Ergenekon tutuklusu 31 sanığın tahliye taleplerine red
Ergenekon davasının gerekçeli kararını yazan İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi heyeti, Özel Yetkili Mahkemelerin kaldırılması ve tutuklu sanıkların bu nedenle tahliye talebinde bulunmalarına ilişkin basın açıklaması yaptı.
Ergenekon davasının gerekçeli kararını yazan İstanbul 13. Ağır
Ceza Mahkemesi heyeti, Özel Yetkili Mahkemelerin kaldırılması ve
tutuklu sanıkların bu nedenle tahliye talebinde bulunmalarına
ilişkin basın açıklaması yaptı.
Mahkeme, aralarında Doğu Perinçek ve Veli Küçük gibi isimlerin de
yer aldığı çeşitli hapis cezalarına çarptırılan toplam 31 sanığın,
5 yıl azami tutukluluk süresinin kaldırıldığını gerekçe göstererek
yaptıkları tahliye taleplerinin reddine karar verdi.
Mahkeme, 6526 sayılı yasa ile Özel Yetkili Mahkemelerin TBMM
tarafından kaldırılmasının Anayasaya aykırı olduğunu belirterek
Anayasa Mahkemesine başvuruda bulunduklarını açıkladı.
Anayasa Mahkemesi'nin, Ergenekon davasından müebbet hapis cezasına
çarptırılan eski Genelkurmay Başkanı emekli Orgeneral İlker Başbuğ
hakkında verdiği karar ve Özel Yetkili Mahkemeler'i kaldıran 6526
sayılı yasanın kabul edilmesi, Ergenekon davasından çeşitli hapis
cezasına çarptırılan sanıklara da umut olmuştu. İlk tahliye talebi
Anayasa Mahkemesinin, hakkında karar verdiği İlker Başbuğ'un
avukatı tarafından yapıldı. Başbuğ'un avukatı, ÖYM'lerin
kaldırılmasını gerekçe göstererek tahliye talebini, Çağlayan'da
bulunan nöbetçi 18. Ağır Ceza Mahkemesi'ne yaptı. Ardından da diğer
sanıklar art arda bulundukları Silivri Cezaevi Müdürlükleri veya
avukatları aracılığıyla tahliye talebinde bulundular. Tahliye
talebinde bulunan sanık isimleri şöyle;
Veli Küçük, Mehmet Demirtaş, Oktay Yıldırım, Doğu Perinçek, Tuncay
Özkan, Mustafa Levent Göktaş, Özkan Kurt, Ulaş Özel, İsmail Sağır,
Hasan Ataman Yıldırım, Levent Ersöz, Muzaffer Tekir, Sedat Peker,
Boğaç Kaan Murathan, Semih Tufan Gülaltay, Mustafa Dönmez, Kemal
Kerinçsiz, Serdar Öztürk, Yalçın Küçük, Aykut Metin Şükre, Ergün
Poyraz, İbrahim Şahin, Kemal Aydın, Mehmet Bedri Gültekin, Turan
Özlü, Erkan Önsel, Hikmet Çiçek, Mehmet Deniz Yıldırım, Hasan
Atilla Uğur, Durmuş Ali Özoğlu, Mehmet Zekeriya Öztürk ve İsmail
Yıldız.
İstanbul 20. Ağır Ceza Mahkemesi, 7 Mart 2014 tarihinde yaptığı
değerlendirmede Başbuğ'un tahliyesine karar vermiş ancak diğer
tahliye taleplerinin dağıtıldığı Ağır Ceza Mahkemeleri herhangi bir
değerlendirmede bulunmamıştı.
Yeni yasal düzenleme ve tahliye taleplerine ilişkin özellikle
sosyal medya üzerinden yapılan paylaşım ve çıkan haberler üzerine
halen Ergenekon davasının gerekçeli kararını yazmakta olan İstanbul
13. Ağır Ceza Mahkemesi, bugün Silivri Cezaevi karşısındaki büyük
duruşma salonunda basın mensuplarına sözlü açıklama ve
bilgilendirme yaptı.
BAŞBUĞ HAKKINDA DEĞERLENDİRME YAPILMADI
Mahkeme Başkanı Hasan Hüseyin Özese, öncelikle İlker Başbuğ
hakkında değerlendirmeyi yaptıkları sırada İstanbul 20. Ağır Ceza
Mahkemesi tarafından bir karar verildiği haberini duydukları için
Başbuğ'un talebi ile ilgili olarak bir karar verilmesine yer
olmadığına hükmettiklerini açıkladı.
TAHLİYE TALEPLERİ REDDEDİLDİ
Ardından da diğer 31 sanığın tahliye taleplerinin reddine karar
verdiklerini söyleyen Başkan Özese, basın mensuplarına da
verdikleri bu kararın bir örneğini dijital olarak dağıttı. Toplam
18 sayfadan oluşan kararda önce dava hakkında genel bilgi verildi.
Daha sonra yargılama ilgili bilgiler verildi.
