Avukat Kavili: Gözaltındaki polisler devlet eliyle esir alındı

Gözaltındaki polislerin avukatlarından Ömer Kavili, gözaltına olan kişilerin hepsinin özgürlüklerinin engellendiğini ve devlet gücüyle esir alındığını ifade etti. Avukat Kavili, duruşma yargıcı İslam Çiçeğin de duruşma salonundan kaçtığını söyledi.

Çağlayan Adliyesi'ne sevk edilen polislerden 49'u için herhangi bir hukuki karar verilememesi avukatların tepkisine yol açtı. Gözaltındaki polislerin avukatlarından Ömer Kavili yaptığı basın açıklamasında, sorguyu yapan yargıç İslam Çiçek'in duruşma salonunu terk ettiğini belirterek, "Yargıç İslam Çiçek duruşma salonunda avukatların ve şüphelilerin yokluğunda yani hiç kimse yokken sadece kendi zabıt katibi varken, bir ara karar oluşturmuş ve o kararı dahi biz girdiğimizde okuyamadan duruşma salonundan kaçmıştır." dedi.

Yargıç İslam Çiçek'in kararını okuyamaz halde olduğunu açıklayan Kavili, "Biz avukatlar ara verilen duruşma salonunda sorguya devam edilmesini bekledik. Fakat duruşma salonundan kaçan yargıç duruşma salonuna gelmemiştir. Şu ana kadar biz avukatlar duruşma salonunda hala avukat bekliyoruz. Ancak dikkatinizi çekmek isteriz bu sırada gözaltına olan kişilerin hepsinin özgürlükleri engellenmekte ve devlet gücüyle esir alınmaktadır. Bu tehlike şu an oradaki insanlar için söz konusu ise yarın sizin için bu tehlike söz konusu olacaktır. Hukuk için kural değişmez. Biz onlara diyoruz ki ayarını bozduğunuz kantar gün gelir sizi de tartar." ifadelerini kullandı.

GÖZALTINDAKİLERİN RÜTBELERİNİN ÖNEMİ YOKTUR, POLİSLERİN İNSAN OLMAKTAN DOĞAN HAKLARI YOK EDİLMİŞTİR

Bugün yürütülmekte olan soruşturmanın sorgu aşamasına gelmiş olduğunu ve Cumhuriyet savcısının fezleke düzenlediği için hiç bir yetkisi kalmadığını dile getiren Avukat Kavili, "Bütün yetki ve sorumluluk İslam Çiçek adlı Adalet bakanlığı görevlisindedir. Şu anda gözaltındaki kişilerin rütbesinin, makamının hiç bir önemi yoktur. Gözaltındakilerin insan olmaktan doğan hakları yok edilmiş ve çiğnenmektedir. Çiğnenmeye resmi memurlar eliyle devam edilmektedir. Bu durum hukuki değil fiilidir ve dayatmacı bir durumdur. Despotik bir eylemdir. Şu anda kanunun hukukun emri gözaltı süresi dolduğu anda derhal serbest bırakmaktır. Bu gece yarısı 01.30 sırasında uzatmalı olan süre dahi bitmiştir. Bu süre içerisinde şüpheliler aleyhine delil toplama imkan ve yetkisi olan idarenin memurları ve savcılık üzerine düşeni yapmamış keyfi şekilde davranmış kişilerin özgürlüğünü yok ettiği halde kişilerin insan olma hakkını tepe tepe çiğnemiş ve yargılamaya gerekçe olan hiçbir malzemeyi hazırlamamıştır. Bu sebeple elinde malzemesi olmayan önüne konulan sayısını kendisinin dahi bilmediği yargıç bey sorgu yapacağım dese de bizim sormamız üzerine elindeki evrakların herhangi bir yere kaydı olmadığını yani dizi pusulası hazırlanmadığını, seri sıra numarası vermediğini itiraf etmiş ve bu durum duruşma tutanağına zorla tutanağa yazdırılmıştır. İşte dosyayla ilgili yani şüphelilerin tutuklanmasını gerektirecek noktada elinde delil olmayanlar yargıç olarak görevlendirilen adalet bakanlığı görevlisine bir tomar evrakı teslim edenler o evrakların güvenliğini dahil sağlamamış hukuki belge güvenliğini sağlamamış rast gele kağıt yığını içerisinden işlem yapmak istediler. Bu usulsüzlüklere itiraz ettik." diye konuştu. CİHAN