Diyanet: Cuma hutbesini sessiz dinleyin, duaya yüksek sesle ‘amin’ demeyin

Cuma namazı hutbesinin okunduğu sırada camide, arkadaşlarıyla sohbet edenlere Diyanet İşleri Başkanlığı’ndan uyarı geldi. Hanefi alimlerinin namazda yasak olan her şeyin hutbede de yasak olduğu kuralını esas aldığına dikkat çeken Din...

Google Haberlere Abone ol
Diyanet: Cuma hutbesini sessiz dinleyin, duaya yüksek sesle ‘amin’ demeyin

Cuma namazı hutbesinin okunduğu sırada camide, arkadaşlarıyla sohbet edenlere Diyanet İşleri Başkanlığı’ndan uyarı geldi. Hanefi alimlerinin namazda yasak olan her şeyin hutbede de yasak olduğu kuralını esas aldığına dikkat çeken Din İşleri Yüksek Kurulu, cemaatin konuşmayıp susması, selam alıp vermemesi, nafile namaz kılmaması gerektiğini ifade etti. Kurul, hutbede imamın yaptığı duaya yüksek sesle ‘amin’ bile demenin uygun olmadığına dikkat çekti.

Vatandaşların çeşitli konulardaki sorularını sanal alemden cevaplandıran Din işleri Yüksek Kurulu, cuma namazına yönelik soruları değerlendirdi. Bir vatandaşın "Cuma namazında hutbeye yetişemeyen kimsenin namazı geçerli midir?" sorusunu cevaplandıran Kurul, cuma namazında hutbenin, namazın sahih olmasının şartlarından biri olduğunu hatırlattı. Kurul kararında şu ifadelere yer verildi: "Hutbe okunmadan kılınan bir cuma namazı sahih değildir. Bu nedenle hutbe okunurken en az bir erkeğin hazır bulunması gerekir. Ancak cuma kılabilmek için hutbeye yetişmek ve dinlemek şart değildir. Buna göre, mazeretine binaen okunan hutbeye yetişemeyen veya hutbeyi duymayan kişinin kıldığı cuma namazı sahih olur. Hutbeyi dinlemeye yetişemeyen kimse, cuma namazının ikinci rekatına bile yetişse, imam selam verdikten sonra ayağa kalkıp bir rekat daha kılarak cuma namazını tamamlar."

HUTBEYİ SESSİZ DİNLEYİN, DUAYA YÜKSEK SESLE ‘AMİN’ DEMEYİN

"Hutbede yapılan duaya ‘amin’ denilebilir mi?" sorusunu da cevaplandıran Din İşleri Yüksek Kurulu, namazda geçerli olan şartların hutbede de geçerli olduğuna vurgu yaptı. Kurul kararında, "Rasulüllah'ın (sas) uygulamasını göz önüne alan İslam bilginlerine göre hatibin, ikinci hutbede müminler için af ve mağfiret dilemesi, onların afiyet ve esenlik içinde olmaları için Allah'a dua etmesi menduptur (yapılması iyi olan iş). Hatibin dikkatle dinlenmesini, hatibin minbere çıkışından namaz bitinceye kadar, geçen süreyi bir bütün olarak değerlendiren Hanefi alimleri, namazda yasak olan her şeyin hutbede de yasak olduğu kuralını esas alarak; cemaatin konuşmayıp susması, selam alıp vermemesi, nafile namaz kılmaması gerektiğini, ancak hutbede dua edilirse amin demenin veya Hz. Peygamber'in ismi zikredilirse salat-ü selam okumanın caiz olduğunu söylemektedirler. Fakat yanındakileri rahatsız edecek şekilde yüksek sesle amin demek doğru değildir." denildi.

"Hutbede Peygamberimiz'in adı geçtiğinde salavat getirmek gerekir mi?" sorusunu da cevaplandıran Din İşleri Yüksek Kurulu, cuma namazında hutbe okunurken cemaatin konuşmayıp dinlemesi, selam alıp vermemesi, nafile namaz kılmaması gerektiğini dile getirdi. Konu ile ilgili Hz. Peygamber'in "Cuma günü imam hutbe okurken arkadaşına (yalnızca) ‘dinle’ desen (bile yine) boş, lüzumsuz konuşmuş olursun." şeklindeki hadisi şerifinin bulunduğunun vurgulandığı cevapta, "Efendimiz hutbenin dinlenmesi hususundaki hassasiyetini dile getirmiştir. Hutbe okunurken camiye gelen kimse, ilk sünneti kılmayıp oturmalı ve hutbeyi dinlemelidir. Hatibin dikkatle dinlenmesini, -hatibin minbere çıkışından namaz bitinceye kadar- bir bütün olarak değerlendiren Hanefi mezhebi alimleri namazda haram olan her şeyin hutbede de haram olduğu hükmünü çıkarmışlar ve hutbe okunurken cemaatin konuşmaması, selam alıp vermemesi, nafile namaz kılmaması gerektiğini ifade etmişlerdir. Ancak hutbede dua edilir veya Hz. Peygamber'in ismi zikredilirse kendi işitebileceği bir sesle salat-ü selam okunabileceğini ve hatibin duasına ‘amin’ denebileceğini söylemişlerdir.” ifadeleri yer aldı.

İMAM SELAM VERMEDEN YETİŞEN KİŞİ CEMAATE UYABİLİR

"Cuma ve bayram namazlarına geç gelen bir kimse, imam selam verdikten sonra kılmadığı rekatları nasıl kılmalıdır?" sorusunu da değerlendiren Kurul, "Cuma namazına imam selam vermeden önce yetişen kimse cuma namazına yetişmiş olur. Bu kişi imamın selam vermesinden sonra namazını kendisi tamamlar. İmamın selamından sonra camiye gelen kimse, cuma namazını değil öğle namazını kılar. Buna göre cuma namazının bir rekatına yetişen kişi imamın selamından sonra, ayağa kalkarak bir rekat daha kılar ve selam verir. Kendi başına kıldığı bu rekatta da besmele, Fatiha ve zammı sure okur. İmama teşehhüdde yetişmiş olan imamın selamından sonra ayağa kalkar ve iki rekat kılarak selam verir. Böylece cuma namazını tamamlamış olur. Maliki ve Şafiilere göre ise, cumaya yetişmiş sayılabilmek için en az bir rekatı imamla birlikte kılmak gerekir. Buna göre, imam ikinci rekatın rükuundan doğrulduktan sonra yetişerek uyan kimse, namazını öğle namazı Muhtesari’l-Halil, Daru’l-Fikr olarak dörde tamamlar." açıklamasında bulundu.

Kadınlar ve kendilerine cuma namazı farz olmayan hasta ve benzeri kimselerin vakit girdikten sonra, imam cuma namazını bitirmeden önce kendi evlerinde kıldıkları öğle namazının geçerli olduğu bildirildi. Kendilerine cuma namazı farz olmayan bu gruptakilerin şehirde veya şehir hükmünde olan bir yerde öğle namazında cemaat yapmaların da mekruh olduğuna işaret eden Din İşleri Yüksek Kurulu’na göre; kendisine cuma namazı farz olan bir kimse özürsüz olarak cumaya gitmez ve imam cuma namazını bitirmeden önce kendi evinde o günkü öğle namazını kılarsa Hanefilere göre bu namaz geçerli, fakat cumaya gitmediği için günahkar olur. Diğer üç mezhebe ve Hanefilerden İmam Züfer’e göre ise bu kişinin kıldığı öğle namazı geçersizdir, cuma namazı kılındıktan sonra tekrar kılmalıdır. CİHAN

Yorumlar