İstanbullunun Pahalı Domates Yemesi Kimin Suçu?
İstanbul ve Ankara’daki tüketicilerin pahalı domates, biber, patlıcan tüketmesinin sorumlusunun Antalyalı çiftçi olmadığı açıklandı.
Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Başkan Yardımcısı Çetin Osman
Budak, İstanbul ve Ankara’daki tüketicilerin pahalı domates, biber,
patlıcan tüketmesinin sorumlusunun Antalyalı çiftçi olmadığını,
geçen yıla göre ürün fiyatlarının yüzde 12,7 oranında gerilediğini
söyledi. Buna rağmen geçen ay İstanbul ve Ankara’da domates ve
patlıcan fiyatının yüzde 13,6, biber fiyatının ise yüzde 18
arttığına dikkat çeken Budak, “Antalya olarak kış aylarındaki
enflasyonun baş sorumlusu gösteriliyoruz. Ne
üretici kazanıyor, ne tüketici kazanıyor. Kazanan kim? Tartışmak
lazım.” dedi.
Antalya Ticaret ve Sanayi Odası’nın (ATSO) nisan ayı meclis
toplantısı yapıldı. Toplantıda konuşan TOBB Başkan Yardımcısı ve
ATSO Başkanı Çetin Osman Budak, tarım sektöründe üreticinin para
kazanamamasından yakındı. Antalya Toptancı Hali rakamlarının bu
iddiasının ispatı olduğunu kaydeden Budak, şöyle konuştu:
“Geçen yılın mart ayı ile bu yılın mart ayında ürün fiyatları yüzde
12,7 oranında aşağıya gitmiş. Her şey artıyor fakat ürün
fiyatlarımız artmıyor. TÜİK rakamlarına baktık. Kış aylarında biz
enflasyonun baş sorumlusuyuz, Antalya olarak. Çünkü
sebze enflasyonuyla birlikte Türkiye’de bir enflasyon algısı yaratıldı. Geçen ayda domates ve
patlıcan fiyatlarında yüzde 13,6 artış olmuş, TÜİK İstanbul, Ankara
verileri. Sivri biber fiyatları da yüzde 18 artmış. Burada ne
üretici kazanıyor, ne tüketici. Alın size bir yapısal sorun daha.
Bu konuyu önemle masaya yatırmamız lazım. Bu konuyla ilgili
kamuyla, üreticiyle, çiftçiye toplantı yapmamız lazım. Bu konuyu
artık gündemimize net olarak oturtmamız lazım. Kazanan kim? Üretici
kazanmıyor, tüketici kazanmıyor. Kazanan var mı o da tartışma
konusu.”
"ORTA GELİR TUZAĞINDAN ÇIKIŞIN YOLU DEMOKRASİ"
Türkiye’nin, 2008 yılından bu yana kişi başına düşen milli gelirde
10 bin dolar seviyesinde çakılı kaldığına değinen Budak, orta gelir
tuzağına düşmemek ve büyümeyi yıllık yüzde 3-4 aralığına
hapsetmemek için siyasi reformları kararlılıkla yapmak gerektiğinin
altını çizdi. Budak, şöyle konuştu: “Orta gelir düzeyinden
kurtulmanın tek yolu yapısal reform. Türkiye yenilikçi olmalı,
eğitim, hukuk sistemini bu yönde hemen değiştirmeli diyoruz. Orta
gelir tuzağından çıkışın olmazsa olmaz yolu demokrasidir. Türkiye
10 bin dolara çakıldı. 10 bin dolara geçeceksek biz kendimizi
yenilemek zorundayız, orta gelir tuzağından çıkmamız lazım.”
"KREDİ KARTI SATIŞLARI DÜŞTÜ"
Kredi kartlarına taksit sınırlaması getirilmesinin tüm sektörler
üzerinde etkili olduğunu anlatan Budak, karardan sonra
alışverişlerin yüzde 17 gerilediğini ifade etti. Budak, bilgisayar
ve kuyum sektörlerindeki gerilemelerin dikkat çekici olduğunu
vurguladı. Geçen yıl 824 milyon lira olan kuyum sektöründeki
satışın 674 milyon liraya gerileyerek, kredi kartı satışlarında
yüzde 25 gerileme yaşandığını dile getiren Budak, market
alışverişlerinde ise 500 milyonluk düşüş olduğunu belirtti.
Sağlıktan seyahate, sigortadan telekoma tüm sektörlerde kredi
kartlı satışların gerilediğini dile getiren Budak, “Kartla
alışveriş neredeyse çökmüş. Kart durgunluğu ile iç piyasadaki
durgunluğu net olarak görebiliyoruz. Kredi kartı harcamalarındaki
düşüş ortada.” diye konuştu.
"ÇEK, YERİNİ SENETE BIRAKTI"
Ödeme araçlarındaki bir başka değişimin ise çekle ödemelerde
yaşandığına işaret eden Budak, şunları söyledi: “Çek Kanunu
değiştikten sonra kredi kartlarında büyüme yüzde 25 civarında.
Ödeme araçlarının güvenilir olmamasından yönelme oldu. Şu an çek
kullanımı inanılmaz azaldı. Çek oranı yüzde 75 civarındaydı. Şu an
çek yüzde 25, senet yüzde 75’te. Ödeme konusunda piyasaların ciddi
sıkıntısı var. Çek ya da ödeme araçlarında yeni uygulamalar
yapılması gerekiyor.”
"SİYASİ GERİLİM İŞ DÜNYASINI OLUMSUZ ETKİLİYOR"
Meclis üyeleri de toplantıda elektronik oyla anket doldurdu. Anket
sonuçlarına göre; iş adamları geçen yıla göre satışlarının
düştüğünü, bunu etkileyen en önemli üç konunun maliyetlerin
artması, finansman ve siyasi gerilim olduğu fikrinde
birleşti.
İş adamlarının yüzde 27’si 2014 yılında işini küçültmeyi
düşündüğünü belirtirken, gelecek aylarda en büyük risk olarak
siyasi gerilimi gördüğünü kaydetti. ATSO Meclisi üyeleri, bugünkü
ekonomik şartlar altında yatırıma olumsuz baktığını
belirtti.
Yorumlar