Çocuklarınızı küçük yaşta tatlı ve fast food bağımlısı yapmayın
Son dönemlerde aşırı kalori alımına bağlı obezite (şişmanlık) ve ona paralel ortaya çıkan 'metabolik sendrom' birçok insanın en temel sağlık problemi haline geldi.
Son dönemlerde aşırı kalori alımına bağlı obezite (şişmanlık) ve
ona paralel ortaya çıkan 'metabolik sendrom' birçok insanın en
temel sağlık problemi haline geldi. Türkiye’de toplumun yarıdan
çoğunun fazla kilolu, bunların yüzde 50’sinin de obez olduğu tespit
edildi. Artık obezitenin çocukluk çağlarında başladığını belirten
Kardiyoloji Uzmanı Prof. Dr. Osman Karakaya, günümüzde çocukların
tat ve lezzet bağımlısı haline geldiğini söyledi.
Tatlı bir şey olmadığında çocukların yemek yemediklerine değinen
Karakaya, “Çünkü ebeveynler çocuklarını sürekli muhallebilerle ve
tatlı mama ile beslemeyi tercih ettiklerinden onlardaki damak
tadının bu yönde gelişmesine neden oluyorlar. Çocuklar örneğin
tarhanayı diliyle itiyor. Sebze yemeklerini seven çocuk sayısı bu
yüzden çok azdır. Küçük yaşlarından itibaren çocuklarımızı sadece
dilimizdeki tat duyusuna hitap eden tatlara, özellikle tatlılara
genelde de karbonhidrat diye tabir olunan unlu mamullere
formatlıyoruz. Bu durum da ister istemez yeme içme
alışkanlıklarımızı ve yaşam tarzımızı belirliyor.” ifadelerini
kullandı.
ÇOCUKLAR 1 YAŞINDA 'FAST FOOD'LA TANIŞIYOR
Prof. Dr. Osman Karakaya, şöyle devam etti: “Türkiye’de birçok
çocuk, 1 yaşına kadar 'fast food’la tanıştığı için şişmanlıyor.
Çocukların yüzde 6’sı ilk bir yaş içinde kolalı içeceklere
başlatılıyor. Çocukların yüzde 25’i ilk üç yaş içinde hazır gıdayla
beslenmeye başlarken İstanbul’da ise yüzde 40’ı ilk üç yaş içinde
hazır gıdayla beslenmeye başlıyor.”
YAĞLANMA YAŞLANDIRIYOR
Yaşlanmanın en büyük sebebinin yağlanma ve obezite olduğunu anlatan
Karakaya, “Kilolu insanların vücudunda olması gerekenden daha çok
yağ var. Biz her şeyin tazeliğini içerdiği su miktarı ile ölçeriz.
Yağ ile su bir arada durmaz. Bir insan yağlanmaya başlamışsa
vücudundaki su oranı da o oranda azalıyor demektir. Bu açıdan
metabolik sendrom ve obezite yaşlanmanın en önemli sebebidir.”
dedi. Karakaya Türkiye’de metabolik sendrom görülme sıklığının
erkeklerde yüzde 37, kadınlarda ise yüzde 45 olduğuna dikkat
çekti.
ALDIĞIMIZ ENERJİYİ HARCAYAMIYORUZ
Gün içinde alınan enerjinin harcanmadığını vurgulayan Osman
Karakaya, şu ifadeleri kullandı: “Özellikle büyük şehirlerde
neredeyse hepimiz masa başı işler yapıyoruz. Enerji alıyoruz ama bu
enerjiyi harcayamıyoruz. Sürekli gereksiz miktarda kalori alıyoruz.
Metabolik sendrom da tam burada devreye giriyor. Çünkü bu hastalık,
enerji alımı ile harcanması arasındaki dengenin bozulmasıyla ortaya
çıkıyor.”
