Maden işçileri: Şirkete sadece elektrikçi alınıyor, gerisi taşeron

Facia yaşanan Manisa'nın Soma ilçesinde Soma'da bir grup maden işçisi, bir toplantı düzenleyerek sıkıntılarını anlattı. Soma Kütahyalılar Derneği lokalinde toplanan madenciler, provokatörler olacağı gerekçesiyle daha önce konuşmak istemediklerini...

Google Haberlere Abone ol
Maden işçileri: Şirkete sadece elektrikçi alınıyor, gerisi taşeron

Facia yaşanan Manisa'nın Soma ilçesinde Soma'da bir grup maden işçisi, bir toplantı düzenleyerek sıkıntılarını anlattı. Soma Kütahyalılar Derneği lokalinde toplanan madenciler, provokatörler olacağı gerekçesiyle daha önce konuşmak istemediklerini ifade etti. Özellikle Soma Kömürcülük A.Ş.'de sadece elektrikçilerin işe alındığını belirten işçiler, geri kalan işçilerin taşeron şirket elemanı olduğunu öne sürdü.

'FİRMA YETKİLİLERİYLE TAŞERONLAR PARALARI KIRIŞIYOR'

Firma sorumlularıyla taşeronların paraları paylaştığını iddia eden işçiler, "Burada taşeron firma yok diyorlar, taşeron işçi yok diyorlar. Taşeron nasıl yok ya? En düşük alan taşeron adam, en az 20-25 adamı olan adam 5 bin lira para alıyor. Niçin taşeronlara veriyorlar? Niçin işçilere vermiyorlar? Dayıbaşı yok. Resmiyette ekipbaşı diye geçiyor ama taşeron. Sadece elektrikçiler Soma Kömürcülük'te işe girebiliyor, diğerlerinin hepsi taşeron. İşe girmek istediğimiz zaman bize sorulan soru şu: 'Hangi taşerondan geliyorsun?' Şirketin yetkilileri bile taşeron işinin içinde. Para dönüyor. Sorumlular, taşeronlarla işbirliği içinde paraları kırışıyorlar. Baştaki adamlar da yiyor bunları." şeklinde konuştu.

'EMEKLİ OLANA KADAR AYNI GAZ MASKELERİNİ KULLANIYORUZ'

Gaz maskeleri küflü olduğu için çok sayıda işçinin hayatını kaybettiği iddiasına katılan işçiler, işe girerken verilen gaz maskelerini, hiç bakımı yapılmadan emekli olana kadar kullandıklarını söyledi: "Dört yıldan beri gaz maskeme hiç bakım yapılmadı. Gaz maskesini işe girerken veriyorlar. Hiç bakım yapılmadan, madenciliği bırakana kadar aynı maskeyi kullanıyoruz. Küflenmiş maskeler var. Doğru bu. Belki çalışmıyor. Kendi gaz maskemin tarihine baktım, 2005 yazıyordu. Ben eğer senelik izinde olmasaydım, o gün orada olsaydım. Gaz maskem dört beş senedir bende, bir defa bakım olmadı. En güvenilir ocağın içinde revir var diyorlar. Niçin revirde sadece bir tane oksijen tüpü var? Olayın yaşandığı gün saat 16.30'da biz arkadaşlarla baraj oluşturmaya gittik. Baraj oluşturduktan sonra yedi gibi arkadaşlarımıza ulaşmaya çalıştık. Yaklaşık 150 kişiye ulaştığımızda, yüzde 50'sinin maskeyi kullanamadığını gördük. Yüzde 50'si de çıkamamış bile. Niye yukarıya bilgi verilmedi? Maskelerini kimse kullanmamış. Belki de kullanmamasının en büyük sebebi, maaşında kesinti. Yüzde 80'i maskeleri kullanmadı."

'MÜFETTİŞLERİ ORADA BURADA EĞLENDİRİYORLAR'

