"Yargıtay'ın yapısı ve istinaf sonrası temyiz incelemesi" paneli

- Yargıtay Başkanı Cirit: - "İlk 6 aylık verilere göre, bölge adliye mahkemelerinin verdiği kararların yüzde 45'i bozma ve iadedir. İlk bakışta bu oran çok yüksek olup bölge adliye mahkemelerinin işlevi konusunda bazı soru işaretlerini de beraberinde getirmektedir. İstinaf aşamasında ilk derece mahkemesi kararının düzeltilmesi esas olduğuna göre, bozulup ilk derece mahkemesine gönderilen dosyaların böylesine yüksek oranlarda olmaması gerekir" - "İstinaf mahkemelerinin kurulmasından sonra Yargıtay'a yılda 200 binden fazla dosya geleceğini bekliyoruz. Bu, tüm Avrupa yargıtaylarındakilerin toplamından fazla dosyadır"

Google Haberlere Abone ol
"Yargıtay'ın yapısı ve istinaf sonrası temyiz incelemesi" paneli

İSTANBUL (AA) - Yargıtay Başkanı İsmail Rüştü Cirit, ilk 6 aylık verilere göre, bölge adliye mahkemelerinin verdiği kararların yüzde 45'inin bozma ve iade şeklinde olduğunu belirterek, "İlk bakışta bu oran çok yüksek olup bölge adliye mahkemelerinin işlevi konusunda bazı soru işaretlerini de beraberinde getirmektedir. İstinaf aşamasında ilk derece mahkemesi kararının düzeltilmesi esas olduğuna göre, bozulup ilk derece mahkemesine gönderilen dosyaların böylesine yüksek oranlarda olmaması gerekir." dedi.

Bahçeşehir Üniversitesi tarafından düzenlenen "Yargıtay'ın yapısı ve istinaf sonrası temyiz incelemesi" konulu panele katılan Cirit, bölge adliye mahkemelerinin 20 Temmuz 2016'da faaliyete geçmesinin, Türk yargısı için önemli bir reform olduğunu söyledi.

Türk hukuk sisteminde 1879'da geçici kanunla kurulan istinaf mahkemelerinin 1924'te kaldırıldığını, ancak 20 Temmuz'da yeniden faaliyete geçebildiğini ifade eden Cirit, gerek gelişmiş demokratik ülkelere, gerekse geri kalmış ülkelere bakıldığında, Yargıtay'ın içtihat mahkemesi olarak çalışmasını sağlayan bu mahkemelerin olduğunu anlattı.

Cirit, Yargıtay'a yılda 1 milyon dosya geldiğini, hem hukuk hem de esas denetimi yapılan bu 1 milyon dosyanın altından kalkmanın oldukça güç olduğunu vurgulayarak, "Şimdi istinaf mahkemelerinin kurulmasından sonra Yargıtay'a yılda 200 binden fazla dosya geleceğini bekliyoruz. Bu, tüm Avrupa yargıtaylarındakilerin toplamından fazla dosyadır. En fazla işi olan Fansa yargıtayına 21 bin hukuk, 7-8 bin de ceza dairelerine dosya gelmektedir. Almanya, İtalya, İspanya bundan daha da düşüktür. Avrupa yargıtaylarını topladığımızda yine 200 bini bulamamaktadır." diye konuştu.

İçtihat mahkemesi olarak görev yapması gereken Yargıtay'ın bir taraftan vak'a, bir taraftan da hukuka uygunluk denetimi yaptığını anlatan Cirit, ağır iş yükü sorununun, daire sayısının arttırılmasıyla çözülemeyeceğini kaydetti.

Cirit, günümüz ve yargı sistemindeki ağır şartların, ilk derece mahkemeleri ile Yargıtay arasındaki istinaf mahkemelerinin kurulması ihtiyacını doğurduğunu belirterek, bölge adliye mahkemelerinin faaliyete geçmesiyle Yargıtay'ın yapısında da değişiklik yapıldığını, 23 hukuk, 23 ceza dairesinin 3'er tanesinin kapatıldığını, 2019 Temmuz ayına kadar toplam daire sayısının 24 daireye indirileceğini anlattı.

Yargıtay'daki 516 olan üye sayısının 310'a indirildiğini, 12 yıllık süre sonunda da bunun 200 olacağını vurgulayan Cirit, bu sayının bile Avrupa'dakilere göre fazla olduğunu kaydetti.

