Venezuela ekonomisi "erime" noktasında
- Ülkede gıda, enerji ve ilaç sıkıntısıyla beraber yaşanan büyük ekonomik kriz, eşi benzeri görülmemiş bir sosyal öfkeye neden oluyor - Biri sendika lideri, diğeri otobüs şoförü olan "işçi devlet başkanları" Chavez ve halefi Maduro'nun destekçileri ise hükümete atfedilen tüm yolsuzluk suçlamalarına rağmen devrimlerini savunmada kararlı - Venezuelalı iktisatçı ve siyasi danışman Miguel Velarde, "Ülke içindeki normal harcamalar için bile para yok"
SANTIAGO (AA) - Maria Paz Salas / Selin Çalık Muhasiloviç
Venezuela'da ekonomideki kötüye gidiş ve yüksek enflasyon
nedeniyle hükümete karşı giderek artan gösteriler günlük hayatın
bir parçası olmaya başladı.
Uzun saatleri bulan elektrik kesintileri, ilaç ve temel gıda
ürünlerinin eksikliği, ülkeyi toptan çöküşün eşiğine getiren sosyal
huzursuzluğu pekiştiriyor.
Venezuela 25 Nisan'dan bu yana, kelimenin tam anlamıyla karanlıkta.
Tarihindeki en kötü elektrik krizini yaşayan Venezuella'da, başta
günde 4 saat olarak planlanan elektrik kesintileri, bazı şehirlerde
günde 15 saatten uzun sürüyor. Ülke aynı zamanda enerji üretiminin
yüzde 60'ını karşılayan Guri barajındaki su seviyesini önemli
ölçüde azaltan bir kuraklıkla da karşı karşıya.
Venezuela hükümeti, krizin etkilerini azaltmak için ümitsiz
önlemleri uygulamaya koyarken, etkili olmaktan çok uzak bu
önlemlerin bazıları, vatandaşların öfkesini pekiştiriyor ve ülkede
alışılmadık bir feverana neden oluyor.
Hükümetin baş muhalifleri, Devlet Başkanı Nicolas Maduro yönetimini
krizi kötü yönetmekle suçluyor. Muhalifler tüm bu yaşananların
arkasında, eski Devlet Başkanı Hugo Chavez döneminden kalma
sorunların bulunduğuna işaret ediyor ve bunları, enerji üretimi
için altyapı eksikliği ve yolsuzluk nedeniyle kamu fonlarının
kötüye kullanılması olarak sıralıyor.
Ülkedeki olumsuz koşullar altında dahi, biri geçmişte sendika
lideri, diğeri otobüs şoförü olan "işçi devlet başkanları" Chavez
ve halefi Maduro'nun destekçileri ise devrimlerini savunmak
konusunda kararlı davranırken, Venezuela Devlet Başkanı Nicolas
Maduro, sağ görüşlü vatandaşların kendisini iktidardan indirme
çabalarına cevaben işçilere "zafer kazanana kadar süresiz genel
grev" yapmaları ve "anayasal halk ayaklanması" çağrısında
bulundu.
Maduro hükümeti bunun yanı sıra, ülkeye kapitalistler tarafından
"ekonomik savaş" açıldığını savunuyor ve 1999 yılında Chavez'in
liderliğinde başlatılan sosyalist "devrimi" devam ettirme yemini
ediyor. Maduro, hükümetinin istikrarını bozmak, petrol endüstrisini
sabote etmek ve elektrik kesintilerine neden olmak amacıyla,
Amerikan Merkezi İstihbarat Teşkilatı'nın (CIA) planının bir
parçası olarak, muhalefetin gıda sıkıntısını ortaya çıkardığını öne
sürüyor.
Ülkede elektrik kesintileri, gıda ve su azlığı nedeniyle birçok
şiddet olayı yaşandı. Sosyal şiddetin sembolü haline gelen, ülkenin
en önemli ikinci kenti Maracaibo'ya düzeni tekrar sağlaması için
çarşamba günü bin askeri personel gönderildi. Karneli alışveriş
sistemini eleştirmekle kalmayan protestocular, 70'den fazla
süpermarket ve iş yerini de soydu. Öfke tüm ülkeye yayıldı.
