BBC'den tepki çeken 'çarpıtma' haber

İslam dünyasından yaptığı bütün haberlerinde mutlaka bir fitne çıkarmaya çalışan İngiliz BBC kanalı bu kez Endonezya'nın Sumatra adasını hedef aldı. Yüzyıllarca İngilizler tarafından sömürülen, zorla Hristiyanlaştırılan adanın şu an İslam devleti Endonezya'nın elinde olmasını içine sindiremeyen BBC, bölgedeki yerel halkın zorla Müslümanlaştırıldığını ileri sürdü. Oysa, ülkede 6 resmi din bulunuyor. Ülke yönetiminin ise yerel halka 6 resmi dinden birini seçme hakkı da tanıdığı biliniyor.

Google Haberlere Abone ol
BBC'den tepki çeken 'çarpıtma' haber

Mustafa Güneş - Sonhaberler | Haber Merkezi 

İslam Coğrafyasında karışıklık yaşanma ihtimali olan ya da yaşanan bütün bölgelerde bir şekilde fitne peşinde koşan İngiliz yayın kuruluşu BBC'nin hedefinde bu kez Endonezya'nın en büyük adası olan Sumatra var. Yüzyıllar boyunca İngilizler ve Hollandalılar tarafından sömürülen ancak şimdi İslam Devleti Endonezya'ya bağlı bulunan Sumatra ile ilgili bir haber yapan BBC, buradaki yerli halkın zorla Müslümanlaştırıldığını ileri sürdü. Adayla ilgili hazırladığı video belgeselde Müslüman yönetimine ağır iftirada bulunan BBC, aynı haber içinde kendi kendini yalanladı.

BBC, bölgedeki yerel halkın bazı haklara sahip olabilmesi için zorla Müslümanlaştırıldığını savundu; oya aynı haber içinde "Ülkede bulunan 6 resmi dinden birini seçmeleri gerekiyordu" ifadelerine yer vererek kendin kendini yalanlamış oldu. 

Sık sık Müslümanlara yönelik provokatif haberleriyle bilinen BBC'nin bu haberi okuyucuların da tepkisini çekti. Birçok yorumcu, BBC'yi fitne peşinde koşmakla suçlayarak tepki gösterdi. İşte o kullanıcılardan bazıları: 

SUMATRA'NIN TARİHÇESİ

Sumatra adasının tarihçesi İslam Ansiklopedisi'nde İsmail Hakkı Göksoy tarafından çeşitli kaynaklardan derlenen bilgilere göre şöyle:

Sumatra, Güneydoğu Asya’da Endonezya’ya ait ada.Büyük Sunda adalarından biri olup 473.606 km²’lik yüzölçümüyle dünyanın büyük adaları arasına girer. Kuzeybatı-güneydoğu eksenindeki uzunluğu 1650 km., en fazla genişliği ise 350 kilometredir. Sunda Boğazı ile Cava adasından Malaka Boğazı ile Malay yarımadasından ayrılır. Ekvator çizgisi adanın ortasından geçer. Adanın batı yarısı kuzeybatı-güneydoğu doğrultusunda uzanan Barisan dağları ile kaplıdır (Kerinçi doruğu 3800 m.); doğusunda Hari, İndragiri ve Musi nehirlerinin suladığı ovalar yer alır. En büyük gölü Toba’dır (1140 km²). İklimi sıcak, yağışlı ve nemli olan adanın yüksek kesimleri nisbeten serindir. Sumatra kendi adıyla anılan aslan, fil, gergedan ve orangutan gibi birçok canlı türüne, çok sayıda değerli ağaç ve bitki çeşidine sahiptir. İç kesimler sığ ormanlık alanlarla, sahiller ve nehir kıyıları verimli tarım arazileriyle ve geniş karabiber, kahve, çay, şeker kamışı plantasyonlarıyla kaplıdır. Yer altı kaynakları açısından çok zengin olan adada petrol, doğal gaz, bakır, boksit, kömür, altın, gümüş ve diğer bazı madenler çıkarılmaktadır. Endonezya’nın tabii zenginliklerinden elde ettiği gelirin yaklaşık % 70’i bu adadan sağlanır.