- "Bölge adliye mahkemeleri, küçük yargıtay değil"

Cirit, yüksek mahkemelerin tarihi ve kurumsal olarak, hukukun tüm ülkede eşit şekilde uygulanmasını sağlamak ve hukuki denetim yapmak üzere iki temel işlevi olduğunu söyledi. Kararların herkese yönelik olması nedeniyle objektif olma işlevi bulunduğuna işaret eden Cirit, hukuki denetim yapan bölge adliye mahkemelerinin asıl ve önde gelen amacının, maddi vak'aların yeniden duruşmalı olarak incelenmesi ve bireysel hakların korunması olduğunu anlattı.

İstinaf mahkemelerinin, ilk mahkeme kararlarını hem vak'aya hem de hukuka uygunluk bakımından denetleyerek düzelttiğini belirten Cirit, temyiz aşamasında ise kural olarak kararın düzeltilmeyip bozulduğunu ya da onandığını kaydetti.

Yargıtay Başkanı İsmail Rüştü Cirit, şöyle devam etti:

"İlk 6 aylık verilere göre bölge adliye mahkemelerinin verdiği kararların yüzde 45'i bozma ve iadedir. Kesin değerlendirmeler yapmak için henüz erken olmakla birlikte, ilk bakışta bu oran çok yüksek olup bölge adliye mahkemelerinin işlevi konusunda bazı soru işaretlerini de beraberinde getirmektedir. İstinaf aşamasında ilk derece mahkemesi kararının düzeltilmesi esas olduğuna göre, bozulup ilk derece mahkemesine gönderilen dosyaların böylesine yüksek oranlarda olmaması gerekir."

Cirit, bölge adliye mahkemelerinin küçük yargıtay olarak nitelendirilmesinin yanlış olduğunu, istinaf mahkemelerinin, gerçek amaç ve işlevine uygun olarak nitelendirilmesi, beklentilerin de ona göre belirlenmesi gerektiğini vurguladı.

Mevcut bölge adliye mahkemelerinin yakın gelecekte daha büyük iş yüküyle karşılaşacaklarını anlatan Cirit, bu mahkemelerin performansını, bugünkü iş yüküne göre değerlendirmek ve Yargıtay'la karşılaştırmanın doğru olmadığını söyledi.

- Yargıda Şeffaflık Bildirgesi hazırlanıyor

Cirit, Yargıtay içtihatlarının objektif işlevini yerine getirebilmesi için tüm kararlarının kamuya açılmasının gerektiğini, bu kapsamda Yargıtay'ın tüm kararlarının erişime açıldığını, 2,5 milyon kadar karar dosyasına internet sitesinden erişim sağlanabildiğini anlattı.

Yargıtay'daki şeffaflık konusuna da önem verdiklerini, İstanbul Yargıda Şeffaflık Bildirgesi'nin hazırlık çalışmalarının sürdüğünü anlatan Cirit, etik kuralları da bu yılın ilk yarısında belirleyerek, kamuoyuna açıklayacaklarını kaydetti.

Cirit, istinaf mahkemelerinin açılmasıyla Yargıtay'a yılda 150 bini hukuk, 50 bin civarında da ceza davası geleceğini belirterek, "Yargıtay'ın işlerinin az olması, içtihat mahkemesi haline gelmesi, Türkiye'deki yargı sistemi konusunda yargıyı rahatlatacak mıdır, yargı daha mı işleyecektir, konusunda endişelerimiz vardır. Çünkü, Türkiye'de tüm ihtilaflar yargı içinde çözülmektedir. Dünyanın ilerlemiş ülkelerinde, hatta tüm ülkelerinde arabuluculuk, tahkim ve uzlaştırma kurulları gibi alternatif çözüm yöntemleri var. Oradaki ihtilafların bir çoğu, bunlarla çözülerek yargıya daha az iş gelmektedir." diye konuştu.

Türkiye'de 2015'te bir yılda 7 milyon kişinin zanlı ve şüpheli sıfatıyla yargılandığını, bunun 3 milyon dosya oluşturduğunu ifade eden Cirit, hukuk mahkemelerine yılda 2,5 milyon dava geldiğini, icra ve infazla değerlendirdiğinde bunun çok büyük bir iş yükü oluşturduğunu ifade etti.

Cirit, arabuluculuk, tahkim ve uzlaştırma kurullarının yürürlüğe girmesinin, bu açıdan önemli olduğunu vurguladı.

Yargıtay Genel Sekreteri Yaşar Şimşek, bölge adliye mahkemeleri ve Yargıtay'ın yapısını anlattı.

Yorumlar