GEREKÇELER SIRALANDI
Davanın çok kapsamlı olması nedeniyle gerekçenin 15 günlük makul
sürede yazılmasının mümkün olmadığı ifadesine yer verildi. Bu
başlık altında davanın 4 yıl 9 ay 15 gün sürdüğü, toplam 620
duruşma yapıldığı, toplam 3 bin 699 saat 106 dakika 48 saniye
duruşma salonu oturum kaydı alındığı belirtildi. Ayrıca sanıklara
savunma, beyanda bulunma ve soru sormaları için 106 bin 068 saat
yani 294 gün 3 saat 48 dakika süre verildiği belirtildi. Aynı
şekilde avukatlarının da 36 bin 200 dakika konuştukları açıklandı.
Bu nedenle sanıkların ve avukatlarının konuşma, beyan ve sundukları
dilekçelerinin çok kapsamlı olduğu belirtildi.
Kararda, "Sanık sayısı, sanıklara isnat edilen eylemlerin sayısı,
sanıklara isnat edilen suçların
ve mahkum oldukları suçların sayısı, dosyada mevcut belge sayısı,
dinlenen tanıklanın
sayısı ve dinlenme süresi, dava konusu olaylanın özelligi,
sanıkların birbirleri ile
irtibatlarını ortaya koyan HTS raporlanın kapsamı, Genelkurmay
Başkanlığı'ndan istenen bilgisayarların incelenmesinden sonra
verilen bilirkişi raporu ve dosyadaki diğer
raporların kapsamı ve dosya kapsamı dikkate alındığında gerekçeli
kararın 15 günlük makul sürede yazılmasının mümkün olmadığı
ortadadır." denildi.
Sanıkların sistemli olarak kamuoyu oluşturma faaliyetlerinde
bulunduğu da belirtilen kararda, özellikle azami 5 yıl olan tutuklu
yargılama süresinin geçtiği şeklindeki iddialara da bir açıklama
getirildi. Buna göre sanıklara verilen her suç karşılığı ceza için
ayrı ayrı 5 yıl azami tutuklu yargılama süresi olarak değerlendirme
yapıldığı belirtildi.
Daha önce mahkemenin karar özeti okuduğu 5 Ağustos 2013 tarihinde
sanıklar hakkında adli kontrol tedbirleri uygulamanın mümkün
olmadığı şeklindeki gerekçe ile ilgili olarak herhangi bir
değişiklik olmadığı da ifade edilen kararda bütün bu gerekçeler
çerçevesinde tahliye taleplerinin reddi yönünde karar verildiği
bildirildi.
ÖYM'LERİN TBMM TARAFINDAN KALDIRILMASI ANAYASAYA AYKIRIDIR
Mahkeme ayrıca 6526 sayılı yasa ile ÖYM'lerin kaldırılmasının da
Anayasa'ya aykırı olduğunu açıkladı. Bu konuda Anasaya Mahkemesine
başvuruda bulunduklarını belirten Mahkeme Başkanı Hasan Hüseyin
Özese, yasama, yargı ve yürütmenin birbirine etki etmemesi için
yasal düzenlemeler bulunduğunu hatırlattı. Bu çerçevede
mahkemelerin kurulması ve kaldırılması ile hakim ve savcıların
görevlendirilmesi ve görevden alınması konularında yetkinin
Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu'na verildiğini hatırlattı. Yeni
yasanın TBMM tarafından kabul edilip Cumhurbaşkanı tarafından
onaylandığını da hatırlatan Özese, böylece mevcut olan ÖYM'lerin,
TBMM tarafından kaldırıldığının ortada olduğunu ve bunun da
Anayasaya aykırılık teşkil ettiğini söyledi. ÖYM'lerin kaldırılması
ile bu mahkemelerde görevli hakim ve savcıların da bir anlamda
azledildiklerini belirten Özese, bu görevli hakim ve savcıların da
TBMM tarafından azledildikleri anlamına geldiğini ve bunun da
Anayasaya aykırılık teşkil ettiğini söyledi.
Üye hakim Sedat Sami Haşıloğlu da kararını vermiş mahkemelerin
gerekçeli kararı yazmaları için kendilerine 15 gün yasal sürenin
verilmesinin de Anayasaya aykırılık teşkil ettiğini söyledi.
Haşıloğlu, Amerika'da Mc Donalds firmasının iki müşterisi hakkında
'İtibarlarını zedeledikleri' gerekçesiyle açtıkları davanın 2 yıl
sürdüğünü, mahkemenin gerekçeli kararını 4 ayda 720 sayfa olarak
yazdığını hatırlattı. Ergenekon davasında biriken evrakların
yoğunluğunun ve 823 ayrı suçlama ile yargılama yapıldığının dikkate
alındığında 15 günlük makul sürenin de gerekçeli karar yazılması
için yeterli bir süre olmadığını söyledi. Mahkeme, bu üç ayrı
Anayasal aykırılık nedeniyle Anayasa Mahkemesi'ne başvurduklarını
söyledi. CİHAN
Yorumlar