Arınç: Oh olsun iyi ki gittiler dersem kendime saygısızlık olur

Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, bazı milletvekili arkadaşlarının, AK Parti'den istifa ettiği haberlerinin geldiğini, bunun birkaç gündür konuşulduğunu, bir kısmının gerçekleştiğini söyledi.

Google Haberlere Abone ol
Arınç: Oh olsun iyi ki gittiler dersem kendime saygısızlık olur

Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, bazı milletvekili arkadaşlarının, AK Parti'den istifa ettiği haberlerinin geldiğini, bunun birkaç gündür konuşulduğunu, bir kısmının gerçekleştiğini söyledi.

Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, MÜSİAD Manisa Şubesi'nin açılışı nedeniyle düzenlenen gala programında, partisinde yaşanan istifaları ve yolsuzluk iddialarını değerlendirdi. Bu konudaki düşüncelerini açık şekilde ifade edeceğini dile getiren Arınç, "Ben AK Partiliyim, partinin bakanıyım, milletvekiliyim ve kurucusuyum. Bu partiyi sokakta bulmadım. Bu parti milyonlarca insanın duası ve emeğiyle kuruldu. Bugüne gelmiş bir insan olarak söyleyeyim, bu partiyi millet kurdu. İyi düşüncelerle, dualarla ve geleceğe olan ümitlerimizle kurdu. Mayasında iyi niyet, ihlas ve samimiyet olduğu için bugünlere geldik. Çok badireler allattık, zorluklar çektik ama hamd olsun alnımız açık, başımız dik bugünlere geldik. Bundan sonra da böyle olacak hiç endişem yok. Allah'ın izniyle bu sıkıntılardan hükümetimiz de partimiz de başı daha dik, göklere değecek kadar alnı da apaçık, bembeyaz çıkacaktır. Hiç endişeniz olmasın." dedi.

İstifa ederek aralarından ayrılan hiçbir arkadaşı için kötü diyemeyeceğini ifade eden Arınç, "Onlar bizim değerli arkadaşlarımızdır. Neden, çünkü bizden aday oldular, gösterildiler, seçildiler, bir kısmı bakan oldu, komisyon başkanı oldu, bir kısmı başka görevlerde bulundular. Şimdi oh olsun iyi ki gittiler dersem kendime saygısızlık olur. Geldiklerinde, bakan yaptığımızda iyiydi de şimdi mi kötü oldu diyebilirsiniz. Üzülmemek elde değil. kalsalardı, çalışsalardı, milletten aldıkları emaneti en azından seçimlere kadar götürselerdi." diye konuştu.

İnsan olarak herkesin hatasının, kusurunun bulunabileceğini, aynı kaderi milletvekili olarak paylaştığı insanlar için bugün, "Güle güle, oh ne iyi oldu, bilmem nereye kadar yolunuz var diyemem, demem, öyle bir düşüncem de yok." diyen Arınç, eski Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel'in 'Siyaset bir tren gibidir, bazen istasyonlara uğradığında inenler de olur binenler de olur. Ama tren yoluna devam eder." sözünü örnek gösterdi. Ayrılıkların siyasetin doğasında olduğunu hatırlatan Arınç, "Fırıldak Kubi gibi olmadığı sürece girenler de ayrılanlar da olacaktır. Neden, niçin ayrıldığını kendilerine sorarsınız, kamu vicdanı da bunu tartar." dedi. Siyasette çok şey görüp geçirdiğini, bir çok partilinin kendisine AK Parti'ye canını malını mülkünü feda edenlerin neden milletvekili yapılmadığını, sağdan soldan gelen, düşüncesi fikriyatı farklı olanların başköşeye getirildiğini sorduğunu anlatan Arınç, bunun cevabını kendisinin de bilmediğini, cevabının bir sır olduğunu belirterek, "Çoğu zaman böyle olur, bunun da bir hikmeti olmalı. O yüzden bu neden geldi, neden gitti diyecek durumda değiliz. Ama benim bildiğim bir söz var. İnsana sadakat yakışır, doğruların yardımcısıdır Hz. Allah." diye konuştu.

Sakadat olsun diye kötülüklere de göz yummayacaklarını, bile bile yanlışlara evet demeyeceklerinin altını çizen Arınç, "Her zaman doğrudan yana olacağız ve doğruları savunacağız. Ama siyaset af edersiniz bilmem ne değildir, disiplinli bir kurumdur. Bir siyasi partiye girerseniz söyleyecekleriniz sadece partinin tüzükte yazılı yerlerde geçerlidir. Söyleyeceğin varsa grup toplantılarından sonra milletvekili konuşabilir, genel başkan genel başkan yardımcıları vardır söyleyebilir. ikincisi, bunları yaptıktan sonra hala rahatsızlığı devam ediyorsa ve bunu kendi ilkeleri açısından o partide kalması mümkün olmuyorsa yapacağı tek şey var. Yapacağı hareket, partisine, hükümetine, başbakanına zarar vermemelidir. Prensibin bu olmalıdır. Ben öyle bir şey yapacağım ama partim zarar görür derse yerinde kalmalıdır. Hükümet, başbakanın şahsı zarar görecekse.. Varlık sebebi bu başbakandır, hükümettir, bu partidir. Bizim de canımızın çok sıkıldığı zamanlar olmuştur, bizim de yeter artık dediğimiz zamanlar olmuştur. Biz yaptığımız işlerin doğru olduğuna inanıyoruz. bir milletvekili yapacağı her hareketin hükümetimize, başbakanımıza zarar verip vermeyeceğini düşünmeli, zarar verecekse kendini feda edecek. Zarar vermediğini düşünüyorsa kendisine uygun olan davranışı yapacak. "

