Elçi: 2005 yılından beri hiçbir kamu görevlisi hakkında dava açılmadı

Diyarbakır Baro Başkanı Tahir Elçi, 2005 yılından bu yana kamu görevlilerinin keyfi müdahalesi sonucu hayatını kaybeden çocuklar için soruşturmalarda bir mesafe alınmadığını ve hiçbir kamu görevlisi hakkında dava açılmadığını söyledi. Elçi, "2005 yılından beri onlarca çocuk gün ortasında kolluk güçleri tarafından keyfi müdahale sonucu öldürülmesine rağmen hala bir dava bile açılmış değildir. Çocukların ölümünden sorumlu kamu görevlileri yargı önüne çıkmış değildir." dedi.

Diyarbakır Baro Başkanı Tahir Elçi, yönetim kurulu üyesi avukatlarla birlikte basın toplantısı düzenledi. KCK ana davasından yargılanan sanıklar, tutukluluk sürelerinin aşılmasına rağmen serbest bırakılmadığını belirten Elçi, bunun için Anayasa Mahkemesi'ni bilgilendirdiklerini söyledi. Gezi olayları sırasında başına isabet eden bir cisimden dolayı tedavi gören ve önceki gün hayatını kaybeden Berkin Elvan olayına da değinen Elçi, "Ne yazık ki bir kez daha kolluk güçlerinin keyfi, aşırı, ölçüsüz ve hukuk dışı güç kullanımı bir çocuğumuz yaşamını yitirmiştir. Çocuklar bile bu ülkede yaşam hakkına sahip değildir. Şüphesiz Berkin, kaybettiğimiz ilk çocuk değil. Bizler sürekli bu acılarla yüz yüze geliyoruz. Son 10 yıl içinde onlarca çocuk kolluk güçlerinin hukuk dışı yöntemlerle yaşamını yitirdi. Ceylan Önkol, Yahya Menekşe, Şahin Öner ve daha onlarca çocuğun soruşturmasında ne yazık ki bir mesafe alınamadı bugüne kadar. Çocukların yaşamını ihmal eden kamu görevlileri bu ülkede yeterinde soruşturulmuyor. Adalet gerçekleşmiyor. 2005 yılından bari onlarca çocuk gün ortasında kolluk güçleri tarafından keyfi müdahale sonucu öldürülmesine rağmen hala bir dava açılmış bile değildir. Çocukların ölümünden sorumlu kamu görevlileri yargı önüne çıkmış değildir." diye konuştu.

"YASA DEĞİŞİKLİĞİ FAİLİ MEÇHUL DOSYALARI OLUMSUZ ETKİLEDİ"

Yeni yasal düzenlemeyle faili meçhul cinayet ve kayıp olaylarının olumsuz etkilendiğini anlatan Elçi, şöyle devam etti: "Ne yazık ki 90'lı yıllardan günümüze kadar, iki yıl önceki Roboski katliamına kadar işlenen ağır suçların failleri, soruşturma ve kovuşturma makamları tarafından soruşturulmuyordu. Binlerce faili meçhul cinayet ve gözaltında kayıp gibi ağır suçlara rağmen hala mahkemelere yansımış dava konusu olmuş çok az sayıda vaka bulunmaktadır. Ama son birkaç yıldır bazı çabalar vardı. İstisnai de olsa bazı davalar açıldı, bazı olaylar incelendi. Lice'nin yakılması ya da Kulp'ta yaşamını yitirmiş 11 köylü olayları, Şırnak'ta bazı olaylar gibi bazı olaylara ilişkin davalar açılmıştı. Bu kritik süreçte zaman aşımının dolmakta olduğu bu dönemde, savcıların hızla hareket etmesi ve bu suçları Türkiye'deki yasalara göre zaman aşımından kurtarması ve dava konusu yapmalarını bekliyorduk. Tam bu kritik süreçte bu yasanın yürürlüğe girmesi ve bu soruşturma dosyalarının çevre ile ve çeşitli yerlerdeki savcılıklar arasında bölüşülecek olması ve bunun da uzun süre alacak olması, yeni savcıların da soruşturmalara hakim olmak için bir süreye ihtiyaç duyulması karşısında bu soruşturmaların olumsuz etkileneceğinden şüphe bulunmamaktadır." CİHAN