Hangi kaplıcaya gideceğini bilmek önemli

Kaplıca zengini Türkiye’de çok çeşitli hastalıklara şifa olan merkezler bulunmasının yanında, hastalıkların niteliklerine göre kaplıca seçiminin önemine dikkat etmek gerekiyor. Aynı zamanda Galatasaray Basketbol Takımının doktoru olan...

Google Haberlere Abone ol
Hangi kaplıcaya gideceğini bilmek önemli

Kaplıca zengini Türkiye’de çok çeşitli hastalıklara şifa olan merkezler bulunmasının yanında, hastalıkların niteliklerine göre kaplıca seçiminin önemine dikkat etmek gerekiyor. Aynı zamanda Galatasaray Basketbol Takımının doktoru olan Adnan Bağrıaçık, gidilecek kaplıcanın belirlenmesinde bilinçli davranmanın büyük avantaj sağlayacağını ifade etti.

Adnan Bağrıaçık, kaplıcalar konusunda Türkiye’nin büyük bir mirasa sahip olduğunu ancak bu mirastan yeterince yararlanılıyor mu? sorusunun cevabının evet olmadığını söyledi. Kaplıcaların çevresindeki tesis ve yapılaşmanın, termal sulara zarar verebileceğini, inşaat sırasında bunların gözönünde bulundurulması gerektiğini anlatan Bağrıaçık, kaynak çevresinin koruma altında olması gerektiğini, doğallığının bozulmaması ve kirlenmesine asla müsaade edilmemesi gerektiğinin altını çizdi.

Termal su kaynaklarından yararlanmak için hastaların mutlaka doktor önerisi almaksızın yararlı olacağını açıklayan Bağrıaçık, şifalı suların neler olduğuna da dikkat çekti. Bağrıaçık, “Şifalı sular genelde iki şekilde ortaya çıkar. Yağmur ve eriyen kar sularının yer altına inmesiyle minerallerle karışarak tekrar yeryüzüne çıkarak meydana gelebilir. Ya da; yer altında sıvı veya hamur kıvamında uçucu gazlarla doymuş olarak bulunan (magmatik) suların, yüksek basınç ve yer çatlakları sayesinde yeryüzüne çıkmasıyla oluşan şifalı sulardır. Kaplıcalar; başta kas-iskelet sistemi rahatsızlıkları ile dolaşım, solunum, sindirim, sinir ve kadın hastalıklarının tedavisinde kullanılır.” dedi.

Kaplıca seçiminin şifa bulma konusunu direkt etkilediğini ve bu konuda bilinçli adım atılmasının çok yararlı sonuçları olacağına işaret eden Bağrıaçık, “Termal su demek için, doğal sıcaklıkları 20 °C nin üzerinde olan sular kastedilir. Tuz oranı yüksek kaplıcalar; romatizmal ortopedik hastalıklar, periferik sinir sistemi hastalıkları ve jinekolojik hastalıklarda faydalıdır. Cilt hastalıkları kükürt oranı yüksek termal suları tercih etmelidir. Kalp hastalıkları ise radon ve karbondioksit içeren suları tercih etmelidir.” dedi.

Bağrıaçık, şöyle devam etti: “İçme küründe kullanılan suyun sıcaklığı genellikle 25°C dir. İçme’de’ içilen suyun içindeki minerale göre tedavi öngörülür. Mineralli su kaynakları içilmelidir. Su içildikten sonra belirli bir süre dinlenmelidir. Günlük doz mutlaka ufak miktarlara bölünerek verilmelidir.Bazen de şifalı suların solunum yoluyla alınan minerallerinden faydalanılır. Mesela; bikarbonatlı sular akciğerler deki dolu bronşları boşaltır, kalsiyumlu sular ödemi azaltır, antialerjiktir, magnezyumlu sular ise spazm çözücüdür. İnhalasyonlar 28-31°C lik sıcaklıklarda 5 ila 15 dakikalık sürelerde yapılır. İnhalasyon ağız yoluyla yapılmalı, yavaş ve derin nefes alıp,10saniye tutulup, hızla nefes verilmelidir.

Hastalıkların akut (alevlenme,kriz) dönemlerinde,Ateşli enfeksiyon hastalıklarında, Kalp, böbrek, karaciğer gibi organların yetersizliklerinde, Aktif tümör varlığında ve Kanama ile seyreden hastalıklarda ise kaplıca tedavisi uygun değildir.”

CİHAN

Yorumlar