Yeşilay 4. Uluslararası Teknoloji Bağımlılığı Kongresi

- Cumhurbaşkanı Erdoğan: (2) - "Dost meclislerindeki gönül sohbetlerinin yerini artık sosyal medya tartışmaları aldı. Mekke'de Beytullah'da, Medine'de Mescid-i Nebevi'de dahi insanlar, ibadet, kıraat ve tefekkürle meşgul olmak yerine telefonlarıyla vakit geçiriyorlar. Hayatımızı kolaylaştırması gereken teknoloji maalesef giderek bizi hayattan koparıyor" - "Türkiye olarak bu konuda diğer ülkelere nazaran şimdilik daha iyi bir konumda olduğumuzu söyleyebiliriz, ama tehlike tıpkı daldan kopan çığ gibi üzerimize doğru gelmektedir" - "Çocuklarımızı beyhude yere teknolojiden uzak tutmaya çalışmak yerine onlara teknolojiyi bilinçli kullanmanın yollarını göstermeli, onun eğitimini vermeliyiz. Annenin-babanın elinden telefonu, tableti bırakmadığı, televizyon başından ayrılmadığı bir evde çocuğa 'Teknolojiden uzak dur.' demek faydasız bir çaba olur" - "Her bağımlılık gibi teknoloji bağımlılığı da çözülmez, aşılmaz değildir. Tüm zaruri alışkanlıklar gibi teknoloji bağımlığının da tedavisi vardır. Mesele hayatımızı kolaylaştırmak için edindiğimiz cihazların hayatımızı esir almasına izin vermemektir"

Google Haberlere Abone ol
Yeşilay 4. Uluslararası Teknoloji Bağımlılığı Kongresi

İSTANBUL (AA) - Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, dost meclislerindeki gönül sohbetlerinin yerini artık sosyal medya tartışmalarının aldığını belirterek, "Mekke'de Beytullah'da, Medine'de Mescid-i Nebevi'de dahi insanlar, ibadet, kıraat ve tefekkürle meşgul olmak yerine telefonlarıyla vakit geçiriyorlar. Hayatımızı kolaylaştırması gereken teknoloji maalesef giderek bizi hayattan koparıyor." dedi.

Erdoğan, WOW İstanbul Hotel'de düzenlenen Yeşilay 4. Uluslararası Teknoloji Bağımlılığı Kongresi'deki konuşmasında, teknolojinin insan hayatını kolaylaştıran bir araç olmaktan çıkıp hayatın gayesine dönüşmesine müsaade edemeyeceklerini söyledi.

Bugün karşılaşılan en büyük tehlikenin insan zihninin ürünü olan teknolojik aygıtların insanla aynı ontolojik seviyeye çıkarılması, adeta bir canlı bomba gibi kabul edilip muamele görmesi olduğunu vurgulayan Erdoğan, son yıllarda baş döndürücü bir şekilde ilerleyen teknolojinin böyle bir tehlikeyle yüz yüze bıraktığının sayısız örneği olduğunu kaydetti.

"Yaradılmışların en şereflisi, Allah'ın yer yüzündeki halifesi olan Hazreti İnsan giderek varoluş gayesinden uzaklaşıyor." diyen Erdoğan, kendi imal ettiği teknolojik aygıtların esiri, mahkumu, adeta kölesi haline gelen bir insanın tıpkı cahiliye dönemindeki gibi yaratıcısına isyan halinde demek olduğunu söyledi.

Erdoğan, konferansın da temasını oluşturan 10-15 yıl önce gündemde dahi olmayan teknoloji bağımlılığı gibi yeni problemlerin, yeni hastalıkların ortaya çıkmasının temel sebebinin bu olduğunu belirterek, Güney Kore, Çin, Singapur gibi teknolojiyi yoğun kullanan ülkelerin bu tür sorunlarla bizden daha fazla yüzleştiklerini anlattı.

Bu ülkelerde yapılan araştırmaların teknoloji bağımlılığının genç nüfus başta olmak üzere tüm toplumu tehdit edecek boyutlara ulaştığını gösterdiğini ifade eden Erdoğan, teknoloji bağımlılığından kaynaklanan fiziki ve psikolojik sorunların yeni ihtisas alanları haline dönüştüğünü dile getirdi.