Arınç, istifa edenlere tepkisini, "Yıllarca en yakınında bulunup şimdi Başbakan da yargılanmalı, istifa etmeli demenin veya 45 senelik okul arkadaşlığından sonra başka sebeplerle istifa ettim demenin veya kendi partilerinden milletvekili olma imkanını bırakın yüzüne bakılmadıkları halde bizde milletvekili olma imkanına kavuşanların, yaptıklarına teşekkür ederiz ama son yaptıkları son derece yanlış olmuştur." diyerek dile getirdi.

"ALLAH İMTİHANDAN BAŞARIYLA ÇIKMAYI NASİP ETSİN"

Nefis taşıyan herkesin hata yapabileceğini de vurgulayan Arınç, "Hepimiz yanlış yapabiliriz. İnsanın malzemesinin olduğu yerde her şey olur. Bu, siyasette de bürokraside de böyledir, arkadaşlıkta da böyledir. Allah bizi nefsimizle terbiye etmesin. Ayet-i kerimede, 'Zamanı geldiğinde siz evlatlarınızla mallarınızla imtihan olacaksınız.' der. Allah o imtihanlardan başarıyla çıkmayı nasip etsin. Bu bir imtihandır, yanlış yapanlara ben gönlümden yanlış yaptınız diyorum. Ben çok bunaldığım zamanlarda bile yapacağım hareket hükümetimize zarar verir mi diye düşünmüşümdür. Türkiye'nin yetiştirdiği, 11 yıldan beri Türkiye'de başbakanlık yapan o başarılı insanın, edepli insanın acaba zarar görmesi mümkün olur mu diye düşünmüşümdür. Bu günlere kolay gelmedik, sokakta bulmadık, sokakta kaybetmeye niyetimiz yok."

Hükümetteki bazı bakanlarla ilgili iddiaların olduğunu hatırlatarak, tarihin her döneminde siyasetçilerin adının karıştığı yolsuzluk iddialarının bulunduğunu kaydeden Arınç, "Bunların bir kısmı usulsüzlüktür, bir kısmı yolsuzluktur. Biz yolsuzlukların ayyuka çıktığı dönemde iktidara gelmiş partiyiz. Daha ilk günden üç y (yolsuzluk, yoksulluk, yasaklar) ile mücadele edeceğiz dedik ve başarılı olduk. Yolsuzlukların içinde batmış bir hükümet olsaydık, yani birkaç arkadaşımızla bu iddialarla sınırlı kaldığı için bunu söylüyorum, biz bu atılımların hiçbirini yapamazdık. Yolsuzluk bizim hükümetimize izafe edilecek en büyük alcaklıktır." şeklinde konuştu. Yolsuzlukların fersah fersah uzağında olduklarını ancak insan olduklarını dile getiren Arınç, "Başta da söyledim hepimiz insanız, beşeriz şaşarız, yanlış da yapabiliriz. Bu yanlışlar elbette bir gün yargı önünde de hesap verebilir. En yakınımızda biri olsa bile bunu açıklayın, yargılamasını yapan, evet masum olduklarınızı düşünüyoruz ama öyle iddialar olur ki mutlaka gün yüzene çıkarılır. Bu bir bakanımız da bürokratımız için de olabilir." diye konuştu. Arınç, iddialarla hükümetin yıpratılmak istendiğini, Türkiye'nin istikrarının bu vesileyle bozulmak istendiğini de iddia etti.

MÜSİAD Genel Başkanı Nail Olpak da iddiaların adli boyutun dışına taşmasının ekonomiye zarar verdiğinin altını çizdi. Olpak, "Bu olumsuz atmosfer nedeniyle dolar kuru tüm zamanların en yüksek seviyesi olan 2,16'ya ulaştı. Bu yükseliş kısa vadeli dış borç stokumuza 18 milyar liralık bir yük getirmiştir. Gösterge faizi bugün itibariyle 1,4 artarak yüzde 10,2 seviyesine geldi. Bu, ekonomimize 14 milyarlık ek yük getirmiştir. Diğer taraftan, borsadaki kayıp yüzde 17'ye ulaşması sebebiyle toplam borsa kaybı da 93 milyara ulaşmıştır. Üç kalemde kaybımız 125 milyar liradır. Şimdi sormak istiyorum, kendi mecrasında yürüyen adli sürecin ülke ekonomisine yansıması böyle mi olur. Biz bu durumu ne anlayabiliyoruz ne de doğru buluyoruz."

CİHAN

Yorumlar