GYV: Kanaat ve hislerle yolsuzluk soruşturmaları sonuçsuz bırakılmak isteniyor

Gazeteciler ve Yazarlar Vakfı (GYV) Başkanı Mustafa Yeşil, 17 Aralık soruşturması sonrası yaşanan gelişmelerin anayasa hükümlerinin açıkça çiğnenmesi, meydanın baskı altına alınması ve sosyal medyanın yasaklanması gibi konuların ülkenin...

Google Haberlere Abone ol
GYV: Kanaat ve hislerle yolsuzluk soruşturmaları sonuçsuz bırakılmak isteniyor

Gazeteciler ve Yazarlar Vakfı (GYV) Başkanı Mustafa Yeşil, 17 Aralık soruşturması sonrası yaşanan gelişmelerin anayasa hükümlerinin açıkça çiğnenmesi, meydanın baskı altına alınması ve sosyal medyanın yasaklanması gibi konuların ülkenin muhaberat devletine dönüşmesi anlamına geldiğini söyledi. Yeşil, "Kanaat, his ve algılarla yolsuzluk ve rüşvet soruşturmaları sonuçsuz bırakılmak isteniyor." dedi.

Vakfın Swissotel’de düzenlediği ve gündeme ilişkin konulara ilişkin açıklamaların yapıldığı toplantıda konuşan Mustafa Yeşil, 17 Aralık soruşturması, Başbakanlıkta bulunan böcek ve Suriye ile ilgili toplantının dinlenmesine dair açıklamalarda bulundu. Yeşil, “17 Aralık yolsuzluk ve rüşvet soruşturması, hukuk usulü içinde ve meri kanunlar çerçevesinde yargının gerçekleştirdiği bir süreçtir. Şayet usul ve esasa ait yanlış ve eksikler varsa bunların denetimi hukuk sistemi içinde mümkündür. Dört bakanın istifa ettirildiği ve Yüce Divan’a gönderilmesinin gündemde olduğu bir ortamda; iddialara cevap vermek ve yargının işini yapmasına yardımcı olmak yerine, hukuk çerçevesindeki bir soruşturmayı darbe girişimi gibi sunmak gerçeği ters yüz etmektir. Ortada bir darbe var ise bu 17 Aralık sonrası yaşanan; yürütmenin yargıya müdahalesi, hukukun siyasallaştırılması, Anayasa hükümlerinin açıkça çiğnenmesi, medyanın baskı altına alınıp sosyal medyanın yasaklanması, özgürlüklerin kısıtlanarak ülkenin adeta muhaberat devletine dönüştürülmesidir.” ifadesini kullandı.

Yapılan açıklamalar ve mesnetsiz iddialarla camiaya karşı nefret suçu oluşturulduğunu dile getiren Yeşil, “Ayrıca dış bağlantı, “ajanlık”, “casusluk” gibi akıl almaz ve mesnetsiz komplo teorileriyle Camia’nın günah keçisi haline getirilmesi izan ve insaf dışıdır. Hiçbir somut delil ortaya koymadan, ‘kanaat, his ve algılarla’ yapılan iftiralar, yolsuzluk ve rüşvet soruşturmalarını sonuçsuz bırakmayı hedeflemekte ve ayrıca nefret suçu oluşturmaktadır.” dedi.

Yeşil sözlerini şöyle sürdürdü: “Taviz verilmemesi gereken bir ilke olarak, hukuka aykırı her türlü dinleme ve özel hayatın ihlali niteliğindeki eylemleri şiddetle kınıyor ve faillerin bir an önce yargı önüne çıkarılmasını talep ediyoruz. Bununla birlikte, üzerinden aylar geçmesine rağmen dinleme iddiaları hakkında tek bir somut delil ortaya konulmaması dikkat çekicidir. Evrensel hukuk ilkeleri ve İslam’ın temel değerlerine göre; “iddia eden iddiasını ispatla yükümlüdür” ve “kesin hükümle suçluluğu ispat edilene kadar kişi masumdur.” Hukuka aykırı her türlü dinlemeyi kınarken, başta Sayın Fethullah Gülen olmak üzere Hizmet Hareketi’ne yakın kişi ve kurumların telefon görüşmelerinin hukuk dışı yollarla dinlenip servis edildiğini, daha da vahimi bu hukuksuz dinlemelerin siyaset meydanlarında kullanıldığını ve Hizmet Camiası’nın topyekûn suçlu ilan edilip nefret söyleminin mağduru haline geldiğini görmekteyiz.”

'KASET İDDİALARINI YARGI İLE PAYLAŞMAYANLAR BAŞKA TÜRLÜ BİR ŞANTAJ ALGISI OLUŞTURMAKTADIR'

Mustafa Yeşil, kaset iddialarıyla ilgili olarak da “Bütün yetki ve teknik imkânlara sahip olan Yürütme organı, hukuk sürecini sürüncemede bırakmakta ve dinleme iddialarını keyfi olarak belirli kişi, kurum ve gruplara karşı yıpratma, tasfiye ve baskı aracı olarak kullanmaktadır. Cumhurbaşkanından Genelkurmay Başkanına, Anayasa Mahkemesinden eski bakan ve iş adamlarına birçok insanın dinlendiği veya kasetinin bulunduğu Başbakan tarafından iddia edilmektedir. Erdoğan’ın bu iddiayı destekleyen delilleri muhataplar ve yargıyla paylaşmaması başka türlü bir şantaj algısı oluşturmaktadır. Baykal ve MHP kasetlerinin siyaseti dizayn etme yönünde kullanılması ve bir türlü aydınlatılmaması da bu konudaki kaygıları güçlendirmektedir.” dedi.

Suriye ile ilgili Dışişleri Bakanlığı’nda yapılan toplantının dinlenmesi ve Başbakanlıkta ele geçirilen böcekle ilgili de konuşan Yeşil, “Başbakanlık ofisine böcek konulduğu ve Dışişleri Bakanlığındaki Suriye toplantısının dinlendiği iddialarıyla alakalı olarak da ortaya konulmuş hiçbir delil yoktur. Olay, Hükümet medyası tarafından kimi zaman havada uçan böceklere, kimi zaman korumalara, kimi zaman çaycı ve temizlik görevlilerine yıkılmakta, ancak Dışişleri Müfettişleri, MİT, Emniyet, TİB ve Adli Makamlardan olayı aydınlatacak hukuki bir adım atılmamaktadır.” ifadesini kullandı.

CİHAN

Yorumlar