Kuzey Sumatra, Riau, Batı Sumatra, Cambi, Güney Sumatra, Bangka-Belitung, Bengkulu, Lampung idarî bölgelerine ayrılan adanın kuzey ucundaki Açe otonom bir bölgedir. Yaklaşık 45 milyon civarındaki nüfusun beşte üçü kırsal kesimlerde yaşamakta ve kilometrekareye doksan altı kişi düşmektedir. Halkın büyük kısmı, kuzeydoğu ve doğu bölgeleriyle Batı Sumatra’daki merkezlerde toplanmış olup en büyük şehirler Medan (2008’de 1.768.554), Palembang (2008’de 1.264.925) ve Padang’dır (2008’de 929.429). Malaylar, Açeliler, Bataklar ve Minangkabaular başta olmak üzere çeşitli etnik toplulukların yaşadığı Sumatra’da on beş kadar farklı dil konuşulmaktadır. Halk arasında genelde ticaretle uğraşan Çin, Hint ve Arap asıllılara da rastlanır.

Adada hâkim din İslâmiyet olmakla beraber (% 90) iç kesimlerde Protestan Hıristiyanlık yaygındır; az sayıda Hindu-Budist, Katolik hıristiyan ve geleneksel Çin dinlerine mensup insanlar da bulunmaktadır. I. (VII.) yüzyıldan itibaren müslüman tâcirler tarafından bilinen ve kuzeydoğusundaki liman şehirleri uğrak yeri olarak kullanılan ada İslâm coğrafya eserlerinde Râmî, Râmnî, Lamari, bazan da Andalas adlarıyla geçer. 1292’de kuzeydoğu sahil şehirlerini ziyaret eden Marco Polo adaya Küçük Cava derken İbn Battûta 1345 yılında Çin’e gidiş ve dönüşünde adanın kuzeydoğusunda yer alan Samudra’ya uğradığını söyler. Yerliler arasında Samutera şeklinde de söylenen bugünkü Sumatra adının ilk defa XIV. yüzyılda bütün ada için kullanıldığı sanılmaktadır.

Hindistan ve Çin arasındaki deniz ticaret yolu üzerinde bulunan Sumatra, erken devirlerden itibaren bu iki ülkenin kültür ve dinlerinin etkisi altında kalmıştır. Malay kökenli Budist bir krallık olan Srivicaya, VII. yüzyıldan XIV. yüzyıla kadar adanın en önemli siyasî gücü olarak varlığını sürdürmüştür. Malaka ve Sunda boğazlarını denetimi altında tutan ve Sumatra’dan başka Malay yarımadası ile Cava adasının batı bölgelerinde de siyasî nüfuz kuran Srivicaya Krallığı zamanla bir deniz ticaret imparatorluğu haline dönüşmüş ve Malay kültürünün Batı Borneo’ya kadar yayılmasını sağlamıştır. Ancak devamlı surette Cavalı Macapahitler’in saldırısına uğrayarak onlarla mücadele etmek zorunda kalmış, nihayet XIV. yüzyılın ikinci yarısında egemenliklerini tanımıştır.

İslâm coğrafya eserlerinde adı Zâbic ve Sirîbûza şeklinde geçen Srivicaya’nın limanları ilk İslâmî devirlerden itibaren Batı Asya ile Çin arasında ticaret yapan müslüman tâcirler tarafından ziyaret edilmekte ve buralarda İslâm dinarları da kullanılmaktaydı. Zamanla bu tâcirlerin yaptıkları evliliklerle tebliğ ve irşadlar küçük müslüman toplulukların oluşmasını sağlamıştır. Adanın kuzeydoğu sahil şehirlerinde yoğunlaşan İslâmiyet’i ilk defa XII. yüzyılda mahallî hükümdarlıklardan Perlak’ın (Ferlek) resmen kabul ettiği sanılmaktadır. Adı bilinen ilk sultan ise XIII. yüzyılın sonlarında el-Melikü’s-Sâlih unvanıyla İslâmiyet’e giren Samudra-Pasai Kralı Merah Silu’dur. 696 (1297) tarihini taşıyan Arap harfli mezar taşında mezarın Samudra-Pasai Sultanı el-Melikü’s-Sâlih’e ait olduğu belirtilmektedir. Adanın güneyine doğru uzanan diğer küçük liman şehirleri de zamanla İslâmiyet’e girmiştir. 1512’de bölgeyi ziyaret eden Portekizli Tome Pires, Sumatra’nın doğu sahillerindeki kuzeyden-güneye doğru Palembang’a kadar uzanan bütün bölgenin ve hükümdarlarının müslüman olduğunu belirtir.