Erdoğan, hocaların karşı karşıya bulunan vahim tabloyu çok daha iyi bildiğini vurgulayarak, karşılarına gelen hastalıklarla veya hastalarla bunları zaten fiilen gördüklerini ve yaşadıklarını söyledi.

Meselenin gerçek boyutunu ifade etmek için bazı istatistikleri paylaşan Erdoğan, şöyle konuştu:

"Japonya'da 1 milyondan fazla genç aşırı teknoloji kullanımıyla ilişkili sosyal çekilme denen hastalıktan muzdariptir. Araştırmalar bir çocuğun 14 yaşına gelinceye kadar televizyonda ortalama olarak 11 bin cinayet sahnesi izlediğini, çizgi filmlerin yüzde 94'ünün ise şiddet ve cinayet konularına yer verdiğini ortaya koyuyor. Keza üniversite öğrencilerinden yüzde 13'ünün internet bağımlısı olduğu... malum internet kafeler vardı, şimdi artık internet havuzlar başladı veya internet evler başladı. Çünkü internet artık eve girdi, artık kafeye falan gitmesine gerek yok, evde zaten o işi görüyor. Evlerimiz bu hale dönüştü. 12 -18 yaş grubundaki çocuklardan yüzde 22'sinin de internet bağımlılığı sınırında bulunduğu ifade ediliyor. Öğrencilerin bilgisayar, internet, cep telefonu ve televizyonla geçirdikleri süre günde ortalama ne kadar biliyor musunuz? Asgari 6 saat. Buna karşılık ders dışı kitap, dergi ve diğer yayınlara ayırdıkları süre ise bir saati dahi bulmuyor. "

- "Harekete geçmediğimiz her gün sıkıntı da büyüyecek"

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, medyada saatlerce bilgisayar oynadığı için klavye başında ölen çocukların acı hikayeleriyle daha sık karşılaşıldığını anlatarak, bunun da bir tehlike olduğunu söyledi.

Cep telefonuyla özçekim yaparken düşen, kaza yapan, sakatlanan, hatta vefat eden insanlara dair haberlerin kimi zaman tebessüm ederek, kimi zaman yürekler parçalanarak takip edildiğini dile getiren Erdoğan, son model telefon alamadığı için strese, bunalıma giren, hatta suç işleyen kişilere rastlandığını kaydetti.

Erdoğan, araç kullanırken dahi gözlerini telefon ekranlarından ayırmayan milyonlarca insan olduğunu ifade ederek, şöyle devam etti:

"Dost meclislerindeki gönül sohbetlerinin yerini artık sosyal medya tartışmaları aldı. Mekke'de Beytullah'da, Medine'de Mescid-i Nebevi'de dahi insanlar, ibadet, kıraat ve tefekkürle meşgul olmak yerine telefonlarıyla vakit geçiriyorlar. Hayatımızı kolaylaştırması gereken teknoloji maalesef giderek bizi hayattan koparıyor. Karar alıcılar, anne babalar, eğitimciler, sorumluluk sahibi bireyler olarak bu kötü gidişi elbette eli kolu bağlı bir şekilde izleyemeyiz. Harekete geçmediğimiz her gün sıkıntı da büyüyecektir. Sadece bugünümüz değil asıl istikbalimiz tehdit altındadır. Türkiye olarak bu konuda diğer ülkelere nazaran şimdilik daha iyi bir konumda olduğumuzu söyleyebiliriz, ama tehlike tıpkı daldan kopan çığ gibi üzerimize doğru gelmektedir. Doğru teşhis doğru tedavinin ilk adımıdır."

