" Bugün devleti yönetenlerin farklı işleri olabilir yarın devlet sabittir"

Eski Emniyet Müdürü Hanefi Avcı, "Bugün devleti yönetenlerin, devlet sahibi gözükenlerin farklı işleri olabilir. Yarın, devlet sabittir yani. Bu devlet ayakta olmadığı zaman bu toplum, herkes zarar görür. Bugün, bir Irak'a bakıyorsunuz,...

Google Haberlere Abone ol
" Bugün devleti yönetenlerin farklı işleri olabilir yarın devlet sabittir"

Eski Emniyet Müdürü Hanefi Avcı, "Bugün devleti yönetenlerin, devlet sahibi gözükenlerin farklı işleri olabilir. Yarın, devlet sabittir yani. Bu devlet ayakta olmadığı zaman bu toplum, herkes zarar görür. Bugün, bir Irak'a bakıyorsunuz, yaşananları seyrediyorsunuz." dedi.

Gaziantep Gazeteciler Cemiyeti'nde basın mensuplarının sorularını cevaplandıran Avcı, Türkiye'de tuzun koktuğunu, yargının kendisinin bir sorun haline geldiğini ifade etti. Avcı, "Türkiye'de şuan sıkıntının en büyük sebebi, Türkiye'de tuz koktu. Yani yargının kendisi sorun haline geldi. Ama yargıyı düzeltmenin yolu da inanıyoruz ki, kendi sistemi içindedir. Yani kendi sistemini çalıştırırsa, onun itirazı, onun temyizi, onun kendine ait düzeltme yöntemleri var. Bunlar yerli yerine oturduğu zaman sistem düzeltilir. Yargıyı dışarıdan düzeltmeye kalkarsan, daha başka sorunlar yaratır." diye konuştu.

Türkiye'de yargı sorunlarının yaşandığını ancak önümüzdeki dönem bunun adım adım düzeleceği kanaatinde olduğunu dile getirerek, "Çok basit gibi gözüküyor ama bir anayasa müessesesi bakın bir çok şeyi düzeltti ki dünya böyledir. Kendi ulusal sistemini düzeltmediği zaman işte AİHM, uluslararası bir standart getiriyor. Başka ülkelerde de aynı benzer olaylar var. Bizim Türkiye'de yaşadığımız, Türkiye'deki sıkıntıları çözebilmek için yargının kendi içinde sistemini kitledik biz. Özel yetkili yargı içerisinde kitledi. Dışarıya çıkarmadı sizi. Halbuki siz özel yetkili yargıda olup bitenlere karşı itirazınızı ve ya bir takım taleplerini farklı yere taşıyabilseydiniz bu bu kadar derin yaşanmazdı." ifadelerini kullandı.

Bir gazetecinin 'Hükümet -Cemaat kavgasının geleceğini nasıl görüyorsunuz?' şeklindeki soruya devletin kazanmak ve galip olmak durumunda olduğunu söyleyerek cevap veren Avcı, şunları kaydetti: "Devlet mutlaka devlet olacak yani. devlet dışı hiç kimsenin, hiçbir kurumun devlete alternatifi olmaz. Böyle bir şey yani dünyada yaşanamaz. Bazıları bazı şeyler denemeye kalkabilir ama akim kalacak bir şeydir. Çünkü devlet hepimizin devleti. Bugün devleti yönetenlerin, devlet sahibi gözükenlerin farklı işleri olabilir. Yarın, devlet sabittir yani. Bu toplumun, hepimizin ihtiyacı olan şey. Bu devlet ayakta olmadığı zaman bu toplum, herkes zarar görür. Bugün, bir Irak'a bakıyorsunuz, yaşananları seyrediyorsunuz. Pakistan'a, Afganistan'a, Mısır'a veya Afrika'ya bakıyorsunuz. Orada toplumu görüyorsunuz. Bir de Batı dünyasına bakıyorsunuz. Hepsinin ölçüsü, modern bir devletin olması lazım. Bu olmadığı zaman bu toplum, herkes zarar görür. Bu devlete zarar verecek herşey zararlıdır. Devletin kendi sisteminde elbet sorunları var. Ama dışarıdaki bakış, hele dışarıdan birinin buna müdahale etmeye kalkması, bu çok daha vahim bir şeydir."

"SİYASET BANA GÖRE BİR ŞEY DEĞİL"

Siyasete girip girmeyeceği ile ilgili soruyu da cevaplandıran Avcı, "Şimdilik hiç bir şey düşünmüyorum. Daha çok erken. Siyaset bana göre bir şey değil. Çünkü, apayrı bir gelenek, apayrı bir kültür, apayrı bir alışkanlık. Bazı insanların siyaset yapmaya yaradılışı müsaittir. İnsani ilişkileri vardır, inanılmaz bir sıcakkanlılığı vardır, herkesle sıcak diyalog kurar falan. Ben ise bunun tam tersi bir tipim. Yani pek o kadar bu işe pek müsait değilim açıkçası. Şuanda öyle bir teklif almış değilim, öyle bir düşüncem de yok açıkçası. Gelecek dönemde ne yaparım onun da hesabını yapmadım." değerlendirmesinde bulundu. Şahsi olarak kırgınlık ve küskünlüğünün olmadığını belirten Avcı, "Ama ülkem adına, halk adına, devlet adına elbette kırgınlığım küskünlüğüm var. Bu eksik yapan, yanlış yapanlar, bunu doğru yapması lazım. Bunların yaptığı hatalar konusunda bana düşen bir görev varsa, medeni hukuk içerisinde görevimi yaparım. Şahitlik yapmak gerekiyorsa şahitlik yaparım, ifade vermek gerekiyorsa ifade veririm, bildiğim varsa bildiğimi aktarırım. Ama daha önce aktardığım, yazdığım zaten bu bence. Kitabım benim savunmam demektir. Benim ifadem demektir. Yeniden tekrar etmenin fazla manası yok." açıklamasında bulundu.

İleri ki süreçte yeni bir kitap yazacağını da aktaran Avcı, şunları dile getirdi: "Cezaevi şartları çok yazmaya müsait değil. Bir çok şey düşünüyorum aslında ilk kitabın devamı şeklinde. Önce Güneydoğu ile ilgili yazmayı düşünüyordum. Türkiye'nin güvenlik sürecini daha doğrusu. Ben iç güvenliğin çok önemli olduğuna inanıyorum. Türkiye'nin en büyük sıkıntısı iç güvenliktir. Yıllardan beri terörle uğraşır, hep Güneydoğu sorunlarıyla uğraşır. Bunu çözecek sihirli formül yok ama en azından birikimimi, 40 yıllık yaşadığım şeylerden biriktirdiğim, böyle bir güvenlik bakışı ne olması gerekir, modern dünya bu işe nasıl bakıyor, biz nasıl halledebiliriz gibi bu süreci yazmayı düşünüyordum. Cemaat olayı sonra araya girdi. Yoksa benim düşüncem daha çok Güneydoğu'nun ve Türkiye'nin güvenlik problemleriydi. Onunla ilgili yazmayı düşündüğüm bazı şeyler var kafamda planladığım. Nasip olursa onları yazmayı düşünüyorum."

CİHAN

Yorumlar