Gürsel Tekin: Gecesi ayrı, gündüzü ayrı bir rezalet, yöneticiler görmüyor mu?

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Sekreteri Gürsel Tekin, Suriye’nin yoğun olarak yaşadığı Şanlıurfa’da incelemelerde bulundu. Tekin, gördüğü manzarayı 'Gecesi ayrı rezillik, gündüzü ayrı rezillik' şeklinde değerlendirdi. Akif İnan...

Google Haberlere Abone ol
Gürsel Tekin: Gecesi ayrı, gündüzü ayrı bir rezalet, yöneticiler görmüyor mu?

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Sekreteri Gürsel Tekin, Suriye’nin yoğun olarak yaşadığı Şanlıurfa’da incelemelerde bulundu. Tekin, gördüğü manzarayı 'Gecesi ayrı rezillik, gündüzü ayrı rezillik' şeklinde değerlendirdi. Akif İnan Devlet Hastanesi'ni gezen Tekin, "Burada tedavi yapmak mucize gibi bir şey" diyerek, hastanedeki yoğunluk ve yaşam koşullarına dikkat çekti. Tekin, "Bu manzarayı kentin yöneticileri görmüyor mu?" diye sordu.

Cumhuriyet Halk Partisi Genel Sekreteri Gürsel Tekin, Hilvan’da bir barış törenine katılmak üzere Şanlıurfa’ya geldi. Önce şehri dolaşan Tekin, sabah saatlerinde Suriye uyruklu vatandaşların tedavi edildiği Mehmet Akif İnan Devlet Hastanesi'ni ziyaret edip, buradaki hasta ve hasta yakınları ile görüştü. Tekin, yaklaşık 200 bin Suriyeli mülteciyi barındıran Şanlıurfa’da yaşanan dram karşısında şok oldu. Dünyanın bu drama sessiz kalmasına sitem eden Tekin, hükümeti ve BM’yi göreve davet etti.

Tekin, “Bu tablonun içinde özellikle Türkiye-Suriye ilişkilerinden kaynaklanan ciddi sıkıntılar var. Yüzbinlerce vatandaş sokakta perişan. İnsanlık dramı yaşanıyor. Buna hepimizin el atması lazım. 3-4 yaşında çocuklar var. Soruyorum babasına ‘silahla oynarken vuruldu’ diyor. Böyle bir şey olabilir mi? 4 yaşındaki çocuk belinde silahla leblebi gibi dolaşıyorsa çok büyük bir sorun vardır.“ dedi.

Hastanenin yoğunluğuna dikkat çeken Tekin, “Burada sağlık hizmeti sunmanız mümkün değil, mucizeler yaratmak lazım. Her gün 500-bin, kaç kişinin geleceği belli olmayan çeşitli hastalıklarla mücadele eden, binlerce göçe zorlanmış insanların sorunlarını burada bu şekilde çözmek mümkün değildir. Ben Birleşmiş Milletler'i, bütün dünyayı bu konuda duyarlı davranmaya davet ediyorum. Büyük bir insanlık ayıbı yaşanıyor. Bu insanlık ayıbını görmemezlikten gelmemiz mümkün olamaz.” şeklinde konuştu.

Tekin, konuşmasını şu sert cümlelerle sürdürdü: “Gece manzaralarını anlatmaya terbiyem müsaade etmiyor. Bu şehrin valisi, kaymakamı, yöneticisinin bu manzaraları görmemesi mümkün olabilir mi? Siz görmüyor musunuz? Gecesi ayrı bir rezillik, gündüzü ayrı bir rezillik. Parti olarak yapmamız gereken ne varsa hazırız. İktidara, BM’ye, bütün dünyaya çağrıda bulunmak istiyorum. Bu insanlık ayıbına son verelim.”

Birçok çiftçinin desteklenmesine DEDAŞ tarafından el konulacağının hatırlatılması üzerine Tekin, “Sadece Urfa’da değil, geçen gün Niğde’ye gittim, maalesef çocuklu yıllarımda izlediğim ‘susuz köy’ filmini bana hatırlattı. Yani 70’li yıllar neye bugünkü manzara aynı. Özelleştirmenin tarım ve çiftçiler üzerindeki yük büyük. Anadolu’da köylülerin kaderi bu. Köylü efendi idi köle oldu.” ifadelerini kullandı. Tekin ve beraberindeki heyet, daha sonra Hilvan’da düzenlenen barış yemeğine katılmak üzere hareket etti.

CİHAN

Yorumlar