"Datanalisis" anket şirketi, her on Venezuelalı'dan yedisinin,
halkın çeyreğinin desteğini alan hükümetin değişmesini istediğini
ortaya koydu.
Enerji tasarrufuna gidilen ülkede Devlet Başkanı Maduro, kamu
çalışanlarının haftada 2 gün işe gitmesine ve eğitimin cuma günleri
yapılmamasına karar verdi. Venezuela'nın zaman diliminde
değişikliğe giden Maduro, alışveriş merkezlerinde de enerji
tasarrufu yapılması kararı almıştı.
Kongre'yi kontrol altında tutan muhalifler, süreci kullanarak
Maduro'ya karşı güvensizlik oyuna öncülük etti. Ulusal Seçim
Kurulu, referandum sürecini başlaması için geçen hafta kayıtlı
oyların yüzde birinin 30 gün içinde toplanması kararı vermişti.
Muhalefetin bu süreçte başarılı olması durumunda, Maduro'ya karşı
referanduma gidilmesini talep edecek "vatandaş grup" ortaya
çıkacak.
Ticaret Bakanı Jesus Faria, Maduro'ya karşı şimdiden 2,3 milyon
imza toplanıldığı güvensizlik referandumuyla ilgili olarak,
ekonomik kriz, rantiye modelinin tükenmesi ve ekonomik savaş gibi
bir çok nedenden dolayı oylamayla karşılaşıldığını söyledi. Faria,
"Muhalefet, anayasanın da tanıdığı haklarla tüm bu unsurları
kullanıyor. Ancak biz de ister sokaklarda olsun, ister seçim
bölgelerinde, isterse de silahlı mücadeleyle" bunlara hazırız"
dedi.
Ekonomik veriler, Maduro'yu gelecekte güç dönemlerin beklediğini
gösteriyor. Uluslararası Para Fonu'nun (IMF) öngörülerine göre, bu
yıl Venezuela'da enflasyon yüzde 481'e, 2017'de de yüzde 1,647'ye
yükselebilir. Uzmanlar bu yıl yaşanan yiyecek sıkıntısının savaş
dönemindekiyle aynı olduğuna dikkati çekti. Ülke genelinde yiyecek
sıkıntısı, 2014'te yüzde 29'ken yıl sonunda yüzde 80-90'a
yükselmesi bekleniyor.
Asgari ücrette Maduro'nun geçen hafta sonu açıkladığı yüzde 30'luk
artışın ödenebilmesi için kaynaklar oldukça sınırlı. Venezuela'da
halihazırdaki asgari ücret ise 15 bin bolivar (yaklaşık 15 dolar).
Oysa Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü'nün günlük 2 bin 200
kalorilik temel beslenme ihtiyaçları 190 bin bolivara mal
oluyor.
Maduro ocak ayında yaptığı açıklamada, petrol fiyatlarının son 10
yılın en düşük seviyesi olan varil başına 30 dolara düşmesiyle,
ülke ekonomisinin alarm verdiğine işaret etmişti. Petrol krizi,
Venezuela'nın ekonomik istikrarına da büyük darbe vurmuştu.
Venezuelalı iktisatçı ve siyasi danışman Miguel Velarde, AA
muhabirine "Ekonomik krizin en büyük nedeninin petrol krizi olduğu
doğru değil. Yolsuzluk ve yetersiz ekonomik politikalar gibi birçok
etken var. Ancak petrol fiyatındaki düşüş de ekonomik krizi
hızlandırdı" diye konuştu. Ekonomik kriz, Venezuela'nın
müttefikleriyle ilişkilerini de etkiledi. Velarde, "Hem bölge
ülkeleriyle hem de denizaşırı ülkelerle iyi ilişkiler geliştirmede
Venezuela'nın üst düzey hediyeleri büyük rol oynuyordu. Oysa şimdi,
ülke içindeki harcamalar için bile para yok" değerlendirmesinde
bulundu.
Yorumlar