Ankara Jandarma Bölge Komutanı Tuğgeneral Musa Çitil beraat etti(2)

Mardin'in Derik ilçesinde 1993-1994 yılları arasında 13 kişinin öldürülmesi olayıyla ilgili Çorum'da yargılanan Ankara Jandarma Bölge Komutanı Tuğgeneral Musa Çitil, beraat etti. Çorum 2. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen davanın 9. ve karar duruşması bugün gerçekleştirildi. Bir önceki duruşmada Cumhuriyet Savcısı Çitil'in beraatını talep etmişti.

Duruşmaya, müşteki yakınları ve avukatları ile sanık Musa Çitil ve avukatı katıldı. Mahkemesi Başkanı Süreyya Saygın, ilk olarak müşteki avukatlarının taleplerini dinledi. Yapılan talepler ise mahkemece reddedildi.

Müşteki avukatlarından Erdal Kuzu ilk olarak söz aldı. Kuzu, JİTEM adı altında Kürdistan'da cinayetler işlendiğini iddia etti.

''Musa Çitil, JİTEM'in Derik sorumlusudur. Mardin sorumlusu da vardır. Bu cinayetler bir çete olayıdır. Sanık tek başına değildir. Çocuklar öldürülmüş, kadınlar hatta sanık kendi emri altındaki askeri dahi ortadan kaldırmıştır. '' diye ifade etti.

"MAHKEME SANIĞI AKLAMAYA YÖNELİK TUTUM İÇERİSİNDE"

JİTEM diye bir yapılanmanın olduğunu savunan avukat Kuzu şu iddialarda bulundu ''JİTEM adı altında bir yapılanma vardır. Sayın başkan bu yapılanmanın sanık Musa Çitil sadece Derik sorumlusudur. Mardin sorumlusu da vardır. Mahkemenizin tutumu ve savcının verdiği mütalaa gösteriyor ki sanığa beraat verilecek. Bu mahkeme sanığı aklamaya yönelik bir tutum içerisindedir. 13 kişinin faili mahkeme tarafından aklanıyor. Çorum mahkemeleri adeta Musa Çitil'i aklama mahkemeleridir. Ağustos ayında da sanık yükselecektir, bu yargılamalarda bunu görüyoruz. ''dedi.

Cumhuriyet Savcısı'nın mütalaasının ciddiye alınır tarafı olmadığını söyleyen Kuzu, mahkemeye sert tepki göstererek ölen her sanık için bir duruşma bile yapmamakla suçladı.

"TURGUT ÖZEL, EŞREF BİTLİS CİNAYETLERİ AYDINLATILMADI BU DA AYDINLATILAMAYACAK"

Bir diğer müşteki avukatı Pınar Akdemir ise Turgut Özal, Eşref Bitlis ve Roboski cinayetlerinin aydınlatılmadığı gibi bu olayında aydınlatılmayacağını ileri sürdü. Akdemir, ''Kürdistan'da binlerce cinayet işlenmiştir. 18 bin faili meçhul cinayet işlenmiştir ve bu dava da bunlardan sadece bir tanesidir. Mahkemenizin tutumu sanığı aklamaya yöneliktir ve tarihe Çitil'i aklayan mahkeme olarak geçeceksiniz.'' ifadelerini kullandı.

Sanık Tuğgeneral Musa Çitil de, bölücü terör örgütü PKK yandaşlarının her defasında kendisini hedef aldığını söyledi. Çitil ''92-94 yılları ülkemiz terörle mücadelenin en yoğun yaşandığı ve çok sayıda olayın meydana geldiği yıllardır. Bu dönemlerde Mardin'de binden fazla terör olayı olmuş Derik de ise 100 ayrı terör olayı meydana gelmiştir. Bu dönemde çok sayıda masum vatandaş ile kamu görevlisi ve güvenlik güçlerinde çok sayıda şehit ile yaralılar olmuştur. '' dedi.

