Denizli’de 45 sivil toplum kuruluşundan Hizmet Hareketi'ne iftiralara tepki
Denizli’de 45 sivil toplum kuruluşu, Hizmet Hareketi’ne ve Fethullah Gülen Hocaefendi’ye yapılan hakaret ve iftiralara tepki gösterdi.
Denizli’de 45 sivil toplum kuruluşu, Hizmet Hareketi’ne ve
Fethullah Gülen Hocaefendi’ye yapılan hakaret ve iftiralara tepki
gösterdi. Denizli Gazeteciler Cemiyeti’nde "Denizli Demokrasi ve
Hukuk Platformu" adıyla toplanan dernek başkanları, yolsuzluk
operasyonları üzerinden menfur saldırılar ve karalama kampanyası
yürütüldüğünü, buna daha fazla sessiz kalamadıklarını ifade ederek
ortak basın bildirisiyle tepki gösterdi. Basın bildirisini, Denizli
İşadamları Derneği (DİAD) Başkanı Erdem Aydın okudu. Aydın,
yolsuzluk operasyonlarının ardından Hizmet Hareketi’ne yönelik
hakaret ve iftiralarda her gün, "Akl-ı selim galip gelir mi?" diye
ümitle beklediklerini ancak her geçen gün daha acımasız bir iftira
bombardımanına dönüştüğünü söyledi.
‘KARINCAYI BİLE İNCİTMEYEN İNSANLAR BİR GÜNDE ÖRGÜT OLDU’
DİAD Başkanı Aydın, “Hayatlarında kanunsuz hiçbir şeye müsaadesi
olmayan insanların kulakları, üzülerek belirtmeliyiz ki gün yüzü
görmedik, hiç alışık olmadığımız diken gibi cümleler işitti. Her
sene ‘yeni bir dünya’ diye diye dünyanın bütün renkleriyle barış
türküleri söylerken sevinç ve mutluluk gözyaşı döken insanlar,
kendilerini bir anda hayal bile edemeyecekleri bir atmosferin
içinde buldular. Bir karıncayı bile bilerek incitmeyen bu insanlar,
bir gün uyandıklarında kendilerini çete ve örgüt mensubu olarak
buldular. Bir başka gün ise yaşadıkları mekânlar in, kendileri de
Haşhaşi olmuşlardı. Diller öylesine pervasızlaşmıştı ki ömrü
hayatında dünya zevki namına bir şey bilmeyen, kendini insanlığın
ilahi nefhayla buluşmasına vakfetmiş bir dertli sineye, ‘içi boş,
kalbi boş bir âlim müsveddesi’ gibi kapkara cümleler
kurabiliyordu.” dedi.
‘GAZETECİLİK KRİTERLERİ HİÇE SAYILARAK KARA PROPAGANDA
YÜRÜTÜLÜYOR’
Bir kısım medyanın, sorumlu ve objektif gazetecilik kriterlerini
hiçe sayarak ve bir merkezden yönlendirildiği aşikâr tarzda her
türlü yalan ve iftiraya başvurduğunu savunan Aydın, “Hizmet
Hareketi hakkında kara propaganda kampanyası yürütülüyor. En
yetkili kişiler tarafından, milletimizin yüzakı haline gelmiş Türk
okulları bir örgütmüş gibi dünyaya tanıtılmaya çalışılıyor ve
büyükelçiler nezdinde karalamayla ilgili emirler veriliyor. Bu
hadise, bir akıl tutulmasından başka neyle açıklanabilir? Bir
taraftan ekonomik istikrar derken diğer yandan bir finans kurumu,
sonuçları hiç düşünülmeden batırılmaya çalışılıyor, ülkemiz
dünyanın gözünde negatif bir pozisyona düşürülüyor. Yüzde 58 oyla
kabul edilmiş bir HSYK, tüm tarafların karşı çıkmasına rağmen oldu
bittiye getirilmek isteniyor. Bir gecede değiştirilen Adli Kolluk
Yönetmeliği'nden tutanak altına alınmış soruşturmaya müdahale
hadiselerine kadar her şey milletin gözünün önünde cereyan ediyor.
