Yeni Orta Vadeli Program açıklandı

- Başbakan Yardımcısı Şimşek: (3) - "Önümüzdeki dönemde daha dengeli büyüme kompozisyonuyla cari açığı sürdürülebilir seviyede tutmak öncelikli amaçlarımızdan bir tanesidir" - "Cari açık geçen yıl yüzde 4'ün altına düşmüştü, program dönemi sonunda tekrar yüzde 4'ün altına indirmeyi hedefliyoruz" - "Enflasyon yakın dönemde çift haneli düzeyleri görmüş olsa da OVP döneminde kalıcı düşük seviyelerin yakalanması önceliklerimiz arasındadır"

Google Haberlere Abone ol
Yeni Orta Vadeli Program açıklandı

ANKARA (AA) - Ekonomiden sorumlu Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek, gelecek dönemde daha dengeli büyüme kompozisyonuyla cari açığı sürdürülebilir seviyede tutmanın öncelikli amaçlarından biri olduğunu belirterek, "Cari açık geçen yıl yüzde 4'ün altına düşmüştü, program dönemi sonunda tekrar yüzde 4'ün altına indirmeyi hedefliyoruz." dedi.

Şimşek, Maliye Bakanı Naci Ağbal ile Kalkınma Bakanı Lütfi Elvan ve kamu kuruluşlarının üst düzey yöneticilerinin katılımıyla Kalkınma Bakanlığında düzenlediği basın toplantısında, yeni Orta Vadeli Programı (2018-2020) açıkladı.

Türkiye'ye ilişkin makro ekonomik göstergelerdeki gelişmeleri değerlendiren Şimşek, büyüme performansının son 15 yılda ciddi şekilde arttığını söyledi.

Şimşek, Cumhuriyet'in kuruluşundan 2002'ye kadar ortalama yüzde 4,7 olan büyüme oranının, hükümetleri döneminde bir puan artarak yüzde 5,6 olduğuna dikkati çekerek, "Bir puanı küçümsemeyin, 100 yıllık perspektifle muazzam fark yaratır." diye konuştu.

- "AB ile gelir farkımız azaldı"

Bu dönemde yürütülen politikalarla büyüme ve kişi başı gelir seviyesini önemli oranda iyileştirdiklerine işaret eden Şimşek, Türkiye'nin sınıf atladığını dile getirdi.

Şimşek, Türkiye'nin, alt orta gelir grubundan üst orta gelir grubuna yükseldiğini belirterek şöyle devam etti:

"2002 yılında 3 bin 581 dolar olan kişi başı gelir, 3 kat artarak 2016 itibarıyla 10 bin 883 dolara yükseldi. Satın alma gücü paritesine göre kişi başı gelir, aynı dönemde 9 bin 208 dolardan 2,7 katına çıkarak 24 bin 636 dolara yükseldi. Bu gelir artışı, gelişmiş ülkelerle aramızdaki gelir farkını azaltmamızı sağladı. AB ülkelerini 100 kabul ettiğimizde, kişi başı gelir seviyemiz dolar cinsinde 37'den 62'ye yükselmiştir. 15 yılda AB ile gelir farkımız 25 puan azalmıştır."

Sağlanan güçlü istihdam artışına da dikkati çeken Şimşek, küresel kriz sonrası tüm ülkeler istihdam yaratmakta zorlanırken, Türkiye'nin yıllık ortalama 910 bin ilave istihdam yarattığına işaret etti. Şimşek, güçlü istihdam performansına rağmen iş gücüne katılımın hızlı artması nedeniyle, işsizlik oranlarının arzulanan seviyelere inmediğini bildirdi.

- "Cari açığı tekrar indireceğiz"

Şimşek, ülkenin cari açık oranının sürdürülebilir düzeyde olduğunu belirterek, "2010 yılı sonunda yüzde 9'lara ulaşan açığın milli gelire oranı, enerji fiyatlarındaki düşüş ve hükümetimizin aldığı tedbirlerle önemli ölçüde iyileşti. Önümüzdeki dönemde daha dengeli büyüme kompozisyonuyla cari açığı sürdürülebilir seviyede tutmak öncelikli amaçlarımızdan bir tanesidir. Cari açık geçen yıl yüzde 4'ün altına düşmüştü. Program dönemi sonunda çok yüksek büyümeye rağmen yüzde 4'ün altına tekrar indirmeyi hedefliyoruz." dedi.

Enflasyonla mücadelede katedilen mesafeye de dikkati çeken Şimşek, öncelikli hedeflerinin, sürdürülebilir büyüme için kalıcı fiyat istikrarının sağlanması olduğunu dile getirdi.

Şimşek, uyguladıkları politikalarla enflasyonda kayda değer düşüş sağlandığını vurgulayarak, şunları kaydetti:

"Son 14 yılda ortalama yüzde 9 olan enflasyon, ondan önceki 14 yılda yani 1989-2002 döneminde yüzde 70 düzeyinde artmıştır. Yakın dönemde çifti haneli düzeyleri görmüş olsa da OVP döneminde fiyat istikrarına odaklı para politikasının yanı sıra yapısal alanlarda atılacak eşgüdümlü adımlarla enflayonda kalıcı düşük seviyelerin yakalanması önceliklerimiz arasındadır.

Hükümetlerimiz döneminde elde edilen büyük başarılardan bir tanesi de kamuda mali disiplinin sağlanmasıdır. 2002'de yüzde 10'un üzerinde olan bütçe açığının gayri safi yurt içi hasılaya oranı 2016'da yüzde 1,3'e geriledi. Önümüzdeki dönemde de mali disiplinin korunması konusunda hükümetimiz kararlıdır. Ülkemizde bütçe açığı düşük seviyelerde. 2016'da gelişmekte olan ülkeler ortalaması yüzde 4,8 olan genel devlet açığının milli gelire oranı ülkemizde yüzde 1,3 düzeyindedir. Kamu borcunun gayri safi yurt içi hasılaya oranı da önemli ölçüde geriledi. 2002'de yüzde 72'nin üzerinde olan bu oran, 2016'da yüzde 28,1'e geriledi. 2016'da gelişmekte olan ülkeler ortalaması yüzde 47,3 olan kamu borcunun mili gelire oranı Türkiye'de yüzde 28 civarındadır."

(Sürecek)

Yorumlar