- "Çocuklarımızın ruh dünyasına girmeliyiz"

Erdoğan, teknoloji bağımlılığı ile mücadele ederken şu noktanın gözden asla kaçırılmaması gerektiğini belirterek, "Eskiye özlemi öne çıkartan, geçmişi örnek gösteren bakış açısıyla hiçbir yere varamayız. Artık bizim çocukluğumuzun geçtiği dönemlerde yaşamıyoruz o günleri istesek de geri getiremeyiz. Onlar geçti. Yani, ben biraz futbol oynadım, yamalı bir topun peşinden sabahtan akşama kadar koşturarak enerjimizi boşalttığımız o dönemler bir daha geri gelmeyecek, o iş bitti. Televizyonun, bilgisayarın ve telefonun olmadığı; sohbetin, muhabbetin, tezekkürün günlük hayatımızın bir parçası olduğu günleri özleyebiliriz ama aynı canlılıkta yaşatma imkanı bulamayız." diye konuştu.

Her gün akşam evlerde dedelerin, ninelerin, annelerin, babaların, ağabeylerin, ablaların, halaların, teyzelerin, amcaların, dayıların bir araya geldiği o büyük aile dönemlerinin de maalesef mazi olduğuna dikkati çeken Erdoğan, "Hasretle özlüyoruz ama geçti." dedi.

Erdoğan, zamanı geri döndüremeyeceklerine göre önlerine bakıp gelecek için yapabileceklerinin yollarını aramaları gerektiğini belirterek, şunları kaydetti:

"Bakınız Hazreti Ali (radiyallahu anh) efendimiz, ebeveynlere ne tavsiye ediyor; 'Çocuklarınızı kendi zamanınıza göre değil, onların yaşayacakları zamana göre yetiştirin' buyuruyor. Evet, bizim de meseleye aynen bu şekilde yaklaşmamız lazım. Çocuklarımızla torunlarımızla ve gelecek kuşakla iletişimde en önemli sıkıntının doğrusu ben bu olduğuna inanıyorum. Onların ruh dünyasına giremezsek, onlara ulaşamayız. Evlatlarımızla empati kuramazsak onlarla ortak bir dil geliştiremezsek, sorunlarının çözümü için doğru yöntemler de bulamayız. Bunun için çocuklarımızı beyhude yere teknolojiden uzak tutmaya çalışmak yerine onlara teknolojiyi bilinçli kullanmanın yollarını göstermeli, onun eğitimini vermeliyiz. Annenin-babanın elinden telefonu, tableti bırakmadığı, televizyon başından ayrılmadığı bir evde çocuğa 'Teknolojiden uzak dur.' demek faydasız bir çaba olur. Çünkü ben bunu hani Arapların bir sözü var, 'men dakka dukka' diye, evde torunlarımla yaşıyorum. Bakıyorsun sabah çıkıyor geliyor hemen 'anneanne iPad'ini bana versene' bir dayanıyorsun, iki dayanıyorsun en sonunda hadi sana 15 dakika müsaade... Bunlar yaşadığımız gerçekler ama onu kontrollü şekilde nasıl götüreceğiz asıl olan budur."

- "Teknoloji bağımlılığının da tedavisi var"

Cumhurbaşkanı Erdoğan, gerçek dünya ile sanal dünyayı ayıramayan çocukların zihinlerinin teknolojinin zararlı etkilerine daha çok açık olduğuna dikkati çekerek, teknoloji bağımlılığında en riskli kuşağın 12-24 yaş grubu olduğuna göre bu konuda okullara öğretmenlere de çok önemli görevler düştüğünü söyledi.

Bundan dolayı özellikle Yeşilay'a da teşekkür ettiğini belirten Erdoğan, konuşmasını şöyle tamamladı:

"Bu konuda çok geç olmadan ailesiyle okuluyla ilgili tüm kurumlarımızla elbette Yeşilay'ımızla teknoloji bağımlılığıyla mücadele etmemiz gereken bir döneme girdiğimize inanıyorum, Her bağımlılık gibi teknoloji bağımlılığı da çözülmez, aşılmaz değildir. Tüm zaruri alışkanlıklar gibi teknoloji bağımlılığının da tedavisi vardır. Mesele hayatımızı kolaylaştırmak için edindiğimiz cihazların hayatımızı esir almasına izin vermemektir."

(Bitti)



Yorumlar