"Başbakan'ın Hocaefendi'ye yönelik ifadeleri ehli küfür için dahi kullanılamaz"
Adanalı kanaat önderi İlyas Çalışkan, Başbakan Erdoğan’ın son zamanlardaki üslubundan büyük üzüntü duyduklarını, Hocaefendi için kullanılan ifadeleri bırakın bir alimi, normal bir ehli küfür için bile kullanılamayacağını söyledi.
Adanalı kanaat önderi İlyas Çalışkan, Başbakan Erdoğan’ın son
zamanlardaki üslubundan büyük üzüntü duyduklarını, Hocaefendi için
kullanılan ifadeleri bırakın bir alimi, normal bir ehli küfür için
bile kullanılamayacağını söyledi. Hükümet yanlısı gazetecilerin
üslubunu da kabul etmeyen Çalışkan, bu insanların İslamiyet’i
yeniden okuyup anlamaları gerektiğini vurguladı. Camianın
Cumhuriyet tarihinde görülmemiş hizmetler verdiğini vurgulayan
Çalışkan, devlete ihracat da dahil her konuda faydası olduğunu
ifade etti.
Başbakan Erdoğan’ın 17 Aralık yolsuzluk ve rüşvet operasyonu
sonrası Fethullah Gülen Hocaefendi hakkında kullandığı ifadeler
hezeyan halini aldı. Atılan iftiraların insanlar arasında birlik ve
beraberliğini imha seviyesine gelmesine, toplumun bütün kesimleri
tepki gösterirken, kanaat önderleri de bu duruma üzülüyor. Adanalı
kanaat önderi İlyas Çalışkan, Müslüman olduğunu söyleyen bir
iktidarın Müslüman bir cemaate, kâfire bile söylenmeyecek sözlerle
yüklemesini hayretler içinde izlediğini belirtti. Çalışkan, bu tür
hakaretlere Müslümanların ihtilal dönemlerinde bile maruz
kalmadığını anlattı. Hocaefendi hakkında kullanılan ‘sahte
peygamber’, ‘içi boş alim müsveddesi’ gibi ifadeleri duyunca
şaşırıp üzüldüğünü dile getiren Çalışkan, “Biz hocamızı İslam alimi
olarak biliyoruz, öyle dinledik, öyle büyüdük, öyle gördük. Bu
ifadeler bırakın alimi, normal bir ehli küfür için bile
kullanılamaz.” diye konuştu. Başbakanın bu ifadeleri hedef
şaşırtmak amacıyla kullandığını vurgulayan Çalışkan, “Sadece siyasi
bir rant, başka bir meselesi yok. Bizim gördüğümüz öyle.
Delillendirilmiş hiçbir şey görmüyoruz. Yolsuzlukla ilgili pek çok
delil var, belge var. Bırakın normal bir vatandaşı, bunların
Müslümanlarla bir araya gelmemesi lazım. Gelmişse bile, Müslüman
hata yapabilir. Hata yapmışsa bile onların mahkemelerde, emniyette
şurada burada yargılanması lazım. Ama görüyoruz onlar da
engelleniyor, onlara da operasyon yapılıyor. Yani suçluya değil,
masuma, ortaya çıkarana operasyon yapılıyor.” ifadelerini
kullandı.
"BAŞBAKANIN ÜSLUBU İSLAMİ DEĞİL"
Başbakan Erdoğan’ın hakaretlerin yanı sıra kullandığı üslubun da
sorunlu olduğunu anlatan Çalışkan, ‘rahmetimiz gazabımızı
aşacaktır’, ‘gurur ve kibir Allah’a aittir’ gibi ifadelerin İslami
olmadığı belirtti. Başbakanın tamamen siyasi, ideolojik bir üslup
kullandığını vurgulayan Çalışkan, kullandığı nefret dilinin
toplumda çatışmayı beraberinde getirme riski olduğunu anlattı.
Kendilerinin bile yakın arkadaşlarıyla şiddetli tartışmalar
yaşadıklarını, birbirini tanımayan insanların daha kötü şeyler
yaşayabilecekleri uyarısında bulunan Çalışkan, “Yani Müslümanların
birbirine bakışı bile değişiyor. Biz hak için bir şeyi savunuyoruz,
hemen şucu bucu oluyoruz. Hak adına konuşmamız bile engelleniyor.
