Kayseri Barosu Başkanı Konaç: Lince yönelik belgesiz çalışma kabul edilemez

Kayseri Barosu Başkanı Avukat Fevzi Konaç, masum insanları silahlı terör örgütü yapma yönündeki çıkan haberleri değerlendirdi. Avukat Fevzi Konaç, yapılanların, 28 Şubat’a benzeşen bir takım operasyonlar olduğunu ifade ederek, “Bir...

Google Haberlere Abone ol
Kayseri Barosu Başkanı Konaç: Lince yönelik belgesiz çalışma kabul edilemez

Kayseri Barosu Başkanı Avukat Fevzi Konaç, masum insanları silahlı terör örgütü yapma yönündeki çıkan haberleri değerlendirdi. Avukat Fevzi Konaç, yapılanların, 28 Şubat’a benzeşen bir takım operasyonlar olduğunu ifade ederek, “Bir gruba linçe yönelik belgesiz bir çalışmayı kabul etmek de mümkün değildir.” dedi.

Baro Başkanı Avukat Fevzi Konaç, açıklamasında, bir hukuk adamı olarak ve bir baro başkanı olarak yaşanan tüm olaylara vicdani ve insani kriterlerle birlikte, hukuk-adalet-hakkaniyet ölçüleri içinde bakmaya ve değerlendirmeye çalıştığını söyledi. Konaç, "Bundan dolayı 17 Aralık ve 25 Aralık başlığı altında yaklaşık 7 aydır izlediğimiz, üzüldüğümüz ve hüzünlendiğimiz bir süreç yaşıyoruz. Hukukun en temel kurallarından olan 'Kişi, suçu ispat edilene kadar masumdur' anlamındaki 'masumiyet karinesi'ni asla aklımızdan çıkarmadan hareket etmemizin önemli olduğunu vurgulamak isterim. Hiç bir taraf olma kaygısı gütmeden, görünen çatışmanın tarafı olan iki kesim için de bu kuralın geçerli olduğunun altını önemle çiziyorum." diye ifade etti.

Avukat Fevzi Konaç, manşetten verilen haberle ilgili olarak, somut veriler olmadan yapılacak bir değerlendirmenin sağlıklı olmayacağı kanaatinde olduğunu ifade ederek, “Her belgenin ve tape kaydının sıhhati ile ilgili şüphelerin yaşandığı bir ortamda, sağlıklı bir haber akışının güvenilirliği konusu, şahsımı tereddüt eder hale getirmiştir. Bundan dolayı habere konu bilgilerin doğru olma ihtimali göz önüne alınarak bir değerlendirme yaptığımı ifade etmek isterim” dedi.

"28 ŞUBAT’A BENZEŞEN BİR TAKIM OPERASYONU KABUL ETMEK MÜMKÜN DEĞİL"

Avukat Fevzi Konaç, Ankara savcısı ve Emniyet Genel Müdürlüğü eliyle yapıldığı ifade edilen ve Hizmet Hareketi'yle ilgili 23 maddeyi içeren gizli çalışmanın, ana başlıkları manşetten verilerek konunun kamuoyu gündemine taşındığını hatırlatarak, 28 Şubat ile kıyaslamada bulundu. Konaç, şunları söyledi: “28 Şubat sürecini canlı yaşayan biri olarak, özellikle söylemem gerekir ki olmayan şeylerin olmuş gibi gösterildiği, sahte evrak ve belgelerle siyasete müdahale edildiği, basın yayın organlarının ve sivil toplum örgütlerinin manüple edilerek kullanıldığı, bir siyasi görüşün ve bu ideale hizmet edenlerin “yalan yanlış bilgi ve belgelerle” linç edilmeye çalışıldığı zamanlara şahitlik ettim. O gün bu yapılanları zulüm olarak kabul etmiş ve adeta isyan etmiştim. Daha sonra birçok belgenin, gazete haberinin yalan ve iftiradan ibaret olduğu anlaşılmıştı. Ama olanlar oldu ve bedeller ödendi. Bugün yine o günlere benzeşen bir takım operasyonla ve bir grubu lince yönelik mesnetsiz ve belgesiz hiç bir çalışmayı kabul etmem mümkün değildir. İspatla birlikte, varsa suçu olanlar Hizmet Hareketi içinde, yaptıklarının bedelini ödemelidir. Bu konuda en ufak bir çekincem ve tereddüdüm yoktur. Suçun şahsiliği asla unutulmamalıdır. Ancak topyekûn bir linç mantığı, ne insani ne de hukuki değildir. Hepimiz camiaya yıllarca evlatlarımızı teslim ederek, yapılan hizmetleri gözyaşları ve alkışlarla takip ettik. Eleştirilerimizi de samimi duygularla ara ara paylaştık. İktidarda bu manzaranın içinde bizimle beraber bu güzellikleri dillendirdi. Bunları yok saymak her şeyden önce vebaldir.”

