Doç. Dr. Akpınar: Demokratik ülkeler kendi toplumuna psikolojik harekat yapmaz

Turgut Özal Üniversitesi Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Öğretim Üyesi Doç.

Google Haberlere Abone ol
Doç. Dr. Akpınar: Demokratik ülkeler kendi toplumuna psikolojik harekat yapmaz

Turgut Özal Üniversitesi Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Öğretim Üyesi Doç. Dr. Mahmut Akpınar, Türkiye'de toplumun psikolojik harekata maruz kaldığını söyledi.

Antakya Kültürlerarası Diyalog Derneği’nin düzenlediği konferansa katılan Doç. Dr. Mahmut Akpınar, demokratik ülkelerin kendi toplumuna psikolojik harekat yapmadığını söyledi. Son günlerde ülke genelinde kafa karışıklıklarının ön plana çıktığına işaret eden Akpınar, “Son dönemde memlekette bir kafa karışıklığı var. Aslında kafa karışıklığı herkeste yok. Solcularda, liberallerde, sağcılarda, MHP’lilerde, Alevi vatandaşlarımızda, Kürtlerde, Türkçülerde kafa karışıklığı yok. Ama muhafazakar kesimlerde dini duyarlılığı olan, biraz da AK Parti’ye oy vermiş kişilerin kafasında ciddi bir karışıklık var. Belirli kısım cemaatlerde var kafa karışıklığı. Kafa karışıklığının da politik ve duygusal anlara dayalı bir kısım verilerden kaynaklandığını görüyoruz." dedi.

Ülke genelinde, Kur'an ve sünnet ölçülerine göre, hukuk ölçülerine göre, zaaflara göre hareket edildiğini ve bu doğrultuda toplumun Türkiye’de psikolojik harekata maruz kaldığını aktaran Akpınar, şöyle konuştu: "Psikolojik harekat nedir, psikolojik harekat bir savaş yöntemidir. Ama silahsız bir savaş yöntemi veya algı yönetimi de diyebiliriz. Genelde düşman olarak kabul edilen toplumsal kesimin zihin dünyasını oluşturmak, o kesimi demagoji etmek, moral çöküntüsüne uğratmak, manipüle etmek, yanlış oluşturulmuş haberlerle, algılarla o toplumsal kesimi bir yere doğru sürüklemek gibi anlamlara gelen bir kelimedir psikolojik harekat. Silahlı savaşın dışında psikolojik bir ortam oluşturulur, orada kullanılır. Bunun en çarpıcı kullanılan örnekleri 11 Eylül’dür. 11 Eylül ve akabinde devam eden Müslümanları terörle, şiddetle, kanla, silahla eşdeğer konuma getirme ve aynı kareye koyma, dünyadaki bütün insanları 'İslamcı terör' konusunda kaygılandırma, Müslümanların batı medeniyetine tehdit oluşturduğu, medeniyete karşı, her şeye karşı algısını oluşturmak, bu algıdan sonra medya ile basın ile bir kısım medyatik figürlerle ve Hollywood türü filmlerle hatırlayın; bütün filmlerde sakallı, sarıklı, elinde silahlı Müslüman imajını sıkıştırmışlardır. Batı ustaca bir psikolojik harekat yaptı, Müslümanları dövmeden önce, Müslümanların dövülmesi gerektiğini zihinlere yerleştirdi. Bunun başarılı bir yöntemini de 28 Şubat’ta izledik. Normalde demokratik ülkeler kendi toplumuna psikolojik harekat yapmaz."

"DÜN MODA İRTİCA İDİ BUGÜN İSE PARALEL DEVLET"

Son günlerde manşetlere taşınan ve sonradan yalan oldukları anlaşılan manşetler hakkında da düşüncelerini paylaşan Akpınar, "Bugün de hükümet dediğimiz cenahın sır küpü olan kurumda karargahı var. Yine gazeteciler toplanıyor oraya. Yine ellerine manşetler veriliyor. Yine neler yazacakları söyleniyor. Figüranlar oluşturuluyor kim, hizmet hareketinde yiv kırmış insanları bulup geliştiriyorlar ve manşetlere taşıyorlar. Yine bir medya grubu var. Güdümlü, havuz medya. Bunlara veriyorlar manşetleri. 28 Şubat’ın medyası gibi koro halinde aynı şeyleri seslendiriyorlar. Bu yalanlara karşı her türlü hukuki yollara müracaat ediliyor. Dün moda irtica idi bugün ise paralel devlet. Bu kavram üzerinden mesnetsiz, delilsiz konuşmaması gereken, devlet adamı ciddiyetini üzerinde taşıması gereken, toplumu ayrıştırmaması gereken, hayal aleminde gezmemesi gereken bir başbakan, her gün bir üst perdeden bu iddiaları yetmiş altı milyona boca ediyor. Ve onun iddialarını alıyor, bir medya grubunun bu operasyona dahil olduğunu anlıyoruz.” diye konuştu.



CİHAN

Yorumlar