'Hasankeyf'teki tarihi mirasın açığa çıkartılması için yüz yıla ihtiyaç var'

Hasankeyf’te yapılan kazılar esnasında yeşil dokuyu zarar verildiği şeklindeki iddialar üzerine çevre gönüllüleri, Hasankeyf’e giderek incelemelerde bulundu. İncelemenin ardından köprü başında basın açıklaması yapan çevre gönüllüleri, kazıların yasal mevzuatlar çerçevesinde tekniğine uygun ve titizlikle yapılması gerektiğine dikkat çekti.

Hasankeyf'in doğal şekliyle korunmasını amaçladıklarını bunun için mücadele ettiklerini belirten Kavuş, "Bu kazıların bir amacı da su altında kalacak tarihi mirası taşımaktır. Bu kazı kurtarma çalışmalarındaki temel amaç Hasankeyf ve Dicle vadisindeki kültürel miras ve tarihi gün ışığına çıkartmaktır. Barajdan etkilenecek eserlerin taşınması ve korunması mutlaka tekniğine uygun yapılmadır." dedi.

Bu konuda yetkililerden duyarlılık beklediklerine vurgu yapan Kavuş, "Biz şunu istiyoruz. Kazılar yapılsın, tarih gün ışığına çıkartılsın. Biz kazılara karşı değiliz. Ama kazılar yapılırken tarihi eserler ve yeşil dokuya zarar verilmemesi konusunda da gerekli hassasiyetin gösterilmesini bekliyoruz. Bu konuda yetkilileri duyarlı olmaya, çalışmaların usulüne, yasal mevzuata uygun yapılmasını istiyoruz." şeklinde konuştu.

Ilısu Barajının Dicle Vadisi ve Hasankeyf için yıkım anlamına geldiğini ileri süren Kavuş, bu yıkım esnasında 313 kilometrelik bir alanın sularla kaplanacağını ileri sürdü.

Yıllardır bu alanda kazıların yapıldığına dikkat çeken Kavuş, "Ilısu Barajı demek, kültürel varlıklarıyla, doğasıyla, ağaçlarıyla, canlılarıyla bu alanın yok edilmesi anlamına gelmektedir. Daha önce de bu konuda çalışan bilim adamları her zaman şunu söylemektedirler Dicle Vadisi ve Hasankeyf'teki tarihi mirasın açığa çıkartılması için yüz yıla ihtiyaç vardır. Bilim adamlarına bu sürenin tanınması kazıların oldu bittiye getirilmemesi lazım." diye konuştu. CİHAN