Ermeni Taziyesi, Şehitlerimizin Ruhunu İncitmiştir
Türkiye Kamu-Sen yayınlanan ve sözde soykırım iftirasının kabul edilebileceğinin bir işareti olarak algılanan taziye mesajının şehitlerin ruhunu incittiğini söyledi.
Türkiye Kamu-Sen İzmir İl Temsilcisi Ahmet Doğruyol, Başbakanlık
tarafından yayınlanan ve sözde soykırım iftirasının kabul
edilebileceğinin bir işareti olarak algılanan taziye mesajının
şehitlerin ruhunu incittiğini söyledi. Doğruyol, bu
tavrın aynı zamanda Türkiye’ye ve Türk milletine hizmet etmeyen bir
tavır olduğunu savundu. Doğruyol, “Bu tavır, maksatlı ve
Türkiye'nin bütünlüğünü bozmaya yönelik politikaların bir
ürünüdür." dedi.
Türkiye Kamu-Sen İzmir İl Temsilcisi Ahmet Doğruyol, yayımladığı
mesajda, sözde soykırım iftiralarında, Ermenistan’ın avukatlığına
soyunan, Ermenistan’a her türlü desteği veren, Ermenistan’a 'sen
kenarda dur biz sizin adınıza Türkiye’yi sıkıştırmak için her türlü
girişimde bulunuruz' şeklinde davranan batılı ülkelerin tavrına
paralel bir tavır olduğunu ileri sürdü. Ahmet Doğruyol, "Batılı
ülkeler, önce kendi kirli tarihlerini gözden geçirsinler.
Afrika’da, Avrupa’nın göbeğinde, Balkanlar'da yaşanan gerçek
anlamdaki soykırım hareketlerine seyirci kalanlar, sözde Ermeni
soykırım iddialarına ve yalanlarına destek vermeleri bunun en açık
göstergesidir. Ermeniler, tarih boyunca hakimiyeti altında
yaşadıkları devletlere ihanetlerinden dolayı bir çok kez buna
benzer göç hareketlerine tabi tutulmuşlardır. Sasaniler 379'larda
70 bin Ermeni’yi İran'a, Bizanslılar 1025'lerde Doğu Anadolu'daki
40 bin Ermeni'yi Sivas ve Kayseri'ye, Memluklar 1250'lerde 10 bin
kadar Ermeni'yi Mısır'a, 1743'de İranlılar 24 bin Ermeni'yi İran
içlerine ve 1777'de Kırım'ı işgal eden Ruslar, bölgedeki binlerce
Ermeni'yi steplere zorunlu göçe tabi tutmuştur. Tarih boyunca
sayısız göç ve sürgün olayına maruz kalan Ermeniler, bunların hiç
birini gündeme getirmemekte, sadece 1915'te Osmanlı devleti
tarafından son derece haklı gerekçelerle yer değiştirmeye tabi
tutulmalarını sözde soykırım adı ile sorun haline getirmeye
çalışmaktadırlar.” diye ifade etti.
Ermenilerin, yüzyıllar boyunca Osmanlı'nın himayesinde güven ve
huzur ortamında yaşadığını aktaran Doğruyol, şöyle devam etti:
“1877-1878 Türk-Rus Savaşı'ndan sonra güçsüz kalan Osmanlı
Devleti'ne karşı Ruslarla işbirliği yapan, ardından kurulan Ermeni
terör örgütleri ile Anadolu’nun çeşitli şehirlerinde Osmanlı
Devleti'ne karşı isyana başlayan Ermeniler, Osmanlı'nın Birinci
Dünya Savaşı'na girmesini fırsat bilerek, gönüllü alaylar kurarak
Rus saflarına katılan Ermeniler, Rus işgal kuvvetleriyle birlikte
Doğu Anadolu’da ve Anadolu’nun çeşitli bölgelerinde isyanlar
çıkartıp, Osmanlı kuvvetlerini arkadan vuran Ermeniler, Osmanlı'nın
birkaç cephede savaşmasıyla boş kalan Anadolu’da sivil Türk halkına
karşı sayısız katliam yapan Ermeniler, Van’da isyan başlatarak
Türkleri zorda bırakan, Kurtuluş Savaşı'nda Fransızlarla işbirliği
yaparak Türkleri sırtından vuran yine Ermeniler, zor döneminde
sırtından vurulan Osmanlı Devleti, 27 Mayıs 1915 tarihinde Rus
cephesindeki Ermenilerin güneye göç ettirilmesi kararını almıştır.
Ortada bir soykırım yoktur. Ermenilerin asıl amacı toprak
talebi.
Ermeniler, sözde Ermeni soykırım iddiaları vasıtasıyla önce
meselenin tanınmasını, daha sonra soykırım olarak kabul edilmesini,
bu yolla Türkiye’den tazminat ve toprak talebinde bulunmak
istemektedir. Türkiye’nin kimseye verecek bir karış toprağı ve
tazminatı yoktur. Türk milleti şerefli bir tarihe sahiptir. Hiç
kimseye verilecek bir hesabı, hiç kimseden dilenecek bir özrü
yoktur. Ecdadımızın acılarına ortak olmayanlardan Türk milleti
adına hiç kimse özür dileyemez. Çanakkale’de, Doğu Anadolu’da,
Irak’ta, Suriye’de bu vatan için canlarını veren aziz şehitlerimizin torunları olarak, onların incitilmesine
asla müsaade etmeyeceğiz. Başta Cumhurbaşkanlığı ve Türkiye Büyük
Millet Meclisi olmak üzere milleti temsil eden makamları, Türk
milletinin hukukunu savunmaya, milletimizin şerefine halel
getirecek adımların atılmaması için gerekli tavrı ortaya koymaya
davet ediyoruz.”
Yorumlar