Başkan Görmez'den Irak yorumu: Sadece mezhep kavgası demek eksik olur

Diyanet İşleri Başkanı Prof.Dr. Mehmet Görmez, Ramazan ayı ile ilgili kampanyanın tanıtım toplantısında hem Ramazan hem de gündemdeki konulara ilişkin dikkat çeken açıklamalar yaptı. Gazetecilerin sorularını cevaplayan Görmez, son dönemde...

Google Haberlere Abone ol
Başkan Görmez'den Irak yorumu: Sadece mezhep kavgası demek eksik olur

Diyanet İşleri Başkanı Prof.Dr. Mehmet Görmez, Ramazan ayı ile ilgili kampanyanın tanıtım toplantısında hem Ramazan hem de gündemdeki konulara ilişkin dikkat çeken açıklamalar yaptı. Gazetecilerin sorularını cevaplayan Görmez, son dönemde artış gösteren uyuşturucu kullanımına ilişkin illerdeki kanaat önderleriyle ortak bir çalışma başlatacaklarını söyledi. Irak'ta ortaya çıkan ve mezhepsel çatışmaya ilişkin de Görmez, "Sadece mezhep kavgası olarak takdim etmenin de eksiklik olduğunu düşünüyorum. Bu, yaklaşık iki asırdır işgaller, sömürgeler, istibdat rejimleri gölgesinde büyüyen yaralı bilinçlerin ürettiği bir kaostur. Bu kaosun meydana getirdiği ideolojilerin mezhep rengine bürünerek insanların birbirine karşı getirilmesinden ibarettir." dedi.

Görmez, Ramazan ayı ile birlikte başlayan sahur vakitleri ve benzeri yöndeki tartışmalara tepki gösterdi. Aslında böyle bir konu ile ilgili basın toplantısı yapmayı gerekli bulmadığını anlatan Görmez, ancak 4-5 senedir toplumun Ramazan'ın manevi ikliminden yararlanma yerine bu tartışmaların gölgesinde kaldığını ve bu nedenle bu açıklamayı yapmayı gerekli gördüklerini hatırlattı.

Okul çağındaki gençlerin uyuşturucu kullanımına ilişkin haberlerin ve olayların artışına karşı nasıl bir çalışmaları olduğu yönündeki soruyu cevaplayan Görmez, "Zaten temamızın önemli başlıklarından biri yalnızlık. Onun sebep ve sonuçlarından biri uyuşturucu ve her türlü bağımlılık. Her türlü bağımlılıktan insanları korumak en büyük vazifemiz. Bugün toplantımızı yaptığımız merkez de Yeşilay'ın merkezi. Bizim Yeşilay ile önemli çalışmalarımız var. Bizim her ilde kanaat önderi niteliği ile öne çıkmış din görevlilerimiz ile birlikte bir çalışma yürüteceğiz ve he türlü bağımlılıktan gençlerimizi ve çocuklarımızı korumak için bilinç oluşturmaya çalışacağız. Bizim cami içindeki konuşmalarımızın en önemli konularından biri her zaman bu olmuştur." ifadelerini kullandı.

'MÜLTECİLERİ İL İL İLÇE İLÇE TESPİT EDİP YARDIM EDECEĞİZ'

Suriyeli mültecilerin Türkiye'deki durumu ile ilgili somut bir çalışmanın bulunup bulunmadığına yönelik soruya Görmez, her il ve ilçede görev yapan diyanet işleri temsilcilerinin iş adamları ile birlikte bir heyet oluşturarak bir araştırma yapacakları cevabını verdi. Görmez,"Kaçının evi var, kaçının yok. Kaçı sokakta kalıyor? Kaç tanesi susuz, aç? Bunları tespit edecek ve her birini insan onuruna sahip olması için bizzat öncülük yapacaklar. Bu kampanya ile biz anlatalım siz yapın demiyoruz. Biz yapmak istiyoruz lütfen bize destek verin diye çağrıda bulunuyoruz." ifadelerini kullandı.

