Bu röportaj hiç yayımlanmadı

Afyon'dan Çanakkale Savaşları'na gelen 600'e yakın gaziyle 1930'lu yıllarda yapılan röportajlar, yayımlanmadığı için korunamadı

Google Haberlere Abone ol
Bu röportaj hiç yayımlanmadı

Afyonkarahisar'dan Çanakkale Savaşları ile Milli Mücadele'ye gelen takribî 600 gaziyle bir mecmua için 1930'lu senelerde yapılan lakin yayımlanmayan röportajlardan 7'si, söz konusu kişilerden birinin torununun muhafaza ettiği belgeler arasından çıktı.

Yerel tarih araştırmacısı Hasan Özpunar, AA muhabirine yaptığı izahatda, 1930'lu senelerde Afyonkarahisar Halkevi yöneticileri sebebi ile Çanakkale Savaşları ve İstiklal Harbi ile ilgili röportajlar yapılmasına karar verilerek kimi muallim ve öğrencilerin görevlendirildiğini söyledi.

Bu çalışmalar kapsamında 600'e yakın gaziyle röportajlar gerçekleştirilerek hatıralarının derlendiği bilgisinin, Halkevinin o dönemki yayın organı ''Taşpınar'' dergisinde yer piyasa bir yazıdan öğrenildiğini söz eden Özpunar, şöyle konuştu:

"Ne ilginçtir ki bu 600 insandan derlenen anılardan hiçbiri bugüne kadar yayımlanmadı. Kimse bu metinlerin nerede olduğuna dair bilgi, vesika de bulamadı. Geçtiğimiz günlerde, o senelerde Afyonkarahisar Halkevinde çalışmalar oluşturan merhum Ahmet Çetinalp'in oğlu emekli muallim Mehmet Akif Çetinalp ile babasından kalmış kimi eski belgeleri incelerken Çanakkale Savaşları'na katılmış gazilerle yapılan röportajlardan bir tanesini bulduk. 6 metin daha bulduk lakin Halil İbrahim Gökbuğa ile yapılan röportaj tam şekilde o harp günleri konusunda bize ayrıntılı bilgiler veriyor."

Özpunar, söz konusu metinlerin daktiloyla yazıldığını ve son bölümlerinde gazilerin el yazısıyla ad ve imzalarının yanı paradigma mühürlerinin bulunduğunu dile getirdi.

- Gazi Gökbuğa'nın Çanakkale'den yansıyan hatıraları

Gazi Halil İbrahim Gökbuğa, verdiği röportajda, işgal güçlerinin çıkarma yapması sebebi ile kendisinin de yer aldığı alayın Seddülbahir'e 52'nci Alay'a takviye şekilde gönderildiğini belirtiyor.

Bölgeye gittiğinde, hasım kuvvetlerini denizden çıkarma yapmış şekilde gördüğünü aktaran Gökbuğa, o günleri şöyle anlatıyor:

"Bir manga ile bölüğün önünde ilerliyordum. Vazifem, düşmanın ne halde olduğunu bölüğüme haber vermekti. Önümüzdeki arazi çalılıktı. Erlerin yerini ona kıyasla uydurdum. Kendim de ortalarında ilerliyordum. Bulunduğumuz yer yüksekte, hasım ise aşağılarda olduğundan onların ne yaptıklarını görüyorduk. Düşmanın istihkam kazdığını ve yakın bir sürede taarruza geçeceğini anlayarak emrimde olan erlerden Gönenli Ahmet ve Gesirgenli İsmail ile birliğime 'Düşman taarruz etmek için hazırlanıyor' halinde haber gönderdim. Rapor bölüğe ulaşınca bölük komutanı İzmirli Yüzbaşı Cemal Bey, olduğumuz yerde durmamızı ve hasım ateş etmedikçe bizim de ateşle mukabele etmememizi emretti. Bulunduğumuz yerde siper kazmaya başladık. Düşman 700-800 mt. mesafeye geldiğinde hızlı şekilde ateş etmemiz için buyruk geldi. Ateş etmeye başlayınca hasım da derhal yer aldığı yere yatarak ateş etmeye başladı. Aynı sürede gemilerinden de ateş ediliyordu. Siperlerimize sığındık ve o gün hiç yerimizden kımıldamadık. İkinci gün, alayca taarruza kalktık, düşmanı yer aldığı siperlerden geriye attık ve oldukça çok İngiliz askerini de köle aldık. Üçüncü gün, bize takviye takat geldi. Düşman da hem denizden ağır silahlarla ateş açtı hem de karaya asker çıkardı."

İnegöllü İsmail Hakkı Efendi'nin yaralanması üstüne takımın kendisine emanet edildiğini belirten Gökbuğa, bu vazifesini yürütürken bir piyade kurşununun alnını sıyırarak geçtiğini dile getiriyor.

Tüfeğini doldururken üzerlerinde patlayan bir şarapnel misketiyle sağ elinden yaralandığını anlatım eden Gökbuğa, röportajda, hastanedeki tedavisi tamamlanınca İstanbul'a gönderildiğini, Kurtuluş Savaşı'nda ise Haymana'da Büyük lider Mustafa Kemal Atatürk'ün komutası altında Yunan güçlerine karşı savaştığını aktarıyor.

Kaynak: HABER7.COM

Yorumlar