Dr. Yeşiltaş: Bütün bölgesel dinamikler ciddi değişime uğradı

Sakarya Üniversitesi Öğretim Üyesi ve Stratejik Araştırma Danışmanı Yrd. Doç. Dr.

Google Haberlere Abone ol
Dr. Yeşiltaş: Bütün bölgesel dinamikler ciddi değişime uğradı

Sakarya Üniversitesi Öğretim Üyesi ve Stratejik Araştırma Danışmanı Yrd. Doç. Dr. Murat Yeşiltaş, bütün bölgesel dinamiklerin ciddi bir değişime uğradığını söyledi. Yeşiltaş, Türkiye’nin 2002’den beri başka metotlar kullandığını, bunun en büyük örneklerinden birisinin Türkiye’nin bütün ülkelerin temsilcilik sıralamasında dahi yedinci sırada gelmesini gösterdi.

Samsun Ondokuz Mayıs Üniversitesi'nde (OMÜ) Etik Öğrenci Topluluğu tarafından düzenlenen 'Değişen Dünya Dengeleri ve Türk Dış Politikası' başlıklı panel, OMÜ Atatürk Kongre ve Kültür Merkezi'nde gerçekleştirildi. OMÜ’deki panele Stratejik Araştırma Başkan Vekili Doç. Dr. Mesut Özcan, Uludağ Üniversitesi Öğretim Üyesi ve Stratejik Araştırma Danışmanı Doç. Dr. Ferhat Pirinççi, Sakarya Üniversitesi Öğretim Üyesi ve Stratejik Araştırma Danışmanı Yrd. Doç. Dr. Murat Yeşiltaş konuşmacı olarak katıldı.

Açılış konuşmasını yapan Topluluk Danışmanı Yrd. Doç. Dr. İdris Varıcı, “Herhangi bir nedenle ilişki kurduğunuz bir devletle bir kontak kurmanız gerekiyor. Olaylara bana ne diyemiyorsunuz. Hatta bunun üzerine çıkıp politikalar belirlemeniz gerekiyor. Buradan yola çıkıp, konunun ne kadar önemli olduğunu düşünerek hocalarımızı Ankara’dan buraya davet ettik. Bu panel umarım hepimiz adına amacına ulaşır.” dedi.

"SÜRECİ ANLAMAK ÇOK ÖNEMLİ"

Konuşmasında, Türk dış politikasının genel çerçevesini anlatan Murat Yeşiltaş, “Dış politikada öncelikle siyasal akıl üretme çok önemlidir. Bu akıl yürütme dış stratejimizi ve angajmanlarımızı doğrudan etkilemektedir. Türkiye açısından son 10 yılı değerlendirecek olursak üç alan çok önemli. Özellikle uluslararası sistem bir süreçten geçiyor. Bu değişim ve dönüşümde diğer ülkelerin yaptığı gibi kendini yeniden konumlandırıyor. Ama bu konumlandırmayı kendinizi dönüştürerek yapmalısınız. Öncelikle bu süreci anlamakla bu işe başlarsınız. İkincisi bu sürece intibak etmek, üçüncüsü ise bu intibak sürecinde kendinizi konumlandırmanızdır. Çok hızlı değişen bu süreçler içerisinde öngörülemez sonuçlar ortaya çıkabiliyor. 11 Eylül bunun önemli örneklerinden biridir. Bunun gibi süreçlere dış politikada verebileceğimiz üç temel tepki vardır. Ya sistemin oluşturduğu etkilere dahil olmak yerine sistemin sonuçlanmasını beklemek, ya stratejik kısa dönem angajmanlara girmek ya da o dönüşümün içine intibak etmektir.” diye konuştu.

"1999 YILI KIRILMA NOKTASI"

Türkiye’nin Avrupa Birliği ile ilişkileri hakkında bilgi veren Mesut Özcan ise “Ülkemizin Avrupa Birliği ile gerçek manadaki ilişkisi 1980’li yıllarda başlamıştır. Bu süreçte sadece ekonomik değil, siyasi bir entegrasyondan da bahsedebiliriz. 1999 yılı ülkemizin AB ile ilişkilerinde kırılma noktasıdır, çünkü bu tarihte Türkiye’nin adaylık serüveni başlamış bulunmaktadır. O tarihten bu yana Türkiye çeşitli reformlar yapıp üyelik adına çalışmalarda bulunmaktadır. Türkiye’nin müzakerelere başlama noktasında bile AB ilkeleri arasında çok ciddi görüş ayrılıkları bulunmaktaydı. Bu görüş ayrılıkları sonrasında da kendini hissettirdi. Kabaca iki temel zorluktan bahsedebiliriz; bunlardan birincisi bazı ülkelerin kültürel temeller üzerinden muhalefeti, bir diğer sorun ise Kıbrıs konusu ve Kıbrıs Rum Kesimi’nin sorun çıkarmasıdır.” dedi.
Panel, öğrencilerin yönelttiği soruların cevaplanmasının ardından günün anısına konuşmacılara plaket takdim edilmesiyle sona erdi.



CİHAN

Yorumlar