'ALEVİLİK KONUSUNDA ATILACAK ADIMLARA, KİMSE NİYE ATIYORSUNUZ DEMEZ'

Görmez Alevilik konusuyla ilgili daha önce yaptığı bir açıklamayı hatırlatan gazeteciyi de cevapladı. Açıklamasını yeniden hatırlatan Görmez, konunun hukuku, sosyal ve siyasi boyutlarının bulunduğunu belirterek "Aslında Alevilik konusu Türkiye'de hiç bir zaman toplumsal bir sorun olmamıştır.Asla kendisini ehli sünnet olarak tanımlayan ama bunu bir Müslümanlığın da üzerinde bir üst kimlik olarak görmeyen topluluk Alevi dostuna, komşusuna öteki gözüyle bakmamıştır. Bununla ilgili tarihte yaşanmış sorunların sıkıntıların farkındayız. Yanlış ve eksik bilgilerin var olduğunu biliyoruz. Ancak son yıllarda bu eksik bilgiler de ortadan kalkmış vaziyette. Toplum son yıllarda atılacak bütün hayırlı adımlara hazırdır. Herhangi bir adım atıldığında devlet, hukuk bir adım atarak her türlü özgürlüğün önünü açtığında 'neden bunu yapıyorsunuz' diyebilecek her hangi biri yoktur. Bunda da başkanlığımızın önemli katkıları olmuştur.Her Müslüman'ın başka farklı bir inanca, İslamın farklı bir yorumuna sahip olan kardeşine, onun haklarına hukukuna sahip olması gerektiğini telkin ederek bunun ortak zeminini hazırladığını düşünüyorum.Bu topraklarda birlikte yaşama kültürünün tarihsel kökenleri mevcuttur. Bun sadece güncellemek gerekiyor" ifadesini kullandı. Teolojik tartışmalara girilmemesi gerektiği konusundaki daha önceki açıklamasına da değinin Görmez, "Hiç kimse başka bir inancın tanımını yapmayarak ya da bir tanım dayatmayarak, tarihte kendi tabi şartları içinde nasıl oluşmuşsa, yazılı kaynakları nasıl tarif etmişse bugün o inancın sahibi olan insan kendisini nasıl tanımlıyorsa öyle kabul etmek lazım. Teolojik tartışmaları bilimsel zeminlere bırakmak lazım. Özgürlüklere zemin hazırlarken teolojik tartışmalar yapmak doğru değil." şeklinde konuştu.

Görmez, kadın konusunda, kadına şiddet konularında, kadın ve çocuk istismarının bütün toplantıların ve eğitimlerin konuları haline geldiğini belirtti. İntiharların istatistiklerine bakıldığında, kadına şiddet ve geçimsizlikten dolayı olan intihar sayısının nispeten diğerlerinden daha az olduğunu belirterek, konunun üzerinde daha fazla durulması gerektiğini anlattı.

'SADECE MEZHEP KAVGASI DEMEK YANLIŞ'

Görmez, Irak'ta Işid terörüyle ilgili kullanılan dini argümanların dini amaç ve ifadeler ile yapıldığı konusuyla ilgili bir değerlendirmede bulundu. Görmez, "Gerçekten İslam dini ve coğrafyası en zor süreçlerden birinden geçiyor. İslam coğrafyasında meydana gelen kardeş kavgasını sadece mezhepler tarihi bilgileri, ilahiyat, teoloji, siyaset bilgileri ile tahlil etmek mümkün değil. Sadece mezhep kavgası olarak takdim etmenin de eksiklik olduğunu düşünüyorum. Bu, yaklaşık iki asırdır işgaller, sömürgeler, istibdat rejimleri gölgesinde büyüyen yaralı bilinçlerin ürettiği bir kaostur. Bu kaosun meydana getirdiği ideolojilerin mezhep rengine bürünerek insanların birbirine karşı getirilmesinden ibarettir." ifadelerini kullandı.

'YÜKSEK TRANSFER ÜCRETLERİ İLE GÜNDEME GELEN DİNİ PROGRAMLARA GÖNDERME'

Görmez, bazı televizyon kanallarında yer alan programları hazırlayan ve dini niteliği olan kişilerin aldıkları ücretler ve bunların sosyal medyada sıklıkla yer alması konusunda da açıklamada bulundu. Konunun bir yönüyle ilgili açıklama yapabileceğini belirten Görmez, "Televizyonlardaki iftar ve sahur programlarında mümkün olduğu kadar raiting kaygılarından uzak, reklam ve propaganda dilini kullanmadan, dinin asli ilkeleri olan aydınlatma boyutu üzerinde durmaları, ve sadece duygulara hitap ederek ağlatma gibi bir kaygı içine girmemeleri, akla ve kalbe birlikte hitap etmeleri, varsa yanlış bilgiler onları düzeltmeleri ve bilhassa efsanevi bir takım anlatımlardan uzak Kuran ve sünnet çerçevesinde kalmalarıdır. Diğer kısımları kişilerin kendi özel durumları olduğu için bir şey diyemem." diyerek konunun dini boyutunun nasıl olması gerektiğinin altını çizdi.

CİHAN

Yorumlar