Durmaz: Başbakan paralel yapı arıyorsa yönünü güneydoğuya çevirmelidir

Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Başkan Yardımcısı ve Yozgat Milletvekili Sadir Durmaz, "Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın bir paralel yapı arıyorsa yönünü güneydoğuya çevirmesi gerektiğini" söyledi.

MHP'li Durmaz, partisinin Yozgat’taki seçim bürosunda yaptığı açıklamada, Kabataş'ta yaşanan olayın görüntülerine ilişkin, "Sayın başbakan bunu ilk defa yapmıyor. Sayın başbakan ne zaman sıkışsa kendisi ile ilgili ne zaman kamuoyu algısında bir bozulma olsa kendi aleyhine bir değişiklik söz konusu olsa, sayın başbakan toplumu kutuplaştırarak, kamplaştırarak her kesimi birbirine düşman etme pahasına bir siyaset uyguluyor. Gezi olaylarında da normalleşme yerine kutuplaştırmayı tercih etmişti. Sayın başbakanın dün söyleyip bugün inkar ettiği, dün söyleyip bugün çark ettiği yalanlarının en son örneklerinden bir tanesi de budur" dedi.

"İKTİDARDAN GİTMEMEK İÇİN İÇ SAVAŞA BİLE GÖZÜNÜ KARARTMIŞTIR"

"Bir ülkenin başbakanı yalan söylememelidir" diyen Durmaz, "O gün hatırlayınız sadece bunu söylemedi. Aynı zamanda ‘camide içki içilmiştir’ şeklinde yine toplum kesimlerini bir birine kışkırtacak çok tehlikeli söylemlerde bulunmuştu başbakan, bunun da aslı çıkmadı. Onun kendi meşhur bir ifadesiyle söylemek lazım; ‘müddeyi iddiasını ıspatla mükelleftir’. Aradan bu kadar zaman geçti Haziran’dan bahsediyoruz 7-8 aylık süre zarfında 10 aylık süre zarfında sayın başbakanın bu iddiaları ortaya koyması gerekirdi. Sayın Bozdağ için ifade etmiştim, sayın başbakan da hatırlayacaksınız, PKK ile yapılan görüşmeleri iddia edip ispat edemeyenler şerefsizdir demişti sonra kimin ne oldu ortaya çıktı. Şerefsiz kimin payesi olduğu ortaya çıktı. Bunlarda aynı anlayışın farklı tezahürleridir. Sayın başbakan kutuplaştırarak, kamplaştırarak kendine inanan saf temiz anadolu insanını bloke etmek gayretiyle iktidardan gitmemek için Allah korusun bir iç savaşı bile Türkiye’nin gündemine getirecek kadar gözünü karartmış durumdadır. Bu münasbetle 30 Mart seçimleri ülkemiz ve milletimiz açısından Yozgatımız açısından çok önemli anlam ifade etmektedir. Sayın başbakan ve onun çarpık siyaset anlayışına mutlaka milletimiz gereken cevabı verecektir. Bundan hiç kuşkumuz yoktur" diye konuştu.

"HAVUZ MEDYASI BAŞBAKANIN YALANLARINI GERÇEK GİBİ YAYINLAMAK İÇİN CANLA BAŞLA ÇALIŞIYOR "

MHP'li Durmaz, "Sayın başbakan kendisine aykırı kim herhangi bir görüş beyan etse, ifade etse onu susturmak için her türlü gayretin içerisine girmiş, bunun için de medya satın almıştır. Kimin imkanlarıyla, devletin imkanlarıyla medya satın almak gibi bir anlayışı benimsemiştir. Nitekim ortaya saçılan tapelerden ortaya dökülen konuşmalardan anlıyoruz ki sayın başbakan bir bakanına talimat vermek suretiyle bir havuz oluşturmuş, kendisine hizmet edecek havuzdaki paraların hakkını verircesine can hıraş bir şekilde sayın başbakanın her türlü yalanını gerçekmiş gibi kamuoyuna maletmeye çalışan gazeteler ve medya kuruluşları var, bu da onlardan bir tanesi. Türkiye’de özgür medyadan, bağımsız gazetelerden ve değerlendirmeden bahsetmek artık imkansız hale gelmiştir. Sayın başbakanın yönetim anlayışında bu çok yadırganacak bir durum değildir. İnternet yasakları da bunun bir başka versiyorundur. Sayın başbakan sona yaklaştıkça hata üstüne hata yapmaktadır. Sona yaklaştıkça, çırpındıkça adeta batmaktadır. Milletimiz bunun farkındadır. Biz Milliyetçi Hareket Partisi olarak, başta genel başkanımız Devlet Bahçeli olmak üzere ilçe ilçe, belde belde dolaşarak bu gerçekleri milletimize anlatmaya gayret ediyoruz. Umut ediyorum ki Cenab-ı Allah bizi mahcup etmeyecek, 30 Martta çok iyi bir netice ortaya çıkacak. Milletmiz olana bitene yolsuzluğa ve hırsızlığa her türlü baskıcı anlayışa gerekli dersi verecektir."

"BAŞBAKAN PARALEL YAPIYI GÜNEYDOĞUDA ARAMALI"

Başbakanın toplumda dikkatleri başka yöne çekmek için paralel yapı ifadelerini kullandıklarını ifade eden Durmaz, şunları söyledi: "Bir paralel yapı arıyorsa yönünü güneydoğuya çevirmeli orada olup bitene bakmalıdır. Orada artık yol kontrol uygulamalarını kanlı terör örgütü yapmaktadır. Vergi toplamakta ve kendi halk mahkemelerini kurmuştur. Yani orada asayiş dahi her türlü önlemi almak PKK’nın insiyatifine bırakılmıştır. Bu bilinçli bir şekilde Oslo'da PKK’ya verilen sözlerin gereğidir. Biz boşuna söylemedik bunları bir yanda bölünmenin direklerini diken başbakan öbür tarafta da yandaşlarının ayakkabı kutularını doldurtmuştur. Bu artık kaçınılmaz son AKP’yi ve başbakanı beklemektedir. Daha fazla milletin varlığına anayasal düzene zarar vermeden sayın başbakan bu anlayışından vazgeçmeli toplumu normalleştirmeli kutuplaştırmamalı ve seçimlerin selametle yapılmasını temin edecek tedbirleri almalıdır." CİHAN