Gözyaşı kanal tıkanıklığı Rize’de de tedavi edilebiliyor
Doğu Karadeniz Bölgesi’nde sadece Rize’de bulunan Multidiode Lazer DCR cihazı ile hastalara genel anestezi gerekmeden gözyaşı kanal tıkanıklığı ameliyatı yapılıyor.
Doğu Karadeniz Bölgesi’nde sadece Rize’de bulunan Multidiode
Lazer DCR cihazı ile hastalara genel anestezi gerekmeden gözyaşı
kanal tıkanıklığı ameliyatı yapılıyor.
Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi Tıp Fakültesi Göz Hastalıkları
Ana Bilim Dalı Başkanı Yrd. Doç. Dr. Kemal Türkyılmaz yaptığı
açıklamada, Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi Eğitim ve Araştırma
Hastanesi'ne bir proje kapsamında alınan lazer DCR cihazı ile
bugüne kadar birçok hastaya başarılı operasyonlar
gerçekleştirdiklerini söyledi. Türkyılmaz, “Genel anestezi
uygulanmadan, kanama gibi istenmeyen durumlarla karşılaşmadan,
herhangi bir cilt kesisi ve dikiş atılması gerekmeden yapılabilen
lazerle gözyaşı kanal tıkanıklığı ameliyatı, hastaların estetik
kaygısı taşımadan ve ameliyat sonrası zaman kaybı yaşamadan günlük
yaşantılarına dönebilmesine imkân tanıyor.” dedi.
Gözyaşı kanal tıkanıklığının doğumdan itibaren her yaşta
görülebilen bir rahatsızlık olduğuna dikkat çeken Türkyılmaz, “Bu
hastalığa karşı bir yaşına kadar olan çocuklarda günde 30- 40 defa
masaj yapılmasını ve gerektiğinde antibiyotikli damlalar
öneriyoruz. Bir yaşına kadar düzelme olmazsa sondalama yöntemiyle
gözyaşı kanalını açıyoruz. 2 -3 yaşındaki çocuklarda gözyaşı kanalı
açıldıktan sonra kapanmaması için ayrıca kanal içeresine silikon
bir tüp koyuyoruz. İleri yaşlarda gözyaşı kanal tıkanıklıklarında
iki şekilde cerrahi tedavi uygulanıyor. Biri açık yöntem ve bunda
cilt kesisi yapıldığı için dikiş atılması gerekiyor. Burun
bölgesinde bir kemik pencere açtığımız için orada bir şekil
bozukluğu oluyor. Ayrıca açık yöntem için genel anestezi gerekiyor.
Bu da özellikle yaşlı hastalarda beraberinde bir risk getiriyor.”
diye konuştu.
Türkyılmaz, son zamanlarda sıkça kullanılan lazerle gözyaşı kanal
ameliyatı sayesinde tıkalı kanalları açabildiklerini anlatarak,
"Lazer yönteminin diğer yönteme göre avantajları var. Bunlardan
birisi işlemi bölgesel anestezi ile yapabiliyoruz. İkinci bir
avantajı ise kanama riskinin bulunmaması. Kan sulandırıcı ilaç
kullananlar ve tansiyon yüksekliği olan hastalarda kanama
ameliyatın seyrini ve başarısını etkilemektedir. Bu yüzden kan
sulandırıcı ilaç kullananlarda ameliyattan günler önce hasta için
oldukça gerekli bu ilaçları kesmek gerekebiliyor. Genç hastalarda
ise önemli bir sorun cilt kesisi yapılması. Göz çevresi insanın
dikkat çeken bir bölgesi olduğu için cilt kesisi ve dikiş sonrası
bu bölgede iz kalıyor. Lazer yönteminde ise kesinlikle iz kalma
ihtimali yok. Lazer yöntemiyle ameliyat olan hasta operasyondan
hemen sonra normal hayatına dönebiliyor. Diğer yöntemde ise
iyileşmesi için belli bir dönem gerekiyor.” şeklinde bilgi
verdi.
BAŞARI ORANI YÜZDE 85
Türkyılmaz, Lazer DCR cihazını 2013 yılı başında bir proje ile
hastaneye kazandırdıklarını, cihaz alındığı dönemde göz doktorları
arasında bir takım çekincelerinin olduğunu, fakat zamanla başarılı
ameliyatlarla bu çekincelerin yersiz olduğunun görüldüğünü
kaydetti. Açık anestezi yöntemiyle bu ameliyatın hala yapılıyor
olmasının ana sebebini başarı yönteminin daha yüksek olmasına
bağlayan Türkyılmaz, şunları söyledi: "Başarıdan kasıt kanalın
tekrar tıkanmamasıdır. Genel olarak lazerle yapılan ameliyatların
başarı oranı yüzde 75 iken, açık anestezi ile yapılan ameliyatlarda
daha geniş bir kanal açıldığı için bu oran yüzde 95 civarındadır.
Bizim lazer DCR yönteminde başarı oranımız ise yüzde 85
civarındadır. Sonuç olarak her iki yönteminde avantajı ve
dezavantajları söz konusudur. Bununla birlikte açık yöntem yapılan
ve tekrar kanal tıkanması olan hastalara bile rahatlıkla lazer DCR
yapmaktayız. Bu operasyon 15- 20 dakika sürüyor. Hasta operasyonun
hemen ardından evine ve işine dönebiliyor.” CİHAN
Yorumlar