YAĞLANMA İNSÜLİN DİRENCİ OLUŞTURUR
Kilolu insanların gerçek probleminin insülin direnci olduğunu
vurgulayan Karakaya, yağlanma başladığı zaman insülin direncinin
ortaya çıktığını söyledi. Bu durumun kişinin sürekli yeyip
içmesiyle alakalı olduğuna değinen Karakaya, “İnsülin direncinin en
etkin tedavisi yaşam tarzı değişikliğidir. Bu konuda ilaç tedavisi
en başta değil en sonda başvurulması gereken bir seçenek
olmalıdır.” dedi. Vücutta yağlanma başladığı zaman insülin
direncinin ortaya çıktığını ifade eden Karakaya, “Bu durumlarda
vücudun şekere ihtiyacı kalmıyor. Tok insan sürekli yemek yediği
için kandaki şeker yükseliyor. Kanda şeker yükselince insülin
yükseliyor. İnsülin kandaki şekeri hücrelere gönderebilme gayreti
içinde olan bir etkinlik göstermektedir. Hücreler ise halihazırda
ihtiyaç duymadıkları bu fazla enerjiyi bünyelerine almamak adına
insülin direnci dediğimiz mekanizmayı harekete geçirmektedir. Buna
pankreas isimli organın verdiği cevap ise 'bu direnci yenmek için
aşırı düzeyde insülin salgılamak' şeklinde olmaktadır. İnsülin
yüksekliği dolayısı ile en başından bilmemiz gereken haliyle 'bizim
sürekli yeyip içmemizle alakalı' bir durumdur." ifadelerini
kullandı.
"Uluslararası bilimsel otoritelerin kabul ettiği, vücudumuza ve
kana ait bir takım değerler var ki bunların normal değerlerin
üzerine çıktığı durumlarda o bireyde 'metabolik sendrom' dediğimiz
hastalığı rahatlıkla teşhis edebiliyoruz." şeklinde açıklamalarda
bulunan Prof. Dr. Karakaya, “Bu parametrelerden herhangi üçünün bir
arada bulunduğu kişilerde 'metabolik sendrom' tanısı rahatlıkla
konulabilir.” dedi.
İŞTE O PARAMETRELER
Prof. Dr. Karakaya'nın verdiği bilgiye göre, göbek çevresi
erkeklerde 102, bayanlarda 88 santimetrenin üzerindeyse, iyi
kolesterol erkeklerde 40, kadınlarda 50 mg’ın altına düşmüşse, kan
yağları 150 mg’ın üstüne çıkmışsa, kan şekeri 110 mg’ın üstündeyse,
tansiyon 130/85 mmHg’nın üzerine çıkmışsa tehlike çanları çalmaya
başlamış demektir.
Dr. Karakaya, modern dünyada 'azar azar ve sık sık yemek yenilen ve
ara öğünler yapılmak zorunda kalınan' diyet yaklaşımlarının terk
edildiğini söyledi. Yapılması gerekenin bir diyetten daha fazlası
olduğunu, bir kurallar silsilesine ihtiyaç olduğunu ve bu
kuralların da bundan sonrası için yaşam tarzına dönüştürülmesi
gerektiğini ifade etti. Halen takip ettiği çok sayıda kilo problemi
olan hastası olduğunu, bir ay gibi kısa sürede 7-8 kilogram
zayıflayan hastaları bulunduğunu, hatta bazı hastalarının şeker
hastası olduğunu, bu hastaların ilaçlarını diyet vasıtasıyla
azaltmalarının ve kan şekeri kontrolünün daha rahat
sağlanabildiğini anlatan Dr. Karakaya; hastalarına verdiği diyet
programının yanı sıra hastalarının mutlaka uymalarını istediği
kuralları da şu şekilde sıraladı:
UYULMASI GEREKEN KURALLAR
1. Öğünlerin arasını en az beş saat açmak ve acıkmadan
yenilmemesi.
2. Tayin edilen miktara mutlak riayet edilmesi.
3. Öğün sayısının en fazla üç olması.
4. Ekmek yenilecekse özellikle çavdar ekmeği tüketilmesi, beyaz un
ve şeker ile zenginleştirilmiş karbonhidratlı gıdalardan uzak
durulması.
5. Acıkmayı geciktiren bir etki gösterdiği için öğünlere proteinli
gıdalarla başlanılması.
6. Her öğün için mutlaka tek tip proteinli gıda ve mevsimine uygun,
bol taze sebze tüketilmesi.
7. Bol su içilmesi.
8. Akşam saat 21.00'den sonra sabah kahvaltısına kadar yaklaşık 12
saat süre ile yemek türü bir şey yenilmemesi.
9. Meyve tüketimi konusunda da dikkatli davranılması ve her gün
mutlaka bir elma yenilmesi.
CİHAN
Yorumlar