İftar sofralarında çeşit arttı, misafirler azaldı

Almanya’ya işçi olarak gelen Türkler bugünün Ramazan’ını da tanıyor, elli yıl önceki Ramazanları da. Kiminin aklına çalışmaktan oruç tutmak gelmemiş, kimi ise orucunu hiç terk etmemiş. Hatice Erbey ve Habibe Kaçakçı Almanya’nın...

Google Haberlere Abone ol
İftar sofralarında çeşit arttı, misafirler azaldı

Almanya’ya işçi olarak gelen Türkler bugünün Ramazan’ını da tanıyor, elli yıl önceki Ramazanları da. Kiminin aklına çalışmaktan oruç tutmak gelmemiş, kimi ise orucunu hiç terk etmemiş. Hatice Erbey ve Habibe Kaçakçı Almanya’nın ilk Ramazanlarını yaşayanlardan. Biedenkopf’da oturan Hatice Erbey Almanya’ya 46 yıl önce gelmiş. 71 yaşındaki Hatice teyze Almanya’ya ilk geldiğinde oruç tutmaya devam etmiş. Bir süre sonra çalıştığı firmada yetkiliden “Siz akort çalışıyorsunuz. Oruç tutamazsınız.” şeklinde uyarılar gelmeye başlamış. Orucundan vazgeçmeyen Hatice teyze son kez uyarı alınca oruç tutamamış.. O zamanlar yalnız olduklarını söyleyen yaşlı kadın ne Ramazan’ı, ne de bayramı yaşayabildiklerini söylüyor. Namazını ise hiç terk etmemiş.

Torununu camiye götürmek için arabayla 300 km yol gittiklerini söyleyen Hatice teyze, “Şimdi her yerde cami var. Her şey kolaylaştı, daha güzel oldu. Eskiden bir şey görmüyorduk. Şimdi toplu iftarlar da yapılıyor her yerde” diyor. Gözleri dolarak konuşmaya devam eden Hatice Teyze “Dünya boşmuş. Biz zamanında vaktimizi sırf çalışmak için geçirmişiz. Türkiye’ye dönme arzumuz vardı. İlk gelenler dini konularda çok hassas değildi. İslamiyet yaygın değildi. Hristiyan devlette cami nedir bilmezdik. Hiç bir şey yapamadık Almanya’da. Şimdi ise Almanya’da Müslümanlığı güzelleştiren insanlar da var, ibadet edecek yerler de.” diyor.

Almanya’da Ramazanların eskisi gibi olmadığını söyleyen yaşlı kadın “Artık oruç nedir herkes biliyor. Ama ona rağmen çalışan gençler kendince bahanelerle oruç tutmuyor. Aslında dayanamadıklarından değil, çevrelerinden etkileniyorlar.“ diyor. Hatice teyzeye göre iş yerlerinde oruç tutan gençlerin “Ağzın kokar, susuz çalışamazsın, işini yapamazsın“ gibi sözlerden etkilendiğini düşünüyor. Oruç tutamayanlara üzüldüğünü söyleyen Hatice teyze “Ramazan bereket ayı. Allah aklımızı başımıza alıp Ramazanlaşanlardan eylesin” şeklinde dua ediyor.

TERAVİH NAMAZLARINI FABRİKANIN DEPOSUNDA KILMIŞLAR

Fellbach’ta yaşayan 63 yaşındaki Habibe Kaçakçı da Almanya’ya çalışmaya gelen ilk kadınlardan. Geldiği günden bu yana orucunu hiç terk etmemiş. Almanya’ya 45 yıl önce gelen Habibe Teyze eskiden Ramazanların daha güzel geçtiğini söyledi. Aile bağlarının eskiden daha kuvvetli olduğunu düşünen Habibe teyze “Eskiden namaz kılacak, iftar yapacak yerler yoktu. Sık sık tanıdığımız ailelere birbirimize gider gelirdik. Bayramlarda evlerimiz dolar taşardı.“ diyor. Teravih namazlarını evlerine 20 km uzakta bir fabrikanın depolarında kılarlarmış. Habibe teyzeye göre cami sayısı arttı, camilere gidenlerin sayısı azaldı.

İftar sofralarındaki çeşitlilikten rahatsızlık duyan Habibe teyze ‚En az beş çeşit yemek, üç çeşit tatlı yapılıyor. Çok büyük israf yaşanıyor iftar sofralarında. Onun yerine Afrika’da para yardımı yapılabilir. Bu durum beni ciddi manada rahatsız ettiği için iftar davetlerine gitmiyorum.’ diyor. Yokluk yaşadıkları günleri özleyen yaşlı kadını Almanya’da en güzel Ramazanları çocukları yanındayken yaşamış. Evdeki kalabalığa hasret kaldığını söylüyor. Habibe teyzeye göre Almanya’daki yaşlılar için artık Türkiye gurbet vatan olmaya başladı. Yaşlıların Türkiye’ye gidince çocuk ve torunlarını özleyip geri dönmek istediğini düşünüyor.

CİHAN

Yorumlar