Tasfiye edilen binlerce görevlinin neye, hangi suça ve hangi
yargılamaya göre tasfiye edildiklerini açıklayan tek bir cümle ve
kanıt yok.” şeklinde konuştu.
‘MASUMİYET KARİNESİ HİZMET'E GELİNCE AYAKLAR ALTINA ALINIYOR’
Haklarında onlarca delil ve mahkeme kararı olan insanlar için
uygulanan masumiyet karinesinin, Hizmet Hareketi'ne gelince ayaklar
altına alındığını söyleyen Erdem Aydın, “Evinde milyon dolarlar
çıkanlar masum, Hizmet suçlu. 700 binlik saatler masum, camia
suçlu. 29 yaşında devlet tarafından sonsuz itibar gören,
hayırseverlikle taltif edilenler masum, Hizmet Haşhaşi, bünyeye
sirayet eden virüs. Yolsuzluğun ve rüşvetin kanunlarımızda suç
olmaktan çıkarıldığını öğrenememiş savcılarımız, hâkimlerimiz
oradan oraya sürülüyorlar, tehditler alıyorlar, hakaretlere maruz
kalıyorlar. Oysa Ergenekon ve Balyoz sürecinde onlar birer
kahramandı ama birilerine dokununca hain ilan edildiler.” dedi.
‘HÜKÜMETE KOŞULSUZ İTAAT VE BİAT ETMEYEN HER KİŞİ VE KURULUŞ HAİN
İLAN EDİLİYOR’
Ülkede inanılmaz bir ihanet enflasyonu yaşandığını öne süren DİAD
Başkanı, “Hükümete koşulsuz itaat ve biat etmeyen her kişi ve
kuruluş hain ilan ediliyor. ‘Hangi yüzyılın Türkiye’sinde
yaşıyoruz?’ diye sormazlar mı adama. ‘Yanlış yapıyorsun, nefret
dili kullanıyorsun, ülkeyi gergin bir atmosfere sürüklüyorsun.’
diyen herkes hain. Bu durumun, akıl ve vicdan mekanizmasını ipoteğe
vermemiş insanlar tarafından kabul edilmesi mümkün değil.
Hayatlarını almaya değil vermeye adamış, dünyevi hiçbir beklentisi
olmayan hasbi ruhları rencide etmekten, huzuru en çok isteyen
hizmet insanlarını huzursuzluğun sebebiymiş gibi göstermeye
çalışmaktan, ucuz hesaplar uğruna yarın yüzümüzü daha fazla
kızartacak sözlerden, kardeşlik hukukumuzu zedeleyen davranışlardan
ve açılan bu yarayı daha fazla derinleştirmekten vazgeçelim.”
ifadelerini kullandı.
‘BAŞBAKAN, ÖRGÜTÜ YANLIŞ YERDE ARIYOR’
Ortada bir örgüt ve çete bulunduğunun doğru olduğunu söyleyen
Aydın, şunları kaydetti: “Ortada bir KCK, bir PKK var, doğru.
Ortada bir paralel devlet, bir komplo var, bu da doğru. Tespitler
doğru da adres yanlış, adres. Nasrettin Hoca merhumun, karanlık
damda kaybettiği anahtarı aydınlık yerde aradığı, ‘Hocam, niye
damda değil de burada arıyorsun?’ diye soranlara, ‘Ee orası
karanlık, bulamıyorum.’ dediği gibi bugün de çete ve örgütler
yanlış yerde aranıyor. Sayın Başbakanımız, şu anda aydınlık ruhları
karalamaya çalışırken karanlık dehlizler, kendini karanlığa adamış
kara ruhlular tarihlerinin en histerik kahkahasını atıyorlar. Bir
millete yazık ediliyor. Mümin gönüller kırılıyor, kalplere nefret
tohumları ekiliyor. Nerede insan hakları, demokrasi, hukukun
üstünlüğü? Yani bir anayasa derken, bunun hayallerini kurarken
hızla demokrasiden uzaklaşıyoruz. Arzumuz hükümet kanadının bir an
evvel yanlışını farkedip çatışmacı ve savaşçı dil ve üsluptan
vazgeçmesi, toplumu kucaklayıcı barışçıl bir dil kullanmasıdır.”
CİHAN
Yorumlar