"TÜYLERİNİ ÜRPERTECEK BİR SİLAHLI GÜCÜN VARLIĞININ ARAŞTIRILMASI AKLA ZİYAN"

Avukat Konaç, 30 ilin emniyet müdürlüğüne gönderilen talimatla ilgili şunları söyledi: “Gazete manşetinde yer alan ve doğru olması halinde tüm toplumun tüylerini ürpertecek bir silahlı gücün varlığının araştırılması akla ziyan bir mesnet olacaktır. İnsaf ölçülerinin çok ötesinde isnatlarla bir tavır alınması kabul edilemez. Ortada savaş bile olsa bunun bir ahlakının olduğu göz ardı edilmemelidir. Bir kısım cinayetlerin camia üzerine yıkılması planı olduğu iddiası bile somut verilere dayanmadan bir kampanyanın argümanı olarak kullanılması kabul edilemez. Ne Hizmet Hareketi içinde oldum ne de hata ve kusurlarını eleştirmekten uzak oldum. Ama insaf ölçülerini aşan bu ifadeler hukuk içinde konuşulması bile mümkün olmayan sözlerdir. Varsa bu belgeler ortaya konulmalıdır yoksa tek söz söylenebilir, ayıptır. Binlerce cemaat mensubu insanın dinlenmesi ve elektronik iletişimlerinin takip edilmesi konusunda izin alabilmek için mahkemelere baskı yapılacağı anlamı taşıyan ifadeler kabul edilebilir mi? Kanunsuz delil elde edilerek yargılanan, haksızlıkların bedellerini ödeyen insanlar, her yaptığı konuşmaları partilerinin kapatılmasında delil olarak kullanılmış insanlar, bununla örtüşen ve benzeşen hiç bir tavrın ve işlemin içerisinde yer alamaz. Hukukun üstünlüğü, devletin işlem ve eylemlerinin denetlenebilmesi demektir. Devlet, kanunsuz ve mevzuat dışında uygulamaların içinde olamaz. Hukuk bir gün hepimize lazımdır. Bozduğumuz her zeminde bir gün yürümek zorunda kalacağımız unutulmamalıdır.”

Avukat Fevzi Konaç, açıklamasının sonunda bir çağrıda bulunarak, herkesin devletini, milletini, bayrağı ve toprakları sevdiğini ifade ederek, şunları söyledi: “Siyasi fikirlerimiz farklı olsa da herkesi kardeş kabul ediyoruz. Etrafımızdaki coğrafyalarda akan kan ve gözyaşını görerek, bunlardan ders almalıyız diyoruz. Biz Başbakanımızı da farklı düşünsek de seviyor, ülkesi için çırpındığını düşünüyoruz ve özellikle yakınlarımızdan, arkadaşlarımızdan hizmet içindeki kardeşlerimizden ancak ve ancak iyiliklerini ve samimiyetlerini gördüğümüz insanların yer aldığı büyük bir camiaya karşı, bir haksızlık yapılmaması konusunda duyarlı ve hassas olmaya davet ediyoruz.”

CİHAN

Yorumlar