alındığında, eylemin bütünlüğü içinde sanık Berna Özaslan’ın söylediği, ‘ampul’ sözünün tahkir, hakaret kastığı taşımadığı, ‘siyasi hiciv’, ‘eleştiri’ olarak kabul edilmesi gerektiğini kaydeden mahkeme, demokratik bir toplumda, sanığın sarf ettiği bu söz nedeni ile cezalandırılmasının ölçülü olmayacağına dikkat çekti. Mahkeme, diğer sanıkların ise Başbakan’a hakaret ettiklerine ilişkin iddia dışında bir delil bulunmadığına değerlendirdi. Buna göre, mahkeme sanık Berna Özaslan’a yüklenen hakaret suçunun unsurlarının oluşmadığından, diğer sanıklar Hasan Özaydın, Mehmet Emre Battal ve Betül Öztürk’ün üzerine yüklenen hakaret suçunun sanıklar tarafından işlendiğinin sabit olmaması nedeniyle ayrı ayrı beraatlerine karar verdi.

“BAŞBAKANLIK MAKAMI DA ELEŞTİRİYE AÇIK OLMALI”

Ayrıca mahkeme, kararla ilgili değerlendirmesinde özgürlüklere vurgu yapması dikkat çekti. Mahkeme, demokratik toplumlarda, kamu yararına giren konularda, iktidarda olan politikacıların ya da kamu otoritesine yönelmiş eleştiriler söz konusu olduğundan, saldırgan sözcükler kullanılması, sert eleştiriler yapılmasının mümkün olduğunu kaydetti. Bu durumda, Türkiye Cumhuriyeti hükümetini temsil eden, başbakanlık makamında özgürlükçü rejimde, diğer yasal, anayasal kurumlarda olduğu gibi eleştiriye açık olduğunun kabul edilmesi gerektiğinin altını çizen mahkeme, “Anayasamızda ve uluslararası sözleşmelerde güvence altına alınan ‘toplanma özgürlüğü’ de, ifade özgürlüğünün bir görünümü olarak dikkate alınmalıdır.”

“MAHKEME BU KARARLA KİŞİLERİN ELEŞTİRİ HAKKINI GÜVENCE ALTINA ALDI”

Sanık avukatlarından Pınar Çelik Arpacı, mahkemenin kararın yerinde ve olumlu bulduklarını söyledi. 2008 yılından beri yürüttükleri adalet arayışlarının sonunda olumlu neticelendiğini belirten Avukat Arpacı, siyasetle uğraşan kişilerin eleştiriye açık olması gerektiğini aktardı. Ancak Türkiye’de Başbakan Erdoğan’ı eleştiren herkesin ceza tehdidi ile karşı karşıya kaldığını, haklarında davalar açıldığını vurgulayan Arpacı, Bursa 4.sulh Ceza Mahkemesinin bu kararının kişilerin eleştiri hakkini güvence altına aldığını ifade etti. CİHAN

Yorumlar