Haşim Kılıç: "Yeni Bir Vesayet Sistemi Oluştu"
Anayasa Mahkemesi (AYM) Başkanı Haşim Kılıç, 2010 yılında yapılan Anayasa değişikliği ile yargı organları üzerinde oluşan vesayetçi anlayışların ortadan kaldırılması için cesaretli adımların atıldığını kaydederek, ‘‘Bu kez, farklı renkte yeni bir vesayet
Kimse bu yeni oluşumun günahından kendini soyutlamaya
çalışmasın.’’ şeklinde konuştu.
Anayasa Mahkemesi yeni üyesi Hasan Tahsin Gökcan'ın yemin törenin
ardından Anayasa Mahkemesi'nin 52. kuruluş yıldönümü töreni
gerçekleştirildi. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün yanı sıra TBMM
Başkanı Cemil Çiçek, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ve CHP Genel
Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun katıldığı törende konuşan AYM
Başkanı Haşim Kılıç, adalete ulaşmak için sisteme dahil olan
unsurların ahenk içinde birbirini engellememesi gerektiğini
vurgulayarak ‘‘Haklı bir neden olmaksızın, kamu yararı
gözetilmeden, siyasal amaçları gerçekleştirmek düşüncesiyle yazılı
hukuk kurallarında çok sık aralıklarla yapılan değişiklerin,
toplumda hukuk güvenliğini sağlayabileceğinden bahsedilemez’’
ifadelerini kullandı. Kılıç, ekonomik,
siyasi, sosyal ve kültürel hayatı alt üst edecek yasal
düzenlemelerin öngörülebilir olmamasının bireylerin hukuka olan
güvenin tükenmesine neden olacağını da savundu.
‘YARGIYA OLAN GÜVEN AĞIR YARALANMIŞTIR’
Hukuk devletinin temel direğinin yargı olduğunu sözlerine ekleyen
AYM Başkanı Kılıç, ‘‘Hukuk devletinin en belirgin özelliği
tasarrufların öngörülebilir, açık ve şeffaf olmasıdır. Hukuk
devletinin odağında esas itibariyle iktidar gücünün keyfi
davranışlarının sınırlandırılması vardır. Bu nedenle kamu gücünü
kullananlar da vatandaşlar gibi hukuksal ilkelerle kuşatılmıştır.’’
şeklinde konuştu. Yargının devletin vicdanı olduğunu kaydeden
Kılıç, ‘‘Dün ihlaline uğramış mağdurlarla, bugün aynı ihlalleri
yaşayan mağdurların kimliklerinin farklı olması, bu bakışımızı asla
etkilemeyecektir. Yargıya olan güven ağır yaralamıştır.’’
ifadelerini kullandı.
‘YARGI, HER ZAMAN ELE GEÇİRİLMESİ GEREKEN BİR KALE GÖRÜLDÜ’
Kamu gücünü etkili bir şekilde kullanan yargının siyasi ve
ideolojik yapılanmaların hedefinde her zaman ‘ele geçirilmesi
gereken bir kale’ olarak görüldüğünü kaydeden Kılıç, ‘‘Ele
geçirenler de de kendi vesayet sistemini dayatmanın çabasına
düşmüştür. Kaleyi ele geçiremeyenler ise, yargının bağımsızlığın ve
tarafsızlığının ne kadar hayati bir öneme sahip olduğunu söyleyip
durmuşlardır.’’ dedi. Kaleyi işgal edenlerin de yargıyı siyasi
düşüncelerine ya da rakiplerinden intikam alma aracı olarak
kullandıklarını ifade eden Haşim Kılıç, ‘‘Bu anlayış ve işgalden
kurtulmadıkça bağımsız ve tarafsız bir yargının oluşması hayaldir’’
değerlendirmesinde bulundu.
‘TARİH OLANLARI KAYDEDİYOR’
2010 yılında yapılan Anayasa değişikliği ile yargı organları
üzerinde oluşan vesayetçi anlayışların ortadan kaldırılması için
cesaretli adımların atıldığını kaydeden Haşim Kılıç, ‘‘Bu kez,
farklı renkte yeni bir vesayet sisteminin oluşmasına tanık olduk.
Kimse bu yeni oluşumun günahından kendini soyutlamaya çalışmasın.
Tarih olanları kaydediyor. Bunları konuşmak, gerçekleri itiraf
etmek ve cesaretle çözüm yolları bulmak zorundayız’’ şeklinde
konuştu.
Yorumlar