Görev yaptığı süre, boyunca hukuka aykırı herhangi bir fiilde bulunmadığını savunan Çitil, beraatını talep etti. Konuşmaların ardından, 15 dakika ara veren Mahkeme Başkanı Saygın, ''Sanığın üzerine atılı suçları işlediğine ilişkin soyut beyanlar haricinde mahkumiyete yeter kesin ve inandırıcı delil elde edilemediği için Musa Çitil'in üzerine atılan tüm suçlardan'' beraatına karar verdi.

MÜŞTEKİ YAKINLARI MAHKEMEYİ YUHALADI

Beraat kararının çıkması ile bazı müşteki yakınları ile avukatları mahkemeyi yuhaladı. Başkan Saygın ise mahkemenin hemen boşaltılmasını istedi.

SEBAHAT TUNCEL: BU YARGI BAŞBAKAN'A HAYIRLI OLSUN

Adliye önünde açıklama yapan HDP Eş Genel Başkanı Sabahat Tuncel, ise bölgede yaşanan cinayetlerin aydınlatılması gerektiğini ifade etti. Çözüm sürecine de değinen Tuncel, '' Hukuki olarak bir sonuç beklemekten ziyade siyaseten Türkiye'nin içerisine girdiği siyasal durum, özellikle Kürt sorununun çözümü konusunda, hükumetin çözüm iradesine sahip olduğuna dair beyanlarının gerçeği yansıtıp yansıtmayacağının yaklaşımı olarak bu mahkemeye geldik. Ve gördük ki, hükümetin söylediği şeyler gerçek dışı şeyler. Yani hükümet çözüm sürecinden bahsediyor. Türkiye'de Kürt halkı ile yeni bir buluşma sağlamaktan bahsediyor ama bunların hepsinin hikaye olduğunu bunların AKP'nin kendi iktidarını güçlendirmek için kullandığı sözlerden başka birşey ifade etmediğini bir kere daha gördük. Burada başka birşey daha gördük. 18 yıl önce işlenen cinayetlerin aslında bir katliamın burada nasıl aklandığını hukukun burada nasıl bir ortaklık içerisinde olduğunu gördük. Başbakan sürekli üstünlerin hukuku mu? Hukukun üstünlüğü mü? Diye ifade ediyordu burada bir kez daha gördük ki üstünlerin hukuku geçerli. Devlet el birliği ile yargısı ile bu davaya sahip çıkmış, devleti akladığını zannedip aslında faili meçhul cinayetlerinin önünü üstünü örtme konusunda bir girişimde bulunmuştur. Başka bir gerçekle daha karşılaştık bildiğimiz bir gerçek, Kürtlerin tanıklığı, şahitliği ve savunmasının hiç bir anlamı yok. Kürt iseniz öldürülebilirsiniz. Bulunan kemiklerin bile bir anlamı yok. Burada şahitlikle bulunan ve siz değil miydiniz? Bu katliamı yapan kişinin şahitliği bile mahkeme heyetini etkilemedi ve beraat kararı verdi. Bu Türkiye geçmişle, hakikatle ve devletin işlediği suçlarla insanlık suçlarının üzerine gidilip bu sorunu çözmeye yönelik bir yaklaşımdır. Mesele sadece Musa Çitil meselesi değil. Musa Çitil tutuklansaydı da bizim talebimiz gerçek olmayacaktı. Türkiye'deki yargı sisteminin hala siyasi iktidarın denetimiyle baskısıyla karar verdiğini bir kez daha gördük. İçişleri Bakanı AKP hükümeti biliyordu ki Musa Çitil bu davadan aklanacak. Yargı onu beraat ettirecek. Bu yargı Başbakan'a hayırlı olsun. Demek ki Başbakan'ın iddia ettiği gibi çözüm süreci falan boş laflar. Türkiye'de çözüm sürecine dair bir iddia yok. İrade yok. Eğer öyle bir irade olsaydı bu davadan başlanabilirdi. Barış istiyor muyuz? Demokrasi istiyor muyuz? Özgürlük istiyor muyuz? Yeni bir başlangıcı ancak geçmişin tüm hatalarını, tüm kirliliklerini ortaya çıkartıp aydınlığa kavuşturarak yapabiliriz.'' diye konuştu.

CİHAN