XV. yüzyıl boyunca Sumatra’nın kuzeydoğu bölgesi altın, kereste ve karabiber yönünden çok zengindi ve adanın dışa açılan penceresini teşkil ediyordu. Ancak Portekizliler’in 1511’de Malaka’yı zaptetmesinin ardından Pasai Limanı ticarî bakımdan önemini kaybetti ve yerini adanın kuzey ucundaki Açe Limanı (Benderaçe) aldı. Daha önce önemsiz bir yer olan Açe Limanı müslüman tüccarlar için önemli bir sığınak ve ilk sultanı Ali Mugāyet Şah döneminde (1514-1530) bağımsız bir sultanlık oldu (bk. AÇE). Açe Sultanlığı bağımsızlığını devam ettirirken XVI. yüzyılın başlarından itibaren adanın diğer kesimleri Avrupalı güçlerin etkisi altına girmeye başladı. Portekizliler’in ardından bölgeye gelen Hollandalılar ve İngilizler, özellikle doğu sahillerindeki liman şehirlerinde açtıkları ticaret merkezleri vasıtasıyla dış ticarette söz sahibi oldular. 1803-1815 yılları arasında Hollanda kolonilerini işgal eden İngilizler, Sumatra’ya da hâkim oldular. Ancak 1815’te tekrar eski kolonilerini geri alan Hollandalılar İngilizler’i adadan attılar ve 1900’lere kadar Palembang Sultanlığı’ndan başlayarak irili ufaklı İslâm devletlerinin tamamını egemenlikleri altına aldılar. Bunların sonuncusu 1873-1903 yılları arasında otuz yıllık bir mücadeleden sonra Hollanda hâkimiyetini tanıyan Açe Sultanlığı oldu.

Sömürge dönemi Sumatra’sında çeşitli isyanlar çıktı. Özellikle XX. yüzyılın başlarından itibaren sömürge idaresi aleyhtarı dinî hareketler baş gösterdi. Dışarıda eğitim gören aydın din bilginleri yeni fikirlerle memleketlerine döndükten sonra modern dinî eğitime önem verdiler ve bir yandan aralarında kızlar için olanların da bulunduğu modern dinî okullar açarken bir yandan da halkı uyarmak için dergiler yayımlamaya başladılar. Bu faaliyetlere paralel biçimde kadınların da üye olduğu özgürlükçü, milliyetçi siyasî teşkilâtlar ve öğrenci dernekleri kuruldu. Bunlardan Bütün Açe Ulemâ Birliği, Japon işgali sırasında Hollandalılar’ın bölgeyi boşaltmasında büyük rol oynadı. Savaş sonrasında adanın birçok bölgesi Hollanda denetimine geçerken sadece Açe bölgesi cumhuriyetçilerin kalesi olarak özgürlüğünü korudu.

Hollandalılar’ın bölgedeki hükümranlık haklarının sona ermesiyle birlikte (27 Aralık 1949) Endonezya Cumhuriyeti’ne dahil edilen Sumatra çeşitli karışıklıklara sahne oldu. Merkezî hükümetin politikalarından hoşnut kalmayan yerel liderler ayaklanmalara veya bölgesel ayrılıkçı hareketlere başvurdular. Açe’de başlatılan dinî Dârülislâm hareketi gerilla taktikleriyle devam ederken Aralık 1956’da Batı Sumatra’da örgütlenen bir grup subay halkın da desteğiyle bölgede idareyi ele geçirdi ve yeni bir hükümetin kurulduğunu ilân etti. Ancak merkezî hükümet onlarla mücadeleye başladı; ordu birlikleri, karadan ve denizden yürüttükleri yoğun harekâtla isyancıları 1958 ortalarına doğru etkisiz hale getirdi. Açe’deki ayrılıkçı hareket de 1959’da bölgeye özerklik tanınması suretiyle sakinleştirildiyse de 1976’dan, özellikle 1990’lı yıllardan itibaren tekrar hararetlenerek hükümet kuvvetlerine karşı silâhlı mücadeleye dönüştü. 26 Aralık 2004’te yaşanan ve Sumatra adasının batı sahilleriyle Açe’ye çok büyük zararlar veren tsunami felâketinden sonra uluslararası teşkilâtların aracılığıyla sağlanan barış sayesinde çatışmalar kesilmiş durumdadır.

Yorumlar

adnan çarpıtma sapık bbc senin dinine geçmediler diyemi zorun