Maden ocakların yeterince denetlenemediğini de belirten işçiler, müfettişlerin orada burada eğlendirildiğini öne sürdü: "Denetimlerde, müfettişler gelmeden 5-10 gün önce haber veriyorlar. Ocağın bir mıntıkasını düzeltiyorlar. Müfettişin zaten cebini dolduruyorlar, yediriyorlar içiriyorlar. Orada burada eğlendiriyorlar. Temiz yerleri gösteriyorlar, sonra çıkarıyorlar. Denetim bu. İki yıldan beri aynı ocakta çalışıyorum, bir gün olsun aşağıda müfettiş geldiğini görmedim. Abim altı yıldan beri aynı ocakta çalışıyor, bir gün olsun onun bile daha bir müfettişi yer altında gördüğü yok. Patlamanın olduğu ocakta çalışıyorum. Müfettiş mart ayının 17'sinde geldiğinde, 17.00-17.30 arasında geldi ama zaten biz haberliydik. Adamlar indi, bu patlamanın olduğu yere kadar indi, daha sonra geri çıktı. Diğer yerlere zaten hiç inmedi. Bu suç devletin. Enerji Bakanlığı'nın, Çalışma Bakanlığı'nın. Bu suç onların. Hiç denetlenmiyor, adamlar içeri girmiyor. Duvarın içinde, orada numune alıp orada bekliyor. Adamlar et kızartıyor, bilmem ne yapıyor, keyfine bakıyor ama biz aşağıda köle gibi çalışıyoruz. Bizim yarım metre yerde süründüğümüz günler oldu. Bize, 'İki kasa atmadan çıkmayın.' diyorlar. Yevmiye cezası veriyorlar."

Bazı işçiler de devletin denetçilerinin tutuklanmasını isteteyerek, "Biz bunu istiyoruz. Bu arkadaşlarımızın, şehitlerimizin kanı yerde kalmasın. Sıkıntı müfettişlerden kaynaklanıyor." dedi.

'10 KİŞİNİN YAPACAĞI İŞİ 3 KİŞİ YAPIYOR'

Daha fazla kömür çıkarılması için üzerlerinde bakı kurulduğunu söyleyen madenciler, bunun da kazaları beraberinden geldiğini ifade etti: "Üzerimize baskı kuruyorlar. 10 kişinin yapacağı işi, üç kişiye yaptırıyorlar özel sektörde. 'Ölün çıksın ama o iş olsun.', bunu diyorlar. Saat 15.10'da, patlamanın olduğu zaman biz de Işıklar şubesinde çalışıyoruz. Biz normalde daha yer üstündeyiz. Patlama olduğunda biz yer altına sokulduk, çalıştırılıyoruz. Saat 09.30'da haber geliyor. Olayın büyüklüğü meydana geliyor. Saat 22.00'de dışarı çıktık, kimse yok. Özel sektör sürekli üretime önem veriyor, denetimleri bırakıyor. Kendi denetimini bırakıyor, devlet de denetimi bırakıyor."

'İŞVERENİN SİYASİ BAĞLANTISI OLDUĞU İÇİN DENETLENMİYOR'

Çalışmaktan başka çareleri olmadığını belirten madenciler, devletin işini düzgün yapmasını istedi: "AK Parti, patron, sendika, genel müdür, hepsi birbiriyle anlaşmalı, hepsi birbiriyle danışıklı dövüşlü. AK Parti'nin mitingine zorla götürüldük. Kimin hatası var? Devletin en başta hatası var. İşverenin siyasi bağlantısı olduğu zaman ne yapıyor devlet? Denetimini yapamıyor. Patronu, 'Partiyle alâkam yok.' diyor. Seçimlerde saat 19.00'a kadar arkadaşlarımız, belediye başkanının konuşma yapması için ocağın içinde neden mahsur tutuldu? Patrondan habersiz mi yaptılar bunu?"

'DEVLET DENETLEMEDEN BU OCAKLARA GİRMEK İSTEMİYORUZ'

Devlet denetlemeden ocaklara girmek istemediklerini söyleyen madenciler, "Biz kamu istiyoruz, başımızda taşeron filan istemiyoruz. Sendika da istemiyoruz, sendikayı da feshetsinler. Şu anda denetimler yapılmadan işçiler ocaklara alınıyor. Halen çalışıyor millet. Biz devletin işçisi olmak istiyoruz. Devlet işçiyi çalıştırsın, 'Bu işçi benim.' desin. Bu işler, dört beş adamın elinden geçiyor." şeklinde konuştu.

İşçiler ayrıca, hayatını kaybeden arkadaşlarının 301 kişiden fazla olabileceğini de iddia etti. Bir işçi, bu konuda şunları söyledi: "Ben olaydan bir gün sonra, Kırkağaç'ın soğuk hava deposundaydım. Saat 07.00'ye kadar orada 270 tane şehit cenazesi vardı ikinci gün. Daha bunların fotoğrafları çekilmeyen insanlar vardı. En az 300 tane cenaze vardı. Diğer yerlerde de vardı. Cenaze olaylarında yanlışlık var." CİHAN

Yorumlar