Doğru bildiğimizi bile konuşamaz hale getirdiler. Doğruyu
söyleyince hemen bir şeyle yaftalamıyoruz. Bu gidişat
engellenemezse çok kötü olacak. Müslümanlar tarih boyunca bu tür
sıkıntıları çektiler, birbirleriyle uğraştılar. Kimseye faydası da
olmadı, bundan sonra da olmaz. Siyasi iktidarlar gelip geçicidir.
Bu aşamada sulh ve barışı da bulmak lazım. Kendi adamları bile
artık bu cemaatin işi değil diyor. Cemaat de kabul etmiyor. Cemaati
bilenler de bu cemaatin işi değil diyor. Ama hala cemaate operasyon
yapılacak denilince biz dehşetle bakıyoruz. İnşallah Hak gözlerini
açar.” şeklinde konuştu.
"YANDAŞ GAZETECİLERİN İSLAMI BİR DAHA OKUMASI LAZIM"
Olayların başından beri basını yakından takip ettiğini anlatan
Çalışkan, “Yandaş denilen gazetecilerin seviyesinden utanıyorum,
bir de bunu İslam adına yazıyorlar. Çok acı verici. Bu yazar
arkadaşların İslam’ı bir daha okuması lazım bence. İslam onların
dediği şekilde söylemiyor bize. Yani delil yok, bir şey yok, ona
iftira at buna iftira at. Çözemiyorum. Bir şey konuşunca en azından
uydurma bir belge olurdu, bunlarda uydurma bile olsa belge bile
yok. Hiçbir şey yok ancak iftira atıyorlar. Ne yapılmaya
çalışıldığını inanın çözemiyoruz. Cemaatin üstüne saldırıyor,
cemaat bitince neyi çözmüş olacak, bütün derdimiz bitti de şimdi
cemaat mi kaldı? Cemaat dediğimiz insanlar mütedeyyin. Vatan millet
sevdası insanlar, biz öyle görüyoruz. Ben daha cemaatin bir tane
vatana milletin zararına çalışacak bir tane adam daha tanımadım.
Tanıyorlarsa bize de göstersinler biz de tanıyalım. Kim görmüş onu
da bilmiyoruz. Sadece laf, söylenti, hiçbir belge, delil görmedik.
Sadece söylüyorlar.” dedi.
Hizmet Hareketi'ni yakından tanıdıklarını ve Allah için
sevdiklerini kaydeden İlyas Çalışkan, yapılan çalışmaları ise
taktir ettiklerini söyledi. Cumhuriyet tarihinde görülmemiş
hizmetler verildiğini belirten Çalışkan, ihracata bile faydası
olduğunu ifade etti. Yurt dışındaki Türk okullarında da övgüyle
bahseden Çalışkan, “Bu insanlar Türkiye aşkı, sevdası için oraya
gittiler. Yoksa ta adam Afrika’nın köşesinde ne yapsın, para mı
alıyor, mücevher mi veriyorlar, yok. Adam sırf vatanı milleti,
inancı, itikadı için gitmiş hizmet ediyor. Bunlara karşı böyle bir
şeyi en kötü bir iktidar bile gelse yapmazdı. Bu cemaat dediğimiz
başka yerlerden gelmiş insanlar değil. Bu insanlar biziz, bizim
insanlarımız, bizim akrabalarımız. Bizim milletimiz, bizim
inancımız.” ifadelerini kullandı.
Çalışkan, 17 Aralık sonrası çok sayıda insanın da suçsuz yere
yerinden edildiğinin altını çizerek, şöyle dedi: “Bunların
içerisinde bizim de tanıdığımız çok insan var. Suçsuz yere, hiçbir
şeyi yok, yani olaylarla hiç uzaktan yakından alakası olmayan
insanlar da mağdur edildi. Bu insanlar çok kırgınlar. Yani
Müslümandan gelmesi çok kırıyor. Yoksa diğer hükümetlerde de mağdur
olmuşlar, zaten mağdurlar, önceden de mağdur olmuşlar değişen bir
şey yok. Ama şimdi inandığınız, güvendiğiniz insanların bunları
yapması sizi daha çok kırıyor, rencide ediyor.”
